Bu yıl tüm 12. Sınıf öğrencileri gibi torunum da üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Uzaktan gözlemlerken içim acıyor. Kendini sosyal etkinliklerden soyutlamış yaşıtları gibi, yaşamını sınava odaklamış. Hoş bu yeni bir durum da değil. Daha ortaokuldayken ne zaman okul, bu gün ünite değerlendirme, bu hafta deneme diye rant için piyasaya girmiş yayınların sınavlarıyla boğuşturmaya başladı...
Vakitsiz göveren çiçek misali
Yazık körpecikken soldu gençlerim
Delişmen çağında bitmiş mecali
Orta yerde yorgun kaldı gençlerim
Baldıran ; maydonozgiller grubundan olan ve nemli yerlerde yetişen ölümcül bir bitkidir. Özellikle eskilerimizin bu bitkiyi bir benzetme ile kullandıklarını biliriz. Bir işi yapmakta ne kadar kararlı olduklarını söylemek için " baldıran zehri içmem gerekse bile" gibi laflar türerdi. Baldıran zehri insanı hık diye götüren bir zehir türü. Siyaset ise böyle değil. Yavaş yavaş öldüren bir ze...
Ekonomik olarak her geçen gün biraz daha kötüye gittiğimiz bu ortamda, bu kadar çok belanın içine girmenin mantığı nedir? Etrafımız adeta düşman istilasında. Iyi geçindiğimiz komşu ülke kalmadı. Fırat'ın doğusu, batısı derken girdik Orta Doğu bataklığına.Suriye'de Eset yönetimine üç ay ömür biçtik olmadı. Adam hâlâ iktidarda üç ay değil yıllar geçti.Yoksa, PYD bir Kürt devleti kuruldu mu...
Eğitim, kamu idaremizin en çok tökezlediği alanlardan biri görünümündedir. "Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim!" diyen nüktedan maarif nazırı, bu hakikati ne güzel bir mübalağa ile ifade etmiştir. Ben bu yazımda gayet yalın istatistiki hakikatler üzerinden mütavazı yorumlarımı okuyuculara arz edeceğim. Manzaranın spekülatif yorumlara pek yer bırakmayacağı, kendi tefsirini...
Sevgili gençler! Gönül isterdi ki önünüzde, fikriyle, duruşuyla dostu sevindiren, düşmanı kıskandıran bir değil, binlerce rol modeliniz olsun, ama ne yazık ki şu anda yok.Artık bu gerçeği kabul etmek zorundasınız. Zira birileri dıştan, birileri içten en küçüğünden en büyüğüne kadar hepimizi, bütün kahramanları birer birer yediler. Particilik ve siyaset sayesinde size sunabileceğimiz hiçb...
Asım son bir kez arkasındaki ölüye baktı sonra önüne döndü. Selimle tanıştıkları beşinci gün birbirlerine birbirlerine yaşlanacaklarına dair söz vermişlerdi. Şimdi ise Selim bütün gençliği, tazeliği barındıran bedeniyle arkasında yatıyordu. Liman AVM'nin orada inip meydana doğru yürüdüler. Levent ve Selim, Asımın arkasında kalmıştı. Şehre karanlık yeni yeni çökerken normal saatinden beş ...
Telif Hakkı
© Berat Şendil @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Bundan yıllar yıllar evveldi... O zamanlar " çocuktum ufacıktım, top oynadım acıktım, buldum yerde bir erik, kaptı bir alageyik" dizelerini söyler dolanırdım ortalarda...
Ben çocuk şarkıları söylerken rahmetli babam " ben evimde otururken o sürgünde oy oy.." diye mırıldanırdı...
Birkaç defa anlatmıştı aslında da çocuk aklı işte idrak edemezmişim...
Bir gün işten eve koşa koşa geldi... " Sürgünden dönüyor Ozan" dedi...
"Ozan kim baba" dediğimde yarı sinirli, yarı şefkat edalı "Ozan Arif oğlum" dedi...
Sinirli tarafı üzerimde biraz fazla etki bırakmış olacak ki, çok da üstelemedim. Çünkü babamın siniri pistir... Ulan Eşşoğlu diye başlardı yoksa...
Siz "42 asgari ücretle sıfır otomobil alınıyor" sözüne inanarak 1603 lirayı hiç yemeden içmeden biriktirip (tabi bu süre zarfında araba fiyatlarına zam gelmezse) hangi sıfır otomobilin hangi tekerleğini alacağınızın hayalini kurun. Ben, belki "Osmanlı Çocukları"da okuyup insafa gelirler diye ilginç bir olaya değineceğim… Ya da olaylara diyelim… 19 Mayıs 2017 tarihinde Atatürk'ü anmak içi...
Telif Hakkı
© Berat Şendil @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.