Uzaklara gidesim var,
Öyle çok uzaklara...
Gönlümde sadece en çok sevdiklerim,
ve bir tek onların derdi sırtımda,
Uzaklara gidesim var,
Öyle çok uzaklara...
bak yolcu saatler önce
susan yol bu hüzün türküsü
çay üşüdü...
boş sayfalar arasında kalan
öykünün ağıdını yakmak
kal boş sayfalar arasında
an...
sabret, bitecek
öylece sürecek yaşamak
Zirvesine çıktım Spil'in;
Oturdum yeşilden kiliminde.
Karşımda Selçuk DURACIK, Halil ESENDAĞ
Ufuklar eteklerinde…
Bir anlık düş gibi gelip geçtiler
öyküleri kaldı dilimizde
rest çekip haram ellerin sunduğu huzura
ömürlerine helalinden kefen biçtiler
gül yüzleri Anadolu toprağında
istiklale gebeydi
Namım mazide kaldı kusur bilindi adım
Kuzu kurda emanet yaylaya yayayım mı?
Elin aklına uydu beni dinlemez kadım
Yokluk mapus yarenim davamdan cayayım mı?
anlatmak seni
Yesevi dergahından çıkarak
Bektaşi divanında diz kırarak
veya şehrin en kalabalık caddesinde
Mendil satan çocukların saçlarını okşayarak
"Ölmez bu hareket ölmez bu dava"
Ozan sazı kurda yaren oldukça
"Ölmez bu hareket ölmez bu dava"