TBMM'deki 325 insanın kararı ile bizim yavrularımız kendilerini hiç ilgilendirmeyen kanlı bir iç savaşın tarafı olmak için Libyalar. 325 tane milletvekili...325 tane gamsız, kasavetsiz insan...325 tane saklı seçilmiş...325 tane kendi evlatlarını güvende tutan ve başkalarının evlatları ile kahramanlık taslayan korkak...325 tane vatan ve millet edebiyatı arkasına gizlenerek nefsini besleye...
Ak sütten hâlisti arzum, niyetim,
Makbul değil imiş samimiyetim,
Yara acıtırmış, benim diyetim,
Hem yara, hem acı, hem tuz olmakmış...
Boşlukta süzülen bir tüy kadar hafif,
Dolapta tozlanmış kadeh gibi boşum.
Sana bunları yazacak kadar sensiz,
Ve seni düşleyecek kadar sarhoşum.
Ağustos ayında zemheri gördük,
Kar altında kaldı sevdalarımız.
Kalpte ilmek ilmek sevdayı ördük,
Karşılık bulmadı edalarımız.
Müjde beklerken acılarla karşılaşmakGüçlü bir istihbarat ile bu katliama mani olunabilirdi. Ama öyle ya; cumhurbaşkanı 15 Temmuz ihanetini milli istihbarat teşkilatından değil de eniştesinden öğrenmişse (Ben kabul etmiyorum tabi ki) daha fazlası beklenemezdi. Oy için Apo'ya ısmarlama mektup yazdırıp, kardeşini TRT'ye çıkarma cüretini gösterip bunun bedelini göze alanlar aynı çabayı niçin...
Babamız gidince düşündüm şöyle;
Her türlü darımda hatırası var.
Apansız gidişler yakıyor böyle,
Şuurda, arımda hatırası var.
biraz sonra düşeceğiz hep birlikte
tam orta yerine itilip kakılan dünyanın
oyuncak bebekler bile ağlayacak
suya değerken güneş
senin çok konuşan saçların