Sorma nasıl diye milletin hali,
Oy vererek sevap işledik emmi.
Bilmem affolur mu bunun vebali,
Bizden olmayanı fişledik emmi.
Seni başka bir zaman, tanımış olmayı isterdim
Yüzüm güneşe dönükken mesela, kollarımla fezayı döndürürken
Öldürürken kederi ve hüznü, inatla gülümserken kavgaya
Yıkarken insanlığın onursuz barikatlarını, mertçe başkaldırırken, saygıyla inandığım Tanrı'ya...
Telif Hakkı
© Emrah Birgül @ tahtaPod.com
Özenle beslediğimizi sandığımız inek bir gece rahatsızlanıp ölünce annem veryansın etti. Böğürdükçe kolonu boynuzlayarak sesini duyurmaya çalıştı zavallı hayvan. Ansızın uykusundan uyanıp odamın kapısını yumruklayan annem apar topar ahıra indi. Arkasından koşar adım yürüdüm. Ahırın ışığını yakmış, ineğin ağzına elini sokmuş, ağzının içinde bir şeyler arar gibiydi. "Tut da" dedi, "yana çe...
İhtiyaçlar, insandan insana değişir. Kimisi hayatı boyunca şahsî ve ailevî ihtiyaçların peşinde koşar, kimisi de bunların haricinde atiye yönelik mukaddesatlarının ve millî menfaatlerinin… Millî menfaatler bir ihtiyaçtır, bunun yanında millî mukaddesatlar hususunda hassasiyet göstermek de elzem bir durumdur. Bizim yıllardır haykırdığımız cümle şuydu: Emanet ile mirası karıştırmamak lazım...
ÜLKÜCÜLÜK BİR TENSİP BUYURMA DEĞİL, BİR MAZİ İŞİ Her gün ömrünü vakfetmiş binlerce ülkücü ölmüyor ki muhteremler! İstiklal savaşı gazisi gibi birer birer gidiyoruz. Gelip bir kürek toprak atmanızı geçtik İnsan bari üzülüp bir taziyede bile bulunmaz Bir küçük mesaj bile atmaz mı? Bu kadar mı ruhsuz Bu kadar mı Allahsız Dinsiz Kitapsız Gavur oğlu gavur oldunuz. Sizin bir mesajı çok gördüğü...
Türkiye önümüzdeki ilk seçimde iktidar değişikliğine hazırlanırken Cumhur ittifakında sular gün geçtikçe ısınıyor. Cumhur ittifakının ortağı Bahçeli, son grup toplantısında MHP nin iktidar ortağı değil muhalefet olduğunu ve iktidarı denetlemekle görevli olduklarını açıkladı. Çoğu insan bu açıklamaya şaşırsa da ben şaşırmadım. Çünkü Bahçeli yıllardır parti içinde söylenen bir şeyi yüksek ...
Dağ yamacının eteklerini kaplayan beton yığınları arasında kalakaldık. Sanki başımızı duvara çarparcasına acımasız sertliklerin arasından geçtik. Su, yalnızlık, şırıltı, verimli topraklar ve yağmurun her gün biraz daha yeşerttiği sahada olabildiğince huzurla dolmak mümkündü elbet, ama o beton yığınları yok mu, işte onlar girmeyecekti aramıza! Kayış kayış sırtımız, kolumuz ve yüzümüze çar...