23 Nisan'ın mânâsını erbâbı hatırlatmalı. Biz daha çok çocuk bayramı gibi kutluyoruz. Öyledir. Ama öncelikle "millî hâkimiyet" bayramıdır. Sonradan "ulusal egemenlik" dediğimiz bayram. Prof. Dr. Vahdettin Engin'nin şâhâne değerlendirmesi bu manada bir hâfıza yenilemesidir ve olanı biteni anlamaya dâvettir. "23 NİSAN 1920 "TBMM 23 Nisan 1920 tarihinde açıldı. O gün başta Mustafa Kemal Paş...
Belki bilir diye sormuştum dağ'a,
"İnsanın dünyada ne amacı var?"
Tanıklık etmişsin sen birçok çağ'a
Anlatsana; "Nedir bu bilinmez esrar?"
Hayatımın en zor ve bir o kadar hüzünlü kavramı üzerinde yazıyorum. Ülkücülük kavramını bundan sonra artık kullanmamak için azami dikkati göstereceğim. Zira kavramlarda insanlar gibi doğar, büyür ve süreç içinde yıpranarak önce toplumun vicdanında sonra zihninde silinmeye yüz tutarlar. Batı medeniyetinde entelektüel çevrelerde de zaman zaman yıpranan kavramlar terkedilerek yeni kavramlar...
Bir dönemin ünlü bir fotoğraf sanatçısı vardı. Gençlik yıllarımda onun gibi sokak kareleri çekmeye çok özenirdim. Onun adı Robert Doisneau. Her karesi hemen hemen belleğimdedir. Onun adını google ile aratırsanız çektiği bir çok siyah-beyaz kareyi, fotoğraf sanatına ilgi duymasanız datanıyacaksınızdır. Halen kullanılır kareleri, posterler afişler içinde yer alır. O dönemin ünlüfotoğrafçıl...
Küçücük, bir yavru saka kuşuydum,
Kediler insafsız çatınca bildim.
Bulutlara çıkmak zor diye duydum,
Bir yel beni yere atınca bildim.
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri sığınmacılar sorunudur. İktidarın yanlış dış politikalarıyla başlayan ve giderek büyüyen bu sorun artık içinden çıkılamayacak bir noktaya gelmiş ve kontrolden çıkmıştır. Bu yüzden sığınmacılar sorunu hiçbir partinin siyasi propagandasına alet edilemeyecek, partiler üstü bir sorundur. Bir milli beka meselesidir. Siyasetçilerin bu soruna bakışına bakt...
Memleket diyor ki dengeyi şaştık
Bozuldu şiraze, yönü unuttuk.
Zamanla normalin dışına taştık
Toplumsal olarak bunu unuttuk.
Memleketi dinliyorum, gözlerim kapalı.
Önce yarınlardan soğuk bir rüzgar esiyor;
Yavaş, yavaş işliyor,
vatandaşın iliklerine.
Hastaneden çıktıktan sonra basını ve sosyal medyayı incelerken İkbal hocanın adeta çığlık, isyan şeklinde ortaya çıkan yazısını okudum. Sağlık bakımından daha istediğim noktada değildim ama bu yazıya cevap vermeyi bir sorumluluk olarak gördüm. İkbal Vurucu ülkemizin yetiştirdiği çok güçlü kalemi olan bir sosyolog ve akademisyendir. Aynı zamanda Atatürk'le başlayan milletleşme sürecimize ...