Bir kasım sabahı kayıp gittin dudaklarımdan
Sonbaharı sende bitirdim
Önümde uzun bir kış
Sarılıp yanarken çıranda
Yanıp yanıp
Özlemekte varmış seni;
bahsetme benden kimseye..
seni ne çok sevdiğimden söz etme sakın..
Bunca zaman çekmişim omuzumda,
Ey dert elleme, bugün ölüm günüm...
Artık oynadığım bu son kozumdu,
Ey dert elleme, bugün ölüm günüm...
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
bir resimdi annem eskimeyen
tuttu elimden bırakmadı
taktım şarkıları radyoya sesim son ses
ağırlığımca özne birikti benim yüzümden zamana
topallıyorum hüzün
yürüyorum karınca
duası kaldı
açılmış göğün bilmem kaçıncı katında
Aydın olur gecenin sabahı,
Sızlasa da geçer, geçmez değil...
Bir yetimin yerde kalmış ahı,
Yoklasa da geçer, geçmez değil...
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
sana masallar okuyacak çocuklar öldüler
ateşten gömleğin giymiş
kaçıncı düğün bu gördüğüm
kaç esir kuş ağaçları ardında sürüdü
nefes almak için kaçarken
bilmiyorum
kuş sürüsü ufkun çizgisini kanatan
kafiyeli bir şiir olup göçüyor kağıttan
göğe
okuyun yasaklanmadan
suyun hecesini içmeye yeltenen kız böcekleri
düşün ki dünyanın bütün denizleri
bir damlanın içinde
düşlerine bakıp çıkacakken
koybolursun derinde
Bu şiirimi Ozan Arif abimin vefat haberini aldığım anda yazmıştım aslında minibüsle okuluma giderken. Paylaşmakta biraz geciktim. Ev sahibim evden çıkardı ben geçicem diye... Daha yeni evlenmiş ve taşınalı 6 ay olmuştu... Yeni taşındığım evde doğal gaz hemen açılmadığı için de hastalıkla mücadele ettim. En acısı da abimin cenazesine katılamadım taşınma olayı yüzünden... Mekanın cennet olsun Ozanlar ozanı abim benim...