Ararım bulamam o eski hissi
Türkülerim benden uzağa düştü
Artık ötelerden geliyor sesi
Türkülerim benden uzağa düştü
Bu haftanın konusu belli "İmamoğlu'nun otobüsü" Nihayet muhalefet ikiye bölündü. Bir grup diyor ki: "Her görüşten gazeteci olsun, biz de mi ayrımcılık yapalım" Diğer grup ise (Bence haklı olarak) diyor ki :"Bu gazetecilerin yüzünden intihar eden insanlar oldu, çağırılacak gazeteci mi kalmamıştı memlekette?" İki grupta da beni en çok rahatsız eden Nagehan gibilere g...
Empati yaptığımda....?Eğer 68 kuşağı Türk milliyetçileri ve solcular Kabataş sahilinde ABD askerlerini aynı anda beraber denize gömselerdi Arap sevici siyasal İslamcı güruhun bugünkü gibi Türkiye Cumhuriyeti değer ve kazanımlarına musallat olma şansı olmayacağı gibi Türk milleti bugün daha çağdaş, daha modern ve hatta ayakları yere basan akılcı imana sahip üretken bir toplum olurdu.Türk ...
(Alman halk hikâyesi) Madencinin biri, ne zaman cadıların Walpurgis gecesinde Brocken Dağı'na uçtuklarından bahsedilse bu iddiayı ortaya atan kişilerle dalga geçerdi ve sık sık "Eğer böyle bir yaşlı yaratık yoluma çıkarsa, onu tek yumrukta yere sererim. Bir deri bir kemik kalmış yaşlı bir cadı iskeletinin benim gibi güçlü kuvvetli bir adama karşı nasıl şansı olabilir?" diye cevap v...
İlhan Selçuk'un derinlerden gelen sessiz tepkiye koyduğu bir ad vardı "Dip Dalga.." Bu veciz söz gerçekten sessiz kalabalıkların ruh halini ve bu sessizliğin koyduğu tepkiyi en iyi anlatan bir sözdü. Hemen yanı başımızda, yani komşumuz Suriye'de 15 Mart 2011'de bir iç savaş başladı. Bu iç savaş tam da bizim Suriye ile mercimeği fırına verdiğimiz bir zamanda başladı. Üstüne üstlük Türkiye...
Sabahat Akkiraz'a bile "Irkçı" dediniz ya, vallahi sizden korkulur! Sabahat hanımı günde bir kez dinlemesem kendimde eksiklik hissederim. O anaç sesi bana doğduğum coğrafyayı, büyüdüğüm iklimi yani kim olduğumu hatırlatır. Bu sebepten verdiğim örnek Sabahat hanıma saygısızlık olarak algılanmasın. Yahu pamuk şeker gibi kadındır Sabahat Akkiraz. Ne ırkçısı? Ne demiş Sabahat Akkiraz beraber...
Hüzün yağmurları gönlümde seldi,
Çağlamamak için tuttum kendimi.
Gözyaşım, kirpiğin ucuna geldi,
Ağlamamak için tuttum kendimi.
Böğürtlen topladığımız, sonra dağ çileklerini fındık yapraklarına sarıp yediğimiz günler gelir aklıma sayın Sürmene'den başlayıp Of'un kıyı kesiminden devam edip Hayrat'ın(Trabzon'un güneyde kalan ilçesi) dağ doruklarına uzandığımız günler. Artık her şeye "sayın" der oldum bugünlerde. Sayın orman, ağaç; il, ilçe, köy, belde falan. Sayın diyerek isimleri, yerleri anar oldum. Sayın gökyüzü...