Çocukları korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek adına 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 'Çocuk Haklarına Dair Sözleşme' imzalanmış ve o tarihten günümüze 20 Kasım 'Dünya Çocuk Hakları Günü' olarak kabul edilmiştir. "Eğitim hakkı, sağlık hakkı, adalet hakkı, katılım hakkı" Her çocuk eşittir." Hangisini sağladık? Çocukların yararına ne değişti o günden...
Dünya çocuk hakları gününde, Türkiye iki buçuk yaşındaki Müslüm'e nin cansız bedeninin bulunduğunu konuşuyor. Bu kaçıncı ? Kaybolan ve yaşamdan koparıldıktan sonra bulunan kaçıncı çocuk? Son yıllarda sıkça konuşulan, kayıp çocuklarımızla ilgili "Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) nun 2019 yılı verilerine göre, Türkiye'de son 9 yılda toplam 104 bin 531 çocuk kaybolmuş. 107 bin 984 çocuk suç...
Özenle beslediğimizi sandığımız inek bir gece rahatsızlanıp ölünce annem veryansın etti. Böğürdükçe kolonu boynuzlayarak sesini duyurmaya çalıştı zavallı hayvan. Ansızın uykusundan uyanıp odamın kapısını yumruklayan annem apar topar ahıra indi. Arkasından koşar adım yürüdüm. Ahırın ışığını yakmış, ineğin ağzına elini sokmuş, ağzının içinde bir şeyler arar gibiydi. "Tut da" dedi, "yana çe...
Son yıllarda sıkça duyduğumuz, duruşmalara çıkan çocuk ve kadın istismarcıları ve katillerinin kılık kıyafetleri ve kravat takmaları nedeniyle iyi hal indiriminden yararlanmaları bana "Ne efsunkar imişsin ey kravat! " dedirtti. Sanki karne alıyorlar. Okul karnelerindeki eskiden hal ve gidiş, şimdilerdeki davranış notlarını anımsadım. Şimdi soruyorum hakim bey; Bunların, hal ve gidişin kı...
Yıl, 1881… 1900'lü yıllara yaklaşılıyor, yani 20. yüz yıla… O yılların dünya coğrafyası kan ve göz yaşıyla yoğruluyor. Dünyadaki dengeler değişiyor; krallar şahlar, yerlerini özgür ve bağımsız yönetimlere bırakıyor. Bir çocuk dünyaya geliyor, mor salkımlı Selanikte'ki küçük pembe evde. Ne annesi ne de babası, bir gün bu çocuğun bir ulusun yoktan var olma sürecindeki lider olacağını bilmi...
Bu gün 10 kasım ve ben ilk defa bir 10 Kasım sabahı evdeyim. Son yıllarda her vesile ile aklıma düşen her an saygıyla anımsadığım Mustafa Kemal Atatürk seni evde, sokakta, okulda, iş yerinde olanlarla aynı anda evden anacağım. Televizyondan yükselen siren sesiyle bende ayağa kalkıyorum. Ve düşüncelerimde sen. Hani sevgili Erol Evgin in bir şarkısı vardır ya; "Seni düşündüm dün akşam yine...
Bu yıl tüm 12. Sınıf öğrencileri gibi torunum da üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Uzaktan gözlemlerken içim acıyor. Kendini sosyal etkinliklerden soyutlamış yaşıtları gibi, yaşamını sınava odaklamış. Hoş bu yeni bir durum da değil. Daha ortaokuldayken ne zaman okul, bu gün ünite değerlendirme, bu hafta deneme diye rant için piyasaya girmiş yayınların sınavlarıyla boğuşturmaya başladı...
Anacığımı 27 Ekim Çarşamba günü uğurlarken, böyle bir sevgili varlığı koynuna alan toprağa kuş gibi çırpınan duyuşumla seslenmek istedim: Bu benim anamdır! Sarıp sarmalayışında eksiğin olmaz, inanırım. Gelenin kim olduğunu bilirsin, sendendir. Bir devr-i daimdir ki hep senin etrafında ve seninle döner. Gelen gider. Aldığını verir, verdiğini alırsın. Öyleyse senden ne beklesem? Pek gençke...
İlkokul çağlarımda, Dede Korkut hikayelerini fısıldadı kulağıma babam... Uyumaya hazırlanırken bunların masallaştırılmış halini dinlerken teypten, kapanıverdi göz kapaklarım... Atsız Ata'nın '' Deli Kurd'u, Bozkurtlar'ı ''süsledi sonrasında hayallerimi... Keşke o çağlarda doğsaydım, dedim anneme isyanla karışık... Yamtarlar, Sancarlar, Kürşatlar derken, Ötüken ve Altaylar özlemi ye...