0 yorum
Prof. Dr. Mustafa Öztürk, bilmem kaçıncı defa bir linçe maruz kaldı.Ve İlahiyat Fakültesi'nden istifa etmek zorunda kaldı.Hoca, "Artık susacağım" dedi.Yani bu memleket yetişmiş evlatlarını yemeye devam ediyor. Maalesef, insanlık için bu yıkım da kurallardandır.Dünya tarihi, öne çıkmış binlerle ismin gördüğü kötü muamelenin de tarihidir.Peygamberler, mûcidler, her konunun önderleri, alışı...
"Sen Ölünce Kim Ağlar?" Robin Sharma'nın kitabı… O kitabın bir yerinde şöyle der: "Siz öldüğünüzde ardınızdan kim ağlayacak? Bu gezegenden gitme ayrıcalığına ulaştığınız zaman kaç yaşamı etkileyeceksiniz?" Ardından milyonlar ağlıyor Bekir Coşkun'un. Yaşamlarını etkiledikleri ağlıyor. Çünkü eğilmedi, bükülmedi, atmadı satmadı. Doğru bildiği yoldan hiç şaşmadı. Öyle lisanı münasiple yazdı ...
Efendim istisnalar elbette kaideyi bozmaz. Fakat bizim bazı dava arkadaşları, yıllar yılı o siyah ceketlerin ve kösele ayakkabıların içinde mahvoldular. Hele hele son bir aydır yaşadığımız coronavirus, nam-ı diğer Covid-19 sebebiyle eve kapanmak bütün kimyalarını bozdu. E zor tabi, köşedeki büfeden bir paket sigara almak için bile Roma'nın fethine gider gibi siyah takımlı koloni halinde ...
Hüzündü sevdandan bana hediye,
Geçmişi hesaba vurdum az önce.
Sevmek hata mıydı acaba diye,
Derinden düşünüp durdum az önce.
Kaç bahar geçirdim, yaza girmedim,
Güzü başa sardım, kışa girmedim,
Bir gün konuşacak yaşa girmedim,
Etrafımı saran sis mi, duman mı,
Akıp giden hayatım mı, zaman mı?
Yıl: 2012Yer: Adana Emine yirmi altı yaşındaydı. İsa altı. Kardelen ise yedi aylıktı.Kıştı. Emine odun almaya gitmişti. Cebinde sadece 6 lira vardı. Yağmurdan sırılsıklam olan Emine'ye içi sızlayan oduncu bir miktar odun verdi. Odunlar ıslanmıştı. Yanmadı. Yanmadı odunlar.Emine çaresizdi. Emine saç kurutma makinesini İsa'nın eline tutuşturmuş diğer odaya geçmişti.Salıncak demirine ...
Yükselir yükselir sıralı, sürgün
İp gibi gerilir bu dağlar Kezban.
Beş değil, on değil, sadece bir gün
Ölse de dirilir bu dağlar Kezban.
ÜLKÜCÜLER NEYİ SEVİYOR SEVMİYOR? Ne kadar seviyoruz kendimize bir genel başkan seçmeyi Ne kadar seviyoruz seçtiğimiz genel başkanın bizim yerimize düşünmesini Ne kadar seviyoruz seçtiğimiz genel başkanın mutlaka bir bildiği vardır demeyi Ne kadar seviyoruz yerimize birinin karar vermesini Ne kadar seviyoruz elin hıyarı ile cacık yapmayı Ne kadar seviyoruz biat etmeyi Ne kadar seviyoruz ...