AHLAKİ YOZLAŞTIRMANIN TELEVİZYON AYAĞI: EVLENDİRME VE MODA PROGLAMLARI!

​Uzun süredir değinmek istediğim ve en az ülke savunması kadar önemli olan bir duruma değinmek istiyorum.

Kültür; bir milleti birlikte tutan, milletin millet olmasını sağlayan değerler bütünüdür. Millet olmayı başarmış topluluklar, bulundukları coğrafyaya kültürleri ile gelmişler ve düşmanlarına benzemeyi reddederek aksine onlara kendi kültürlerini benimsetme çabasına girmişlerdir. Bu çaba bazen şiddet aracılığı ile bazen ise Anadolu'nun Türkleşmesinde görev alan gönül erleri aracılığı ile gerçekleştirilmiştir.

Devamını Oku

ilk yazım İnsanlık ve Kafamdaki deli sorular

Hep deriz,

İnsanoğlu yaradılış sebebini unuttu diye. Gerçekten neydi o sebep? Bunu çocuklarımıza, çevremize anlatıyor muyuz? Sadece anlatmakla kalmayıp yaşıyor muyuz?

KOCA BİR HAYIR tabiki...

Kendi içimizde savunmalarımız çok. Bizi Yaradanı inandırabiliyor muyuz?

Ya ÖLÜM'ü de düşünüyor muyuz? Yoksa hep bu dünyalık mıyız?

Başımızı yastığa koyduğumuzda her gece uykudayken, vicdanımızı da uyutabiliyor muyuz?

Pişmanlıklar... Pişmanlıklar... İnsanoğlunun tüm dünya hayatı bu işte Pişmanlıklar...

Devamını Oku

Kadının Aile ve Toplumdaki Yeri Üzerine - Türk Milleti Nereye Gidiyor?

Kadının Aile ve Toplumdaki Yeri Üzerine - Türk Milleti Nereye Gidiyor?

Geçenlerde bu mecra üzerinde Reyyaney Jabbari isimli İranlı bayan hakkında yazılmış iç burkan bir hikaye okudum. İnsanoğlunu doğuran yetiştiren kutsal bir varlık olan kadının yeri beni birinci dereceden ilgilendiren Türkiye toplumunda gittikçe silikleşiyor. Dahada kötüsü toplumumuz kadına karşı yapılan şiddet, istismar, taciz gibi eylemler karşısında oldukça duyarsızlaştı. Aslı itibari ile çok ciddi bir konu olan ama yeteri kadar üzerinde durulmayan kadının toplumdaki yerine dair geneli bilgi içeren çok az yorumla desteklenecek bir yazı oluşturmayı düşünüyorum. Yazımda insanlık tarihinin her döneminden çok uç örneklere değineceğim. Amacım Türk milletinin geçmişte, bugün ve gelecekte kadına nasıl bakacağı üzerine bir tahmin yürütmek ve bu hususta gördüğüm yanlış yaklaşımları düzeltebilmek adına önerilerimi sunmaktır.

Devamını Oku

EFENDİLER, YARIN CUMHURİYETİ YIKACAĞIZ!...

Ya biliyorum, bu iş böyle olmamalıydı ama olmayacak duaya da amin denmez. Belki bazılarımızın zoruna gidecek, ama itiraf edelim artık, Cumhuriyet bize bir değil, en az iki kalıp büyük geldi. Onun için daha fazla uğraşmaya, cebelleşmeye, zorlamaya gerek yok. Yıkalım gitsin! Hem, kabul edelim artık;Bize göre değil Cumhuriyet. Ne gerek var kardeşim, yok bağımsızlıkmış, yok egemenlikmiş...

Devamını Oku

İNCEYDİ,... KOPTU!...

