tozlu yolların kızıl
mazlum kanına yas mı tutuyor toprağın
semada asılı kalmış çığlığın
tecavüze uğrayan kadınlarının
feryadı kadar masum sesi
unutmadım seni Hocalı
daha vermedim ki son nefesi
Sustum mızrabımı kenara koydum
Gönlümün telini çalmadım eyvah
Kaçtım geçmişimden yarından caydım
Ne dünde, ne günde kalmadım eyvah
Kaç benzin bidonu ?
Kaç kol saati ?
Kaç ayakkabı kutusu ?
Kaç tecavüzcü tekmesi ?
Masum çocuklara nefsi uyanan kaç şerefsiz gölgesi ?
Söylesene utanmaz velet;
KAÇ PARA LAN BİR ADALET?
Uzun gecelerin kısa rüyası
Gün öğleni döndü ay da gidelim
Yok inat gönlümün yârdan cayası
Topla ziyanını say da gidelim
Belki döner idim gittiğim yoldan
Gözüme menzile varan göründü
Yüreğim bıkmışken bin bir engelden
Balyozu dağlara vuran göründü
Dedim yâr derya isen kum kalsam kenarında
Dedi sen bir incisin kaybolursun suyumda
Dedim taş desen bari duraydım sınırında
Dedi ki yosun tutmaz eritmek var huyumda
O nazlı bakışları bir ahu, ceylan gibi,Perçemi omuzuna dökmüş küheylan gibi,Yüzdeki tebessümü gören "Mutludur" sanır,Yüzüne aldanmayın, gülüşü yalan gibi… Kaan ÖZASLAN (17.02.2017)
Kimim? Neyim? Yok mu eşim?
Bilmem, Cahil-i dünyayım…
Bin bir renkle bezenmişim,
Her çaputtan bir parçayım…
Hakikat ilminden nasibin almış,
Alime endişe zuhur eylemez.
Müridi bir hırka ısıtırsa da,
Pîr'i hırkasızlık zebun eylemez.