BİZ BU FİLMİ SEYRETTİK!..

kilicdaroglufilmiseyrettik

Aslında konu hakkında yazmayacaktım.

Ne bileyim,… benimsediğim bir siyasi parti değil.
Yani üyesi olmadığım gibi, hayatım boyunca da oy vermedim.
Eskiden beri çok eleştirdiğim tarafları da yok değil.

Bütün bunları göz önüne alırsak son seçimlerde desteklediğim adayın bu partinin genel başkanı olması, o parti hakkında ‚maydonoz' olmamı gerektirecek kadar yeterli bir sebep mi, hala emin değilim.

Diğer yandan, kendisinin ‚ana muhalefet partisi' olmak gibi bir iddiası var.
Ve bu kapsamda her ne kadar ‚kendi iç dinamikleri' de olsa, olan biten aynı iktidar partisinde olduğu gibi Türk siyasetini etkiliyor.

Ama olay artık o kadar tuhaf ve traji komik bir ivme kazandı ki, tüm tereddütlerimi bir kenara bırakıp iki kelam etmende duramadım.

Seçim sonuçlarından sonra benim beklediğim kendisinin bu işe bir nokta koyması idi. Olağan üstü kurultaya gitmemekte haklı gerekçeleri olabileceği için, olayı olağan kurultaya bırakarak ama kurultayda aday olmayacağını şimdiden açıklayarak tüm bu kargaşayı önleyebilirdi.

Ama bu feraset ve olgunluğa sahip o ‚lider' kayboldu.
Seçim öncesi, benim de çok benimsediğim, o hoşgörü lisanını kullanan ve ön yargıdan uzak yaklaşmaya razı olan herkese ulaşabilen Kılıçdaroğlu gitti ve yerini tam bir Machiavellist bir reel güç siyasetçisine bıraktı.

Ama bunu da gönüllü olarak değil, sanki birileri tarafından bu role zorlandığı için yapıyormuş intibası uyandırmıyor değil.
Gerçekten olan biteni anlayamıyorum.

„Yoksa" diyorum, „hala biz mi yakıştıramıyoruz?"

Hatırlarsınız, biri vardı, eskiden bir yandan ne kadar „Omo, Persil, Tursil varsa Haliç'e döküp AKP'yi 40 defa orada yıkayacaktı" veya ara sıra kürsülerden urgan falan atıyordu ama ne zaman AKP zora düşse doğrudan veya dolaylı destek vermekten (Gezi, Ergenekon, Balyoz, 2015 seçimleri ve daha nice örnekler) de geri kalmıyordu.

Hatta AKP onun sayesinde tek başında iktidara geldi diyebiliriz. Ta ki 15 Temmuz sonrası meşhur Yenikapı Mitingine kadar. O tarihten itibaren artık özü sözü bir davrandı ve gerek yaptıklarıyla, gerek ise söylemleri ile alenen iktidarı destekledi.

Son seçimlere yönelik yapılan hatalar(!) aklıma geldikçe, „Acaba?!.." demeden duramıyorum. „Acaba yine bir sözde muhalefet, özde destek vakası ile karşı karşıya mıyız?"

Yanlış anlaşılmasın, asla böyle bir şey yakıştırmak istemiyorum ama umarım sayın Kılıçdaroğlu'da kendine yakıştıramıyordur.
Çünkü açıkçası korkmaya başladım.
Her an 2023'den CHP'nin bilmem kaçıncı yılını hesaplar, Balıkesir veya başka güzelim Türkülerimizi asla onu hatırlayamadan dinleyemeyeceğimiz hale getirir veya çatlak bir sesle „Joni'ye, Frank'a, Herkel'e" selam çakar diye korkuyorum.

Şimdi bir çok kişinin „Hadi be ordan!.." demelerini duyar gibiyim ama olay artık bana o kadar tanıdık gelmeye başladı ki.
Daha geçenlerde sayın Kılıçdaroğlu'nun istifa etmesini düşünenler ile kalması gerektiğini savunanların yer aldığı bir sohbet odasına bu kulaklar can havli ile genel başkanını savunan bir CHP'linin eleştirilere „Kol kırılır yen içinde kalır…" diye cevap verdiğini duydu!…
Şaka değil, abartmıyorum. Yemin ederim duydum ve ağzım açık kaldı.

