Yatağa sığmıyor artık bu nehir,Kabuğunu kıran rüyayı gördü. Bahaettin Karakoç "Gelimli gidimli dünya" bu.Geldik gideceğiz. Dünyaya gönderilişimiz rasgele değildir. Boşluğa atılmış gibi görünen bir meteor da, binbir cihazla donatılmış insan da bir büyük orkestrasyona bağlıdır. Bunun farkında olan ve ona göre davranan kurtulur.Dinî düşünce dışında objektif realite de böyledir. Bizim tasav...
Yıllardır Atatürk'e ağzından çamur saçtın
Paçan sıkışınca hemen İngiltere'ye kaçtın
Atatürk olmasaydı bugün açtın
Yatacak yerin yok püsküllü deli
CHP ve IYI Parti'nin yerel seçimler için yapması gereken en önemli iş , Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan küskün seçmenin bir şekilde sandığa gitmesini sağlamaktır. Bugün sandığa gitmeme veya boş oy kullanma tepkisi göründüğünden çok fazla. Aslında bu kitle seçimin ve sistemin kilit seçmeni noktasında duruyor. Chp klasik yapısını muhafaza ediyor. Orada değişen bir şey yok sizin anla...
20. yüzyılda yaşamış "Antep Canavarı" lakaplı Abdullah Palaz'dan bahseden, kendisi de eski Hacettepe Mahallesi'nin kabadayılarını tanımış Turhan Temuçin, onun için "Beni icbar ettiler diyordu. Tahrik ettiler. Ağam bu kötüleri öldür öldür bitmiyor, derdi" demiştir. "Otoriteye" başkaldırma yahut iki otoritenin çatışması hangi dönem ve koşullarda gerçekleşirse gerçekleşsin tek bir eylemle (...
Tortusu temizlenir, boşalırdı kuyular
Suların avuç avuç durulduğu zamanlar.
Nehirler başka akar, nazlanırdı kıyılar
Yosunların taşlara sarıldığı zamanlar.
DÜŞÜNCE VE FITNE Değerlendirilmeyen düşünce yenmeyen yemekler gibidir. Hiç bir yararı yoktur. Düşünce de aynı değil mi? Dikkate alınmıyorsa düşünce neye yarar? Bir gün düşünce değer kazanırsa bilin ki slogan kaybetmiştir. Değerlendirilmeyen düşünce bir tasa konmuş benzin gibidir. Bir taşa benzini koyun. Belli bir süre sonra benzinden eser kalmaz. Benzin hiç bir görev yapmadan uçmuştur. ...
Özümüzden kopuğuz, artık biz değiliz: Biz.
Hor görülüyor şimdi, töremizi unuttuk.
Yad eller su yolumuz; yabanla olduk yüz-göz.
Doğup büyüdüğümüz yöremizi unuttuk.
Aforizmaların bileşkesinde bütüncül iniltiyle okuduğu mektubu, ıslanmış kirpiklerini elinin tersiyle silip tekrar albümünün arasına koydu. Kasımın on beşine doğru inançlı soğuk adımlarını korkusuzca atan mevsim, iyiden iyiye hissettiriyordu olumsuzluğunun yarattığı itilesi etkiyi. Belki hıçkırıkların ipliğini kelep kelep ören hicranıyla dörde katladığı mektubunun faslında bırakmıştı Fat...