Yolda yürüyorum. Gideceğim yer epey uzak fakat hava güzel. Ben ise yürümekten kendimi alamıyorum. Havada matem var, belli. Durgunluk sinir bozucu şekilde doğaya ve insanlara hakim. Doğayı anlarım, çünkü kış yaklaşıyor. Fakat insanları anlayamıyorum. Bu durgunluğu insanoğluna yakıştıramıyorum. Özellikle bu kanla beslenmeye alışmış topraklara… Doğa kendini her sene yenileyen bir düze...
_Şarj aleti nerede?
( _Hasan'ın bıçağının durduğu çekmecenin üzerindeki tezgahın yanındakii prizde bırakmıştım. Yanlış hatırlamıyorsam... )
Biz yanlış yaptık... Yıllardır var olan muhalefete bıçak kemiğe dayanınca katıldık. Muhalif çıkan her sesin sahibine vurdukarı ''hain'' damgasını alıp, yaftalayanların boynuna asamadık. Doğru söyleyenin haklılığını bile bile sahip çıkamadığımız gibi, gidenlerin ardından yıllar sonra sarı öküz bahsinden gizlice günah çıkardık. Oysa ki onları biz yalnız bırakmıştık. Lider, teşkilat,...
Bugün 11 Kasım 2016... Bu da bir 10 Kasım yazısı değil, 11 Kasım yazısı... 10 Kasımların klasikleşen sözleridir "Atam izindeyiz", "Hasretle anıyoruz", "Olmasaydın olmazdık" gibi sözler... Bazen de özlem şarkılarla dile getirilir "Bir daha gel Samsun'dan" denilerek. Ancak olmazsa olmazımız "Anmak değil anlamak lazım" şeklindeki "Hmm çok doğru" dedirten sözdür. Hatta bu söz söylenince veya...
Ne Yapılabilir?Bugün Allah razı olsun Harun Meral başkanım ile görüştük. Ne yapılabilir Başkanım dedim? Ne yapılamaz ki cevabını aldım. Başkanım bulunduğumuz yerlerde neler yapılabilir konusunda harika fikirler verdi. Bilmem başarabilir miyim?19 Haziran gününden itibaren kendime çevreme büyüklerime aynı soruyu soruyorum: Ne yapabiliriz?Bugün istersek herşey yapılabilirmiş öğrendim.Atalar...
Gittiğinden beri her şey bir tuhaf
Biz beceremedik Atam bu işi
Af dilerim önce, senden büyük af
Biz beceremedik Atam bu işi
Tarihin 9 Kasım'ı devirdiğini bir kesik öksürüğün ardından anladı. Tam o sırada kalbine vatanı, tek kurşun dahi atılmadan düşmana teslim edilen Selanik'in acısı
Kesik bir öksürükle gözlerini açtığında köstekli saatine doğru uzanmak istedi lakin yorganı üstünden kaldıracak o kuvveti toplamakta da zorlandı.Akrep ve yelkovanın hangi sayılar üstünde durduğunun merakını da bir süre sonra üstünden attı çünkü artık o da farkına varmıştı pek önemi de kalmamıştı bunu öğrenmenin.Yarım bir şekilde açılan gözlerini tavana doğru diktiğinde bir insanın gece vakti başına gelebilecek en berbat şey onu da yoklamıştı. Bambaşka bir yerde hayata başlamış şimdi hangi zamanının içinde olduğunu bile bilmediği,bambaşka bir yerdeydi. En son ne zaman böyle hissettiğini düşünmek üzere Tanrı'dan bir müddet daha beklemesini rica edercesine derin nefes aldı.Sarı Mustafa diye kendisine seslenildiği Selanik günlerine gitti, ana kucağının, baba ocağının sıcaklığına atmak istemişti kendini sonbahar İstanbul'unda.En çok da o günleri özlüyordu, belliydi gözlerinin içinden. Sarı Mustafa'nın Kemal'ine doğru çoktan yola koyuldu. Masabaşında yitip giden vatanı için asker olmayı kafasına koyduğu, fırtınalı bir denizin ortasında alabora olmuş bir milleti çekip kurtardığı o yıllara gitti. Ali Rıza oğlu Selanikli Mustafa , Manastır'daki yatakhane yatağını, dolabını da düşünmeyi ihmal etmedi. Anılarını, gençliğini ve çocukluğunu sığdırmaya çalıştığı Manastır Askeri İdadisinin dolabının yerinde şimdi kim bilir ne vardı diye düşündü.
Telif Hakkı
© Umut Dumangür @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
BİZ SENİ BİZİM MAHALLEDENSİN DİYE SEVDİK... Yine takvimler 10 Kasım'ı gösteriyor ve yine akrep dokuzda yelkovan beş de duruyor… ATAM! Sen de söylemiştin, Biz de biliyoruz! Fâni bir insandın… O yüzden kutsamadık seni, Hep ne anlatamaya çalıştın ona baktık… Ne siyaset ne çıkar ne de fitne için kullanmadık seni... Kabrinin başında diz vurarak veyahu...
Hasan'ım sensiz tam 6 sene geçti... "Ve tarih bir gün; aciz içinde şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın icat edilmediğini yazmak zorunda kalacaktır" Seyyid Ahmet Arvasi Merhum Arvasi Hocamızın'da yukarıdaki sözü ile bahis ettiği Türk Milliyetçileri yani Ülkücüler ve davalarına olan aşkları tarihte kendine öyle yer edinmiştir ki; "Nefer" mertebesine erişmek ...