ak saçlıların elinde dombıra
bir telinde sen varsın diğerinde ben
türküsünde bin asırlık öykü
ne güzeldi
Kırım bozkırında tozlanıp
Hazar gölünde yıkanmak
nasılda tutuşmuştu damlalar teninde
Sibirya buzuluna
taşımıştın güneşi bedeninle
suya doymuştu Taklamakan çölü
sadece biz yanmıştık Aybüke
takipsiz şimdi Alageyik
toroslara dargın
dolu dizgin koşuyor
Tanrı dağlarına
bilir ki bin kere can verdi Halil
düzenin namlusunda
yakarışı ünler eski çağları
Hangi sokakta akşamAvare bir ıslıkta yorulduğunGölgesinde dönüp duranZamanın ezgisinde silinmişBir iç çekiştir yokluğun. Nasıl da çabuklaşırdı gülmek Kelebeklerin sustuğu masallardasabah-mışİğne deliğinde üşümekYakılmadı hiçbir ağıtta uzun kışİnci mercan türkü tüter ellerin. Zordur elbetteOyunların mezarını kazmakYetişkin şehirlerinde büyüden uzakBüyümek deDurulmuş sokak ortasıdır bakışl...
dağlar rüzgarın soğuk masalını okurkentürkülerin hüznüne gül döktügelgitlere alışık sokak kedisi kalbim huzursuzluğumuz biraz uzun sürerse ya aşık oluruz ya şiir uyuyamadığım geceleri de ekledim yaşımaen fazla bir şiirlik zamanı kalmış ellerimin yazın ... ah! kalbimeriyen mumdan oluşmuş göletseher yeli bırakmamışlar bizedenizlerin besmelesini çalmışlaryağmurun taşmışlığını, rüzgarın ulu ...
her şeyin bir kokusu var
taş plakların
arnavut kaldırımlı parke taşların
sokakların başka bir kokusu var
b'aşka bir koku...
eskimiş ama burnu sızlatan geçmek bilmeyen bir koku
ilk evimiz
ilk aşkımız
okul yılları
ve son bahar...
...