Hatırlıyor musunuz, biz eskiden beraberdik?!... Yok, hayır.Bu bir 'birlik ve beraberlik' yazısı olmayacak. Çünkü sizinle birlik ve beraberliği istemiyorum.Daha doğrusu sizin şartlarınıza istemiyorum. Ben insanın hayatında adalet, hak ve doğrunun erişilmeye çalışılması gereken en üstün değer birliği olduğuna inanan biriyim. Yani daha üstün bir hedefe hizmet etmek için adaletten taviz verm...

Devamını Oku
Etiketler:

Ahlak gerekir mi?

Şahsî çıkar yerine ahlâkı, güven ve saygıyı tercih etmek, uzun vadede toplumları kalkındırıyor. Ancak bu bağlantıyı tek insanın öngörebilmesi mümkün değil.

Uzun vadede cemiyet kazanacak diye kısa vadede kişisel çıkarı ertelemek kendiliğinden gelişecek bir davranış mı?

Bir zamanların popüler kitabı "Duygusal Zekâ"da Daniel Goleman, kişisel hazzın ertelenmesini anlatır. Dört yaşında çocuklar birer birer deney odasına alınmakta, her birinin önüne bir şekerleme (marshmallow) bırakılmakta ve psikolog, "Ben dönene kadar bunu yemezsen sana daha bir avuç veriririm" deyip odayı terketmekte. Bazı çocuklar psikolog çıkar çıkmaz şekerlemeyi mideye indiriyor. Bir kısmı ise büyük eziyet çekse de ilerde gelecek bir avuç şeker için sabrediyor. Sabra yardımcı olacak davranışları gözlenmiş: Şekere değil de tavana, duvarlara bakmak. Kalkıp stres atmak için tepinmek. Deneye katılan çocuklar 14 yıl sonra bulunup incelenmiş. Hazzı erteleyenlerin tahsilde hayatında, hemen yiyenlere kıyasla fark attığı görülmüş.

Devamını Oku

TAMAMEN DUYGUSAL

Canlı bombalar hakkında hep işimize gelmeyen olanları konuştuk. 

Ideolijilerinin ya da inançlarının gereğini yaptıklarını değil, ilaçlarla bu hale getirildiklerini falan filan.

Üstelik bunu yaptıkları için hiç bir yerde mal mülk edindiklerini de duymadık. Duyduk mu? 

Onları terörist olarak gördük de yine inançları ve ideolojileri gereği koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile pazarlığa oturacak kadar büyüdüklerini/büyütüldüklerini görmezden geldik.

15 Temmuz darbe girişiminde bir emirle öldük/ öldürdük.

Hatta işi bir tık daha ileri götürüp kafa bile kestik (iddia olduğu sönleniyor). Karşılığında TEM 'de yaralanan şehit olan askerden/polisden daha fazla tazminat daha fazla maaş aldık. Almadık mı?

Devamını Oku

MİLLET VE BAĞLARI

Her ne kadar Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun farkında olmayan ve ciddi ciddi dünyanın bize gıpta ile baktığına inanan hafife alınmayacak bir kesim varsa da, ben düşünen, sorgulayan Türk insanının, vatanımızın ne kadar kırılgan bir durumda olduğunun farkında olduğunu düşünüyorum. En azından buna inanmak istiyorum. Hayır, bu yazıda hangi partinin siyasi ne ‚hata' yaptığını düşündüğümü...

Devamını Oku

DÜN VE BUGÜN PERSPEKTİFİNDE BAŞKANLIK

​Dün ne idik? Bugün ne olduk? ​DÜN Sınırlı kaynaklarımız vardı, üzerimizde böyük devletlerin böyük oyunları vardı, yorgunduk, bitkindik, ekonomimiz bitikti, içimizde hainler vardı...v.s  Fakat bizim canımız yanıyorsa yakanın ve yakana yardım edenin canı ve malı da yanıyordu...  Böyük devletler üzerimizde böyük oyunlar oynuyordu fakat çapulcular bize kafa turamıyor, muhattapımız...

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin