EMEL MUHTAR'IN AZİZ HATIRASINA

HOYRATLAR

Yaralandım yatmadım, yaram tımar etmedim
Çok niyetler tutmuştum hiç birine yetmedim

Kerkük Türküsü

Nice zaman olmuştu, kendi bile farkında değildi. Güneş ne zaman başını uzatıp baksa, O da geçer penceresinin kenarına sevdiğinin yoldan geçişini beklerdi. Gün, onun simsiyah saçlarını okşar, gönlüne umut salar, biraz onla biraz bunla oyalar, öte taraftan sessizce çekip giderdi. Çok geçip gitti böyle güneş, kömür karası saçları ak yazmasıyla bir renk olmuştu. Ne yapsındı! Elbet bir gün gelir diye kendisini avutmaktan başka ne çaresi vardı ki! Elbette yarın sabah olduğunda, yine güneşle beraber, geçecekti penceresinin kenarına. Sevdanın bıkıp usanması olur muymuş, hangi yıl bir sevdayı eskitmek kudretine sahipmiş. Hiç olacak iş mi?

Emel Fuat annesini öylece camdan dışarı, boşluğa bakar gördükçe derin bir üzüntüye kapılıyordu. Kendisi de kimselere belli etmeden gelen giden var mı diye baksa da artık umutları tükenmek üzereydi. Oysa işte şuracıkta, pencerenin kenarındaki sedirde uyuyup kalmış annesi, gecenin zifiri karanlığı da basmış olsa, ay ışığı düşen ak yazmasıyla hâlâ çok umutlu görünüyordu. Küçücük yüreğini bir sızı kapladı, henüz on iki yaşındaydı. Beklemenin ne demek olduğunu biliyordu, kavuşmanın ne demek olduğunu ise hayâl bile edemiyordu.

Devamını Oku

TÜRKLÜK ve VATANDAŞLIK...

Almanya 1981'den beri Almanya'da yaşıyorum. Türk'üm, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım. İlkokul, lise ve yüksek öğrenimimi Almanya'da yaptım. Almancayı anadilim gibi konuşuyorum. Sonradan Almanca öğrendiğim için gerek imla gerek gramer kurallarını bir çok Almandan daha iyi biliyorum. Dolaysıyla iş yerinde Alman iş arkadaşlarım bir çok zaman yazışmalarını bana gelir kontrol ettirirler.​Fra...

Devamını Oku

Osman Gazi Köprüsü

Geçtiğimiz 15 günün halk arasında en önemli üç meselesi Atatürk Havalimanı saldırısı, 9 günlük Ramazan Bayramı tatili ve Osman Gazi Köprüsü oldu. Özellikle Havalimanı saldırısı sonrasında davul zurna ve şenliklerle açılan Osman Gazi Köprüsü pek çok yönü ile tartışmalar yaratmaya devam ediyor.  Ağırlıklı olarak köprünün ekonomik yönünü anlatacağım ancak, son 14 yıllık AKP iktidarı dö...

Devamını Oku

ÇİLENİN FASLI

ilenin-fasl

Güneşin aşkıyla yandı kardelen
Evliyalar tuttu ak ellerini
Allah'ım kapına şehittir gelen
Ol Muhammed gibi sev güllerini

Devamını Oku

Muhalifler Nerede Hata Yaptı?


MHP'de muhaliflerin her girişimi, şu ana kadar genel merkez tarafından bertaraf edilmiş, boşa çıkarılmış görünüyor. Pek çok kimse için bu tesadüfi bir durum değil, aksine kuvvetle muhtemel bir sonuç. Bilhassa hukuki metinlerdeki boşluklar, yargının siyasallaşması, siyasi partiler kanununun demokratik olmayan yapısı, en başından genel merkezin elini güçlendiren silahlar. Muhalif isimlerin buna rağmen giriştikleri mücadele, her ne kadar meşru ve doğru ise de sonuç almaktan uzak bir mücadele yöntemi.

Aslında muhalifler bugün sonuç almaktan gittikçe uzaklaştıkları mücadelelerinde en büyük kaybı 1 Kasım gecesinde yaşadılar. Demokratik refleksleri gelişmiş ve günü okumasını bilen bir muhalif hareketin daha o gece sonuç almayı bilmesi gerekirdi. O gün alınamayan sonuç, kaçırılan tren, bir daha asla o kadar yakın bir ihtimal olamayabilir. O gece hesap kitap derdine düşmeden, bir refleks olarak bu reaksiyon gösterilebilirdi, ancak samimiyetsiz ve korkak siyasetçilerle, reisçilik oynayan reislerin beceriksizlikleri yüzünden bu fırsat kaçırıldı.

Devamını Oku

Üzerine alınan alınsın...

Nasıl hoşuma gidiyordu seni dinlerken söylediklerin,

Her konuşman bir umut,
Her sözün bir vaad,
Haykırışların vuslata isyan gibi...
Ya söz verişlerin...

Her gün, her hafta ''belki bu gün olacak'' umuduyla beklemek, yarın ''alayına isyan'' der gibi umutlarımızı, bekleyişlerimizi, hasretimizi o göğsümüzde tutamadığımız aşkı sokaklarda haykıracak gibi beklemek...
Duvarların yanından yaramaz çocuk sinsiliğinde geçerken ''ah şimdi elimde boya fırça olsa da yazsam ''bizi'' derken ki heveslerim...
Beklemek diyorum beklemek,

Devamını Oku
Etiketler:

'YENİ TÜRKİYE'DE İKİ YENİ EVLİ ÇİFT!' ve DEVAMI...

Eski Yazı, Yeni Gündem... Sayın Devlet büyüklerimiz her zaman olduğu gibi son günlerde de siyasi deha ve merhamet duygularının nasıl büyük bir orantı ile birbirlerine alakadar olduklarını hepimize tekrar ispatladılar! Evet, söz konusu müstakbel 3 milyon yeni vatandaşmız... Nurtopu gibi 3 milyon nitelikli, yeni vatandaşımız daha olmasına ramak kala, ve gündemde bu vatandaşlarımıza TO...

Devamını Oku

Sosyal Sermaye sebep mi sonuç mu?


Türkiye "az gelişmiş ülke" olduğunu galiba 1960 darbesinden sonra fark etti. O güne kadar kalkınmışlık, geri kalmışlık pek gündemde değildi. Darbeden sonra fikirlerimizin şirazesi çözüldü. Hani 1980 darbesinde her şeyden anlayıp her şeyin doğrusunu bilen yüce liderimiz Kenan Evren'in bize bol geldiğini söylediği anayasa işte o 27 Mayıs anayasasıdır. Bizler onun sağladığı fikir hürriyeti içinde geri kalmışlığımızı keşfettik.

Etilerden geri miyiz?

Sonradan batılılar daha politik olmaya karar verdi ve bize "geri kalmış" veya "az gelişmiş" yerine "gelişmekte olan" denmeğe başlandı… 60 sonrasının prenslerinden Atila Karaosmanoğlu, İtalya'yı yakalamamız için birkaç bin yıla ihtiyacımız olduğunu söylemişti ve bu pek hoşumuza gitmemişti.

O günlerde bir taksi şoförünün bana "yahu biz Etilerden de mi geriyiz?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Bu kıyas Karaosmanoğlu'nun aklına gelmemişti zahir.

Devamını Oku

SREBRENİTSA

TARİH 11 TEMMUZ 1995,İNSANLIĞI VURDU UTANMAZ ELLER. ​13 yaşındaydım tarih utanç içerisinde yüzünü kapatmıştı, olanları görmek istemiyordu. Bosna Hersek'ten bahsediyordu haber bültenleri, cansız çocuk bedenlerinden, başörtüsü parçalanmış gelinlerden, katliamlardan, ölümlerden… Henüz 13 yaşındaydım Bosna Hersek "Biz" demekti, Bosna hersek Türk'dü. Bıyığı tütün sarısı bir amca "Os...

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin