Alt alta yazdım hatalarımı, günahlarımı Yerden yere vurdum şu akılsız başımı Kabul ettim hepsini Tövbelerimle kapına geldim İnan, inan vazgeçtim aramaktan seni Fakat, fakat bulmaktan vazgeçemedim, geçemedim işte Birer birer saydım günleri, haftaları hesapladım Daha şimdiden onlarca yılı aştı yokluğun Birer ikişer düşmeye başladı şakaklarıma aklar Hasretin yüreğimi kanatır, elem olur içim...
Boş boş bakma yüzüme yırtarım seni kağıt 
Gönlümün sarayında gezinen bir yılan var 
 Derdest ettim talanı kalemden taştı ağıt 
Sanki benim peşimde yazdığımı silen var
Mehmedim vurulmuş yatıyor, 
Uğruna öldüğü toprak sarıyor, 
Anamın gözü doluyor, 
Babamın ciğeri yanıyor.
Bulutlar ayazda yanıp pişmişti 
Yağmur taneleri göğe düşmüştü 
Ölüler diriye kabir eşmişti 
Ben beni arayıp bulduğum zaman 
Mektuplar bitince bozuldu devir, 
Romanın, şiirin adı kalmadı. 
İstersen yabancı şarkıdan çevir, 
Duygunun, efkârın tadı kalmadı.
 Söyleyeyim dinle duyarsın belki
Ben seni onlara değişmem Atam
Yolundan sapmadım hiç bir gün bil ki
Ben seni onlara değişmem Atam
Könül ayrı düşse gardaş gohum yad olub 
Oğul deyesen mene, men sene övlad olub 
Seni sesleyirem men, görüm ruhun şad olub 
Sen üstâda yetişib, men de bir çırağ olaydım 
Yandırmağa sen meni, bir nurlu çerağ olaydın
Bugün böyle der, yarın şöyle der
Her türlü kılığa girer şakşakçı
Önüne düşenin ardından gider
Sorgusuz sualsiz yürür şakşakçı 
Düşün taşın öyle cevap ver bana
İkisi arasında fark var mı hiç
Şu Patizanlığı atın bir yana
İkisi arasında fark var mı hiç?
 
		
				 
		
				 
							
					 
		
				 
		 
		
				 
		 
		
				 
							
					 
		
				 
							
					 
							
					 
		
				 
							
					 
							
					 
							
					