Bir gün gönlün diler, ararsan beni,
Mektuba gerek yok, bağırsan yeter.
Üşürsen bedenim ısıtır seni,
Elini elime değirsen yeter.
Bırak kavga güreşi, sözün olsun hançerin
Kırılır be kardeşim kırılmayan zincirin
Armut değil, dut değil, o bildiğin incirin
Zalimin ocağına dikildiği gün gelir.
Fırtınada uçup savrulan yaprak,
Ömrünce dalından kalırmış ırak,
Issız bir dağ başı olur son durak
Başta taç olsa da evveliyatı,
Çözemedim gitti ben bu hayatı.
Ayşe'nin hayatını nasıl anlatsam size
Yüzündeki acının yarığına ağladım.
Ayakları morardı, kavuşmadı gündüze
İzindeki yokluğun çarığına ağladım.
Sınırın hikayesi muhafızken elimde
Aşkının surlarına kavuşurum sevgilim.
Nefsinin düğümleri hecelenir dilimde
Gönlünün sırlarına kavuşurum sevgilim.
"-Söylenceye göre bekâr olan bir insan Galata Kulesi'ne kiminle çıkıp inerse onunla evlenirmiş."
Bu aşkın etrafında, pervaneler misali,
Tutuşuncaya kadar yanıp dönsek seninle.
Ateşi hiç sönmeyen divaneler misali,
Sevda ile kül olup sonra sönsek seninle.
Neyin var diyordum patladı birden
Barutun ucunda durdu bir ara.
Kaldırdı ansızın kendini yerden
Başını duvara vurdu bir ara.
Yürürken koluna giren olmadı
Yıkıldı köşede, gören olmadı
Çektiği çilenin günü dolmadı
Ağladı ağladı, bir gün gülmedi
Ağladı, yaşını kimse silmedi.
Rest çekerek yanlış hesap, tartıya
Başımızdan git demişiz, hamdolsun!
Hakk yolunda adalete, kadıya
Borcumuzu ödemişiz, hamdolsun!