Bakmadan, görmek; duymadan, işitmek ve dokunmadan, hissetmek. Hepsine sahip olduğunuzu düşünüyorsunuz halbuki bakmakla, görmek çok farklı şeyler ve duymak ile işitmek. Biri usul, biri esasa tabi bunların. O yüzden görmek için göze, duymak için kulağa ihtiyacınız yok. Düşünün bakalım, kaç kere birini görmüşsünüzdür. Belki yüz binlercesine bakıyorsunuz, ama kaçını gör...
Galiba doğamızda yok. Genlerimizde böyle bir algı yerleşmemiş. Sadece ütopik bir kavram olarak birbirimize karşı bazen silah, bazen kalkan olarak kullandığımız bir şey saygı. Gerçekten karşımızdakinin ne düşündüğünü, neye inandığını veya inanmadığını zerre umursamıyoruz. Hepimiz için geçerli. Kimse birbirine saygı duymuyor. Belki de gerçekten yok böyle bir kavram. Biz uydurduk. Karşımız...
Düşünüyorum da, çok sağlammış üzerinde yaşadığımız yer küre. Milyarlarca insansız yılın yorgunluğu bir yana, insan gibi tüketici bir organizmaya rağmen; bilebildiğimiz haliyle en az otuz - otuz beş bin senedir varlığını sürdürebiliyor. Buna karşın insanoğlunun tahrip edici tüketim gücünü gözlemlersek, internet ve sosyal medyanın yirmi seneyi bulmayan yükselişine göz atarak, insanoğlunun ...
Telif Hakkı
© Tamer Sağcan @ tahtaPod | Tüm Hakları saklıdır.
"Gönül ne kahve ister ne kahvehane,Gönül muhabbet ister, kahve bahane" Hayatta belki de en büyük asimilasyonu o yaşamıştır. Sen kalk, kendi tarihinden yüzlerce yıl sonra; çuvallarla geldiğin ve iklimine ait olmadığın, yaşama ve yetişmeşansın olmayan bir coğrafyada; milliyet duygusunun çok da ön planda olmadığı yıllarda, bir milletin adıyla tüm dünyaya nam sal… Evet! Doğru tahmin. Türk Ka...
Telif Hakkı
© Tamer Sağcan @ tahtaPod | Tüm Hakları saklıdır.
...gider TANRI DAĞI'NA Bizim bir yolumuz vardı.Öyle asfalt, duble falan değildi.Taşlarla döşeliydi, yorucuydu ama düşe kalka ilerliyorduk. Neden başka yolu seçmedik?Çünkü ulaşmak istediğimiz noktaya ara hedeflerle de sadece bu yoldan gidiliyordu.Tanrı Dağı'na giden yoldu bu.Kutluydu. 20 senedir yol almaktan vaz geçtik.En güvendiğimiz, en yolu bilen dediğimiz insanlar akla zarar bahaneler...
Telif Hakkı
© Tamer Sağcan @ tahtaPod | Tüm Hakları saklıdır.
Hayatta somut olan her şey imkânlar dairesinde vücut bulur. Eski bir terkip bu meseleyi öz bir biçimde anlatır: Daire-i imkân, mümkünler âlemi, imkânlar evreni, kâinat. Evrenimiz o halde ancak mümkünler ile imkân bulmuş haller ile sınırlıdır. Bu hallerin belli kanunları ve apaçık sınırları vardır,: doğa ve insan bilimleri: fizik, kimya, ekonomi, sosyoloji bu halleri araştırır. (Fel...
Eskiden, ben küçükken, büyüyünce ülkü devi olmak istiyordum. Ama olmadım, veya olamadım. Şartlar ve kişiliğim uygun değildi. Mesela yaşım gereği, gerekirse kendime kalkan, gerekirse vitrin gibi kullanabileceğim bir 12 Eylül öncesi mücadelesi sunamadım hiç özgeçmişimde. Dolayısıyla tüketebileceğim bir sermayem de olmadı hiç.Her türlü haltı yiyip, ülkücü ölçüden uzak kişisel menfaat için v...
Telif Hakkı
© Tamer Sağcan @ tahtaPod | Tüm Hakları saklıdır.
O kadar kesin ki 'doğrularınız(!)'...Hiç aklınıza gelmiyor değil mi, yanılanın siz olabileceği? Ah keşke şöyle kendinizden bir adım geri atabilseydiniz,fazla değil, sadece bir adım uzaktan görebilseydiniz kendinizi. Hiçte her şeyin doğrusunu bilen tek kişi olmadığınızı görürdünüz. Sizin gibi 'her bildiği doğru olan(!)' bir çoğunluğun sadece ufak ve önemsiz bir parçası olduğunuzu anlardın...
Telif Hakkı
© Tamer Sağcan @ tahtaPod | Tüm Hakları saklıdır.
Her milletin belirgin vasıfları vardır derler. Mesela İngilizler denizci, Hollandalılar tacir, Almanlar bilimci, İtalyanlara mimar denilir. Bize de asker millet vasfı uygun görülmüştür. El Hak! pek de münasip bir sıfattır askerlik Türk milletine. Fakat Türk milletinin hiçbir millette olmayan bir başka vasfı daha vardır. Göz ardı edilmiştir, yeterince anlatılmamıştır. Türk milleti yenid...