Herkese değil, sana söylüyorum. Evet, sen, bu yazıyı okuyan kişi, sana söylüyorum. Benim kim olduğumu biliyor musun? Ben Fırat Çakıroğlu… Ege Üniversitesi Tarih bölümü 4. sınıf öğrencisiydim. 20 Şubat 2015 günü, üniversiteye yuvalanmış PKK militanlarınca bıçaklandım. Arkadaşlarım beni hastaneye polis aracıyla götürmek istediler, polis kabul etmedi. Cankurtaran tam 45 dakika sonra geldi....
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1938'de vefaatinden sonra başlayan ve 1950'ye kadar süren süreç bir çok yönden Türkiye Cumhuriyeti için yeni ve Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı bir dönemlerindendir. Bu dönemde yeni ekonomi politikası uygulandığı söylenemez. Lakin Türk ekonomi politikasında çok köklü değişiklikler yaşanan bir döneme gebe olan bir süreç olarak yine de olayları özetlemek g...
Fernand Braudel, "Tek bir tarih ve tek bir tarih metodu yoktur. Tarih kendi içinde görece esnek ve çok seslidir." Cümlesi ile olması gereken öğretici ve ders alınan tarih anlatısının ana hatlarını çizmiştir. Özellikle bizim ülkemizde tarih, geleceğe not düşmek amacından uzakta gündelik çıkarları şekillendirmek amacıyla kullanılan bir enstrümandır.
Tarih de mutlak doğru aramak yersizdir. Yaşanmış her olay dönemin şartlarına kısa, orta ve uzun vadeli siyasi hedeflere göre ele alınmalıdır. Mustafa Kemal'in Zübeyde Hanım'ın yaşadığı gayri meşru bir ilişkiden olduğunu söylemek yahut resmi tarih öğretisi doğrultusunda II. Abdülhamid Han'ı yahut bütünüyle İttihat ve Terakki'yi kötü/yok saymak her anlamda sakat temeller üzerine bina edilen konulardır.
Maalesef ülkemizde ideolojik kalıplara sıkışmış insanlar tarih bölücülüğü yapmaktadırlar. Kimi Türk tarihini Osmanlı temelli alıyor, kimi Karahanlılar devletinden itibaren alıyor vs. Türk tarihini bütünlüyle benimseyen Göktürklerden Türkiye Cumhuriyetine kadar kurulmuş tüm devletleri doğru ve yanlışlarıyla kabul eden bilinçli, ahlaklı ve yüksek eğitimli bir halk tabakamız henüz oluşmadı ve oluşacak gibi de durmuyor.
Hal böyle olunca yüz yıllık bir geçmişe sahip Lozan anlaşması güncelliğini koruyor ve yeni yorumlarla tazelenip temcit pilavı gibi sürekli önümüze sürülüyor. Tarih bilgisi olmayan, ahlak ve bilinç eksikliği bulunan elitist avam gündelik siyasi gündemler oluşturma çabası ile Lozan gibi konuları kullanarak topluma mesaj vermek gibi yapay bir eyleme başvurarak üretken rolünü oynuyorlar.
Ekonomiyi anlamak için anlık bakış asla kafi olmaz. Ekonomi her zaman bir süreçtir. Her ne kadar bir yaşanan kriz için bir tarih vermek mümkün gözükse bile, o tarih ancak o krizi tetikleyen bir olayın gerçekleştiği tarihtir. Oysa o krizin asıl sebebi tetikleyen olaya gelene kadar yaşanan süreç ve olaylardır. Onun için günümüzde geldiğimiz noktayı daha iyi anlayabilmek ve bundan nas...
Bizim köyün muhtarı Cafer bir garip adam vesselam. Köyün bin derdi olur Cafer'in ise bir... O da bizim derdimiz değildir. En yaralı zamanınızda merhem diye gidersiniz yanına, dökersiniz içinizi, size öyle bir cevap verir ki hepten yalnız hissedersiniz kendinizi. Anlatayım size Cafer ile yaşadıklarımızı: Okuyun, düşünün haklı mıyım haksız mıyım siz karar verin! Yaram derindi. Gidenlerin ...
Türkiye darbe girişimi ve OHAL'e kilitlenmişken
- 1-Şehre inen Pkk ne yapıyor?
- 2-Türkiye'deki Işid hücreleri tespiti hangi aşamada?
- 3-Dhkp-c ile mücadele ne durumda?
- 4-Darbe girişimi haftası Çağlayan Adliyesi'nden toplam 37 hakim ve savcının kaçtığından bahsedilmişti. Kaçan bu şahıslar yakalandı mı? Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim KİRAZ'ın şehid edilmesinde bu kaçışa konu kişilerin alakası nedir?
- 5-Darbe girişimi gecesi şehid olan 240 vatandaşımız ile yaralanan 1390 vatandaşımızın isim listesi açıklandı mı? Bu dehşet verici rakamlar doğrulandı mı?
- 6-Darbenin siyasi ayağı neden hala açıklanmıyor?
- 7-İktidar partisi içindeki fetöcüler kimlerdir, tespit edildi mi?
- 8-Fetö ile mücadele hangi aşamada?
Dün gördüğüm bir habere istinaden bu yazımda dilim döndüğünce Nuri Paşa'dan ve Dağıstan'da yaşadığım birkaç anıdan bahsetmeye çalışacağım. Haberin başlığı "Nuri Paşa'nın cenaze namazı 67 yıl sonra kılındı"
Haberi okuduğumda büyük bir şok etkisi yaşamıştım ve aklıma ilk gelenler önce çoğu kişinin Hababam Sınıfı'ndan hatırladığı o meşhur "Laleler" türküsü oldu. Tabi o dönemde ve sonrasında daha nice şiirler ve türküler karşılıklı bir şekilde yazılıp söylenmiştir. Daha sonra Dağıstan'da yaşamış olduğum birkaç anıyı hatırladım. Haberden başımı kaldırıp kendime geldiğimde etrafıma baktım ve sadece boş bakan yüzler ve birkaç gereksiz söz duydum. Peki; nedir bu "Laleler" türküsü kime ve niçin yazılmıştır?
Bundan önceki yazılarımda derecelendirme kuruluşlarını ne olduğunu ve bu kuruluşlar tarafından not düşürülmesinin teorik olarak Türkiye gibi ülkelerin ekonomisine ne tür etkisi olabileceğini yazmıştım. Bu sefer ekonomi teorisi açıdan doğru olan bu etkilerin günümüzde Türk ekonomisine neden yansımayacağına, yada sadece kısmen yansıyacağına inandığımı yazmak istiyorum. Peşinen belirteyim; ...
Lozan Antlaşması (veya yapıldığı dönem Türkçesi ile Lozan Sulh Muahedenamesi), 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık (İngiltere) , Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalanmış barış ant...