"Sen Ölünce Kim Ağlar?" Robin Sharma'nın kitabı… O kitabın bir yerinde şöyle der: "Siz öldüğünüzde ardınızdan kim ağlayacak? Bu gezegenden gitme ayrıcalığına ulaştığınız zaman kaç yaşamı etkileyeceksiniz?" Ardından milyonlar ağlıyor Bekir Coşkun'un. Yaşamlarını etkiledikleri ağlıyor. Çünkü eğilmedi, bükülmedi, atmadı satmadı. Doğru bildiği yoldan hiç şaşmadı. Öyle lisanı münasiple yazdı ...
Nerdeyse arkadaş bile değiliz
Bir kere yan yana geldiğimiz yok.
Vefadan kalmamış ufacık bir iz
Beraber ağlayıp güldüğümüz yok.
Sevildiğini bilmektir asıl zor olan,
Nasıl bir yük bindirir sırtına bilemezsin,
Olduğun yere çiviler seni aşk dolu bakışın gücü,
Sende karşılığı olsa bir türlü, olmasa başka.
Yemyeşil yaprakların bir bir kurumaya yüz tuttuğu bir sonbahar akşamında yazmaya başladım seni. İlk başlarda birkaç satırla anlatabiliyordum. Sonrasında dörtlüklere sığdırmaya çalıştım seni. Yetmedi tabii. Sayfalar doldu taştı seni yazarken. Bu kaçıncı mektup oldu sayamadım. Kaç kutu mürekkep bitirdim bilmiyorum. Sana verdiğim o defterler var ya, çocukluğum saklıydı onlarda. Çöpe a...
Hüzündü sevdandan bana hediye,
Geçmişi hesaba vurdum az önce.
Sevmek hata mıydı acaba diye,
Derinden düşünüp durdum az önce.
Bak sen bugün ölme
Söz yarın gel
Ellerinde yeni toplanmış çiçekler
Gözlerinde benim onları görmeme sebep
Mecbur ölüşlere
Akan gözyaşları
Düştüm rahim denen etten bardağa,
Doğunca sarıldım beyaz kundağa.
Anamın ak sütü değdi dudağa,
Başımda yalancı taçtı yaşamak.
Telif Hakkı
© Mustafa Erkenekli @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Sevgi tohumunu kurak sineme,
Ektim, bitsin diye beklemekteyim.
Elem sürmesini gözümde neme,
Çektim, gitsin diye beklemekteyim.
Belim bükülse de eğri yay gibi,
Gerile gerile geleceğim yâr.
Sevdanla kaynayıp akbuğday gibi,
Serile serile geleceğim yâr.