Geceye sığmazmış aşığın düşü
Hayıra yorarmış hiç olmaz işi
Camıma konan kuş süslese kışı
Senin gönderdiğin selamdır derim
Beyhudedir sitem sarı yaprağa
Yaprak sararmadan dal incinmiştir
Göklerin matemi bayram toprağa
Bulut ağlamadan yel incinmiştir
Alt alta yazdım hatalarımı, günahlarımı Yerden yere vurdum şu akılsız başımı Kabul ettim hepsini Tövbelerimle kapına geldim İnan, inan vazgeçtim aramaktan seni Fakat, fakat bulmaktan vazgeçemedim, geçemedim işte Birer birer saydım günleri, haftaları hesapladım Daha şimdiden onlarca yılı aştı yokluğun Birer ikişer düşmeye başladı şakaklarıma aklar Hasretin yüreğimi kanatır, elem olur içim...
Boş boş bakma yüzüme yırtarım seni kağıt
Gönlümün sarayında gezinen bir yılan var
Derdest ettim talanı kalemden taştı ağıt
Sanki benim peşimde yazdığımı silen var
Mehmedim vurulmuş yatıyor,
Uğruna öldüğü toprak sarıyor,
Anamın gözü doluyor,
Babamın ciğeri yanıyor.
Bulutlar ayazda yanıp pişmişti
Yağmur taneleri göğe düşmüştü
Ölüler diriye kabir eşmişti
Ben beni arayıp bulduğum zaman
Mektuplar bitince bozuldu devir,
Romanın, şiirin adı kalmadı.
İstersen yabancı şarkıdan çevir,
Duygunun, efkârın tadı kalmadı.
Söyleyeyim dinle duyarsın belki
Ben seni onlara değişmem Atam
Yolundan sapmadım hiç bir gün bil ki
Ben seni onlara değişmem Atam
Könül ayrı düşse gardaş gohum yad olub
Oğul deyesen mene, men sene övlad olub
Seni sesleyirem men, görüm ruhun şad olub
Sen üstâda yetişib, men de bir çırağ olaydım
Yandırmağa sen meni, bir nurlu çerağ olaydın