„Ben…" dedim „Ben bu filmi seyrettim yahu!.."

Ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirilenlere karşı daima sunulan şu „Şöyle beyefendi, böyle kibar, şöyle dürüst, asla yolsuzluğu yok…" argümanı…
Yemin ederim hepsini biz yaşadık.
Biz de zamanında birini eleştirince aynı lafları duyuyorduk „Şöyle beyefendi, böyle kibar, şöyle dürüst, milletvekili maaşının tamamını şuraya bağışlıyor, böyle hayır yapıyor falan…"
Şimdi mesela bize de dışardan Kılıçdaroğlu gerçekten beyefendi ve kibar geliyor ama bizimki de başkalarına gelince Dostoyevski'nin budalasını, bize gelince Machiavelli'nin Prensi kesiliyordu.

Sevgili CHP'li arkadaşlar;
Sanırım „Lider, Teşkilat, Doktrin tartışılmaz"a çok az kalmış.
Derler ya "kişi kınadığını yaşamadan ölmezmiş" diye…
Bu doğru ise, nasıl kınadıysanız artık bizi…

Neyse,… Bakın peşinen söyleyeyim, bu işin sonu hüsran.
Partinize sahip çıkın.
Kılıçdaroğlu'nu seversiniz, sevmezsiniz ama kim olursa olsun partinizden büyük değildir.
Ve siz genel başkanın devam etmesi gerektiğini savunanlar, karşınızdaki insanların, özellikle sizinle aynı partiden onlanların, çok haklı gerekçeleri olduğunu unutmayın.
Yani uzun lafın kısası;
Biz yaptık siz yapmayın!

Eğer bu kafa ile devam ederseniz olabilecekleri ben size söyleyeyim…

Mesela bir gün sayın Kılıçdaroğlu'nun istifa ettiğini duyup „Nihayetinde değişim gerçekleşiyor" diye sevinebilirsiniz.
Sevinmeyin.
Çünkü bazı partililerin Kılıçdaroğlu'nu bu kararından vazgeçirmek için genel merkezinizin önüne iki otobüsle gelip genel başkanı ikna etmesine bakar. Sonra bakmışsınız değişim falan yok, bir de ‚hainlik'le yaftalanıyorsunuz!

Kumandada hızlı ileri al tuşuna biraz basayım da fazla uzamasın.

Bir gün bakmışsınız çoğunuz gerçekten değişim istiyor ve delegelerle falan bir tarlada kurultay için toplanmış bir karara varmışsınız.
Ona da güvenmeyin!
O kurultayı saçma sapan sebeplerden mahkemeye verecek biri engin yurdumuzda elbette bulunur.

En geç o vakit bazılarınız parti içi muhalefetten pes edip yeni bir oluşuma gider.
Onun da başarılı olacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Çünkü emin olun, o yeni oluşumda sadece samimiyetle değişim isteyen sizler olmayacaksınız. Sizlerle beraber siyasi kariyerleri daha düne kadar genel başkana yalakalık yapmaktan ibaret olanlar da katılacaktır.
Yıllarını partinize veren arkadaşlarınız harcanırken, kasetler yüzünden çoktan siyaseten işi bitmiş, siyasi mevtalar ve daha niceleri baş tacı olur ve sizin partinizi kurtarmak için harcadığınız onca emeği gelip süpürüp bir kenara atarlar.

Ve bir gün bakarsınız, yine büyük bir miting olur ve Kılıçdaroğlu bu sefer iktidar safında yerini almıştır ve bunun „vatanın ve milletin bekası için gerekli olduğunu" anlatır.

Ve bu yetmezmiş gibi kendinin CHP'li olduğunu iddia eden bazı denyolar çıkar karşınıza ve ağızlarını doldura doldura „memleketi asıl Kılıçdaroğlu'nun yönettiğini" anlatmaya kalkar…

Ne oldu?
Çok mu abes geldi?

Doğrudur.
Bize de çok abes geliyordu.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

SOSYAL ADALET
Yapay zekâ işimizi elimizden alacak!

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin