10 ARALIK 2016- VODOFONE ARENA

BIKTIM!..

İnsanların hergün öldüğü bu ülkede, yine bu ülkeyi aşkla severek yaşamaktan, 

İnsanların hergün öldüğü bu ülkede, diğer insanların genç olanlarının vurdumduymazlıklarından, bir kısmının "vah-tüh" seviyesindeki duyarlılıklarından, diğer bir kısmının (içinde benim de olduğum grup) siyaset okumacılığı yapmasından, orta yaşlının her şeye karışmasından, yaşlının ben göreceğimi gördüm zaten artık bana dokunmayan yılan bin yaşasıncı tavrından,

İnsanların hergün öldüğü bu ülkede devlet görevlilerinin boş işlerle uğraşmaktan başka bir şey yapmıyor olmalarından, muhalefetin ucuz edebiyat cümleleri kurarak sahte eleştiriler yaparken aslında iktidar yalakalığından başka bir şey yapmamalarından, 

İnsanların hergün öldüğü bu ülkede silahlı kuvvetlerin ve güvenlik güçlerinin silahlarını kullanmaktansa, onları kabzaları yerine politik korkularından dolayı neredeyse donlarının içine saklayacak olmalarından,

İnsanların hergün öldüğü bu ülkede televizyonların para kaybetmektense onur kaybetmeyi tercih ederek verilen izinler ölçüsünde gündem oluşturma telaşı içinde olmalarından, gazetelerin toplumsal bilinç oluşturma ve tarafsız haber yapma gibi ilkelerden sıyrılarak politika üretmelerinden, o bunu yazarsa ben de şunu yazarımcı tavırlarından,

Devamını Oku

YÜZLERİ MASKELİ ADAMLAR

Mademki bir yiğitlik yaptınız.Mademki bir yerlere aklınız sıra mesaj vermek istediniz. Mademki aykırı bir sesi susturmak istediniz. İyi de siz kimsiniz?Niye yüzlerinizi göstermediniz.Niye idam sehpasına tekme atan cellat rolüne girdiniz?Buz gibi provokasyon kokan Türk Milliyetçiliği davasının sesi Yeniçağ Gazetesine yapılan saldırı en hafif tabiri ile çirkinliktir. Camdan masadan ne iste...

Devamını Oku

VEBALİ VAR!...

Herkes şunu iyice anlasın; Sizin kafanızda nasıl bir 'Başkanlık' olması, veya nasıl bir 'Başkanlık' istediğinizin zerre kadar önemi yok! Nasıl tek tip bir parlamenter sistem veya demokrasi tanımı yoksa tek tip bir başkanlık sistemi de yoktur! Ortalıkta somut bir metinle millete resmi ağızdan izah edilen ve tartışılan sistem henüz görmedim. Verilen demeçlerden anladığım kadarıyla günümüzd...

Devamını Oku

VE BİTTİ (Mİ?)

Bir olamadık. Bir araya gelemedik. Hırs mı desem? Beceriksizlik mi desem? Yolun sonu uçurum dedik dinletemedik. Bölünüyoruz dedik anlatamadık. Ey adaylar birleşin güç olun dedik bir kurultayı bile yapamadık. Birileri bir yerler iyi oynadı ülkücü hareketle. Olur olmaz gereksiz çıkışlar anlamsız gruplaşmalar. Artık gemi su alıyor demenin bir mantığı kalmadı. Gemi alabora oldu. Ha battı ha ...

Devamını Oku

‘’KIRIM TATAR MİLLİ MECLİSİ’’ SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ MÜDÜR?

krm-bayra

''Kırım Tatar Milli Meclisi, Kırım Tatar halkının doğrudan ve demokratik seçimlerle oluşturduğu 'Kırım Tatar Milli Kurultayı' tarafından seçilmiş, Kırım Tatar halkının en yüksek temsil ve karar organıdır.'' 26 Kasım 1917 de Bahçesaray'da toplanan ilk Kurultay sonrasında kurulan, Milli Meclis'in başkanlığını Şehit Numan Çelebi Cihan yapmıştır. Milli Meclis, Kırım'ın Sovyetler Birliğince i...

Devamını Oku

MAVİ HAP MI, KIRMIZI HAP MI?

Bu yazı 8 Kasım 2012'de yayımlandı. KRİZ Ben 2001 krizinin patlak verdiği nokta olarak hep zamanın Başbakanı Ecevit'in zamanın Cumhur Başkanı A. N. Sezer ile tartıştığından dolayı 19 Şubat 2001'de MGK toplantısını erken terk etmesini görürüm. 2001 senesinde Almanya'da bir bankada döviz ve para tüccarı olarak çalışıyordum. Bu olaylardan önce de zaten piyasa çok gergindi. Türk Bankaları yu...

Devamını Oku

"HERKESİN İÇTİĞİ SU"DAN İÇMEK

En başta da kendi içer. O günden sonra da bu cümbüşe "sosyal düzen" denilir ve akıllananlar delirdi diye tımarhanelere kapatılır.

​ Ömer Seyfettin'in "Herkesin İçtiği Su" adlı meşhur bir hikayesi vardır. Bilmeyenler için hikayeyi şöyle özetleyebiliriz. Hikayede Ling-Yu adında akıllı, tecrübeli bir Çin imparatoru ülkesini ilerletmeyi çok sevmektedir ve sırf bu ilerleme sevdası için kütüphaneleri yaktırmış, halkının geçmişle bağını tamamen kopartmıştır. Çinliler de adeta onun tanrılığına inanmaktadır. Bu imparator düzeni sağlamak için afyonu, haşhaşı, esrarı serbest bırakmış tam bir umursamazlık hali herkese hakim olmuştur. Ancak bir gün baş müneccim saraya gelerek korkunç bir felaketin geleceğini haber verir. Bu felaketin giderek artan bir yağmur olacağını bundan bir damla içenin delireceğini söyler. İmparator baş münecciminin tecrübesinden emindir. Soylularla toplantılar, görüşmeler yapılır yağmur yağmadan evvel tüm mahzenlerin, sarnıçların, küplerin, hatta vazoların suyla doldurulmasına karar verilir. Bu tedbirler alınır. Birkaç güne kalmaz hafif bir yağmur başlar ve günbegün şiddetlenir. Hakikaten de sudan bir damla içen delirmektedir. Sonunda halkın hepsi bu yağmurdan nasibini alır ve aklını yitirir. yalnız saraydaki imparator ve çevresindekiler akıllarını koruyabilir. Ancak memlekette çıldırmayan kalmayınca öyle bir curcuna alır ki her yeri içerdekiler mahsur kalır. Ne dışarı çıkabilirler ne de dışarıdakilere laf anlatabilirler. Yaşlı, bilge imparator bu hal karşısında sonlarının ne olacağı derdine düşer. Çünkü artık kanun da idare de kalmamıştır. Akıllıların durumu deli olmaktan daha büyük bir felakettir. Bu yüzden ihtiyar imparator düşünür taşınır ve bir karara varır. "Herkes deli olduktan sonra, birkaç kişinin aklına lüzum yoktur." diyerek herkese uğursuz yağmurun suyundan içme emri verir. En başta da kendi içer. O günden sonra da bu cümbüşe "sosyal düzen" denilir ve akıllananlar delirdi diye tımarhanelere kapatılır. 

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Semanur Ulu @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.

Suriye, Türkiye, ABD, AB, Çin ve Rusya

Bu yazı 24 Ağustos 2011 tarihinde yayımlanmıştır. Hepimiz ABD'nin BOP planını eleştirirken sanki ABD'nin ve başka ülkelerin veya bölgelerin dünya çapındaki diğer faaliyetlerini göz ardı eder gibiyiz. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra İngiltere dünya devi olarak önem kaybederken ABD gittikçe önem kazanmaktaydı. Coğrafi konumundan dolayı sanayisinde hasar görmüş olmaması, Nazilerden kaçan Yahudi ...

Devamını Oku

POZİTİF BİLİMLERİN FELSEFEYE YANSIMASINDA İKİ İSİM BİR KİTAP: MİLLET VE MİLLİYETÇİLİK / İSKENDER ÖKSÜZ & MİLAY KÖKTÜRK

"Dünyada iki tür nitelik vardır: verimlilik ve verimsizlik…
Ve iki tür insan vardır: verimli ve verimsiz…"

George Bernard SHAW

İnsan doğası gereği hayat bulduğu yeri ve zamanla da ötesini hep merak edegelmiştir. Evrende neler olup bittiğini, bunların içerdiği olayların ne olduğunu bilmek ve anlamak istemiştir. Sıradan insan, doğası gereği günlük yaşamını idame ettirecek ölçüde bilme ve anlama isteği içindedir. Bu faaliyet, çevresel ve içsel olabilir. Ancak insan, eğer bütün bunların üzerine bir de belirli konuların belirli amaçlara yönelik olarak uygun yöntemlerle sistematik şekilde ele alırsa ortaya faklı disiplinler çıkar. Bu amaca hizmet eden disiplinlerin tümüne kısa yoldan "(pozitif) bilim" denilebilir ve bilime ait disiplinlerin temelinde bir felsefe bulunmaktadır.

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin