EVLATLARIMIZ...

İlk çocuğum doğana kadar, bir insana karşı bu şekilde bir sevginin mümkün olabileceğini tahmin etmemiştim. Ne zaman o küçük, buruşuk bas bas bağıran bebeği kucağıma verdiler, işte o an hayatım değişti.  O gülünce güldüm, o ağlayınca ağladım. Hastalanınca sabahlara kadar annesiyle beraber nöbet tuttuk. İlk aşısı için daha o minicik vücuduna batırılan iğnede benim canım yandı. Bizi ta...

Devamını Oku

AŞIRICI !

Herkesin kendince bir yaşam biçimi, kendince bir fikri vardır.

Toplum da yerimizi bunlara göre belirleriz, bunlara göre ortam ediniriz, çevremizi bunlara göre kurarız.

Buraya kadar gayet normal. Anormal olana geleceğim ama önce aşırıdan öte aşırıcı ne demek onu bir belirteyim. Aşırıyı seviyor, aşırı yaşıyor, aşırı davranıyoruz ! Aşırılarımızı topluma empoze etmeye çalışıyoruz, öyle ki bizden düzgün yaşayan, bizden düzgün düşünen yok, kimseye saygı duymuyoruz ! Zaten neden saygı duyalım ki ? Haketmiyorlar, çünkü bizim düşündüğümüzü düşünmüyor, hayatını ona göre kurmuyor, o halde yanlış yaşıyorlar, neden saygı duyalım ki ?

Devamını Oku

BİR MESELE

Kültürümüzde paylaşım esastır. "Yarin yanağından gayri her yerde, her şeyde hep beraber" konar-göçer Türk'ün şiarıdır. Şehirli olunca bunu kurumsallaştırmıştır. Selçuklu, üretime katkıda bulunmayan ama bu sayede ilim üreten ilim adamları ve toplumsal yardıma muhtaç insanlar için "vakıf toprakları" adı altında bir kurum oluşturdu. Bir nev'i patates yetiştirmeden elmanın tadına varan ünive...

Devamını Oku

Endikasyonsuz Sezaryen Mümkün Müdür?

Tıbbî müdahalenin hukuka uygunluğu kapsamında "endikasyonsuz bir sezaryen mümkün müdür?" Devletimizin son zamanlardaki moda politikası vatandaşların, özellikle kadınların her şeyine karışmak… Sağlık Bakanı Recep Akdağ yaptığı konuşmasında şunları söylemiş: "Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabiî yoldan doğurmas...

Devamını Oku

YENİ BİR LİDER PROFİLİ Mİ?

Ülke gündemimiz siyasi partilerde lider değişimleri ile çalkalanıyor, atama ile gelip giden parti başkanları, koltuğa sıkı sıkı yapışmaya çalışan genel başkanlar derken, özellikle bir değişim fırsatı yakalayan MHP acaba kimle yoluna devam etmeli...

Türk Milliyetçiliği felsefesi bu ülkede, özellikle demokrasi mücadelesinde hep öncü olmuş bir harekettir. Unutulmamalı ki tek adama karşı mücadele ruhunu ortaya koyup ülkeye özgürlükleri ve demokrasinin başlangıç adımlarını getiren de, Cumhuriyeti kurup Türk Milletine kendi kendini yönetme iradesini teslim eden de hep Türk Milliyetçileri olmuştur.

Bir kez daha Türk Milliyetçilerinin önünde Türk Milletine öncü olmak, Türk milletinin özgürlüklerinin teminatı olmak fırsatı doğmuştur, kişileri değil olguları konuşmayı tercih eden biri olarak, Dünyada değişmekte olan lider profiline dair bazı konulara değinerek, seçilecek kişide olması gereken hususiyetleri veya seçilecek olan liderden beklememiz gereken davranışları göstermek isterim.

Devamını Oku

12'de eve dönmezsen bal kabağına dönüşür metro

12'de eve dönmezsen bal kabağına dönüşür metro

Batıkent metrosu ​İki senedir sinyalizasyon yapacağız ayağına eskiden 00,20'de olan son metro saatini 23.00 'e çeken EGO dün bir açıklama yayınlamış. DUYURU Gençlerden gelen talep üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanımız Sayın İ. Melih Gökçek'in talimatı ile metro seferleri gece saat 24' e alınmıştır... EGO Genel MüdürlüğüYayın Tarihi: 26.05.2016 Yahu gençlerden elbette ...

Devamını Oku

Dünden Yarına

Yıllar yıllar önceydi.

Bazılarınız doğmamıştı.

80'lerin sonu 90'ların başıydı… Hatırlayanlarınız vardır.

"Türkeşçi"ler olarak ben ve arkadaşlarımın, Servet Avcı ve arkadaşlarına nefes aldırmadığı zamanlardı.

Öyle ya, hainlere nefes aldırılmamalıydı.

Seneler geçti üstünden.

Servet Avcı MHP yönetimine girdiğinde yıl 2006 olmuştu.

O yıl ise bize nefes aldırılmıyordu.

Malatya'da, İstanbul'da, Mersin'de ve adım attığımız her yerde.

Yeni hain bizdik çünkü.

Hainlerin korkulu rüyası ise Harun Öztürk.

Zaman akmaya devam etti.

2012 kongresinde muhalif olan iller görevden alınırken bu kararı imzalamayan bir MYK üyesi çıktı.

Devamını Oku

BU BİR SOYKIRIM, ÖĞRENECEKSİNİZ!


Siyasi aktörlerin, dünya siyasetine yaşadıkları ülkelerde nasıl yön verdiğini, siyasetin içine "birazcık" burnumuzu soktuğumuzda anladık. Hayli geç oldu belki ama tevellüt biraz geçince geçmişe ve geleceğe dair anlatılacak birikimler artarken, yaşananlara başka pencereden bakıp, haklı bir milletin var olma savaşını belki şimdi zamanı geldiğinden tüm dünyaya haykırma zamanı geldi.

Dünyanın bir çok ülkesine, yüzyıl süren bir savaşın neticesinde çıktıkları sürgün yolunda binlerce Çerkes hayatlarını kaybetmiş, binlercesi de ulaşabildikleri kara topraklarında yaşam mücadelesi vermeye başlamış..
Bizler Türkiye Çerkesleriyiz..
Kısaca onlara "İstanbul Yolcuları" da diyorlar..

Biraz geç oldu dedik en başta.
20 yaşlarda yeni yeni sorgulamaya başlayıp, sığındığımız ülke siyasetine dair olup biten argümanları önümüze koyup, siyaseten "ne yapabiliriz" dediğimizde elimizde koca bir "HİÇ" vardı..
80'li yılların siyasetinde eline "orak, çekici" alarak sokaklara düşmüş Çerkesleri sorgulayıp, biraz olgunlaşmaya başladığınızda aynanın karşısına geçip "ben kimim" sorusunu sormaya başlarsınız..
Geçmişi unutmak değil, geleceğe yön vermek adına yola çıkanların önünde artık bir taş değil, siyaset denen koca bir yalan olduğunu öğrenirsiniz. Kim bilir belki de hiç bir şeyi öğrenmemek gerçekten en büyük özgürlüktür.
….
Türkiye Çerkesleri dendiğin de bir büyüğümden dinlediğim anıyı ilave etmek istiyorum buraya, zira çok hüzünlenmiştim.
Sürgünden yıllar sonra Kafkasya'dan Türkiye'ye Çerkes bir heyet gelir. Artık gidiş gelişler başlamış ancak Rusya Devleti Türkiye'ye izin verdiği yolcuların geri dönmeme ihtimaline karşı eş, çocukları ülkede bırakmak şartı ile izin vermekte.
Ankara'da bir Çerkes köyünde misafir edilirler. Çerkes Misafirperverliğini herkes bilir ki bu misafirlik daha başka. Yıllar sonra kanın kana vuslatı var..

Devamını Oku

19 MAYIS 1919 [ 2003- 2016 ]

Bir gece önce Emniyet'in "Işid'in Anırkabire düzenleyeceği saldırı ile" başladık güne…

Doğru yalan söyleseler inanacağımız bir durum da değil aslında eğer bir kaç gün önce ŞEHİTLERE rağmen yapılan MİLLİ DÜĞÜN olmasa. Keza 19 Mayıs'da Işid'li bir salağın hücre evinde kendi kendini patlatmasıyla günü bitirdik..

Kendini Müslüman diye adledenlerin intiharından bahsediyoruz.
İntihar, intihar!

Biz gayet iyiydik.
Valilik "yassah çıkamazsınız" deyince "iyi bari biz yola çıktık, Anıtkabir olmazsa Saraya geliyoruz" dedik..
"Bandırma vapuru yola çıkmış,
Toroslarda yörük ateşi yanmış,
Geliyoruz" dedik, vazgeçtiler!

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin