Teselli

​Sırretme tesellimi fanusunda
Kan kokusu bir ceylan yavrusunda
Dişime değen aşkın badesinde

Zaman durmuşken rakıyı neylerim
Eskimiş bunca şarkıyı neylerim

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Hakan Dumlu

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı 1944’te çatladı

3 Mayıs Türkçüler Günü'nde ne oldu?

Devlet, üniversite, parti, dernek, hatta şirket... Bütün kurumlar müşterek değerler üzerinde yükselir. Toplumlar da. Hiçbiri müşterek değerlere dayanmadan yaşayamaz.

Değerler dediğimiz, İbni Haldun'un asabiyesiyle ilişkilidir. Haldun'a göre devleti asabiye kurar. Asabiye kuvvetliyse devlet yaşar. Asabiye zayıflarsa asabiyesi kuvvetli olan, zayıf asabiyeliyi devirip devletin başına geçer. Nevzat Kösoğlu'nun "iman" adını verdiği kavramın Haldun'un asabiyesi ile örtüştüğü noktalar var. Bugünün toplum bilimlerinin yeniden icat ettiği "toplum sermayesi" diye çevirebileceğimiz "sosyal kapital" sözü de bu kavramlara kardeştir.

Sosyal kapital millet fertlerinin birbirlerine karşı duydukları tabii sevgi ve bağlılık ve bu hislerin sonucunda teşekkül eden karşılıklı güven ve toplumun iç iletişimindeki yoğunluktur. Bunlar bizim uhuvvet, dayanışma kavramlarımızla akraba anlayışlar.

Müşterek değerlere bağlanan insanlar birbirlerine de sevgi ve güven duyar. Camiasının diğer mensuplarına kuşkuyla bakmaz. Dikkatleri yaptıkları işe, dış dünya ve başarıya odaklıdır. Müşterek değerlere bağlılığın azaldığı, lâfta kaldığı camialarda güven tükenir, insanlar bir birine potansiyel rakip ve hain gözüyle bakar. Mesai ve gayret yekdiğerini alt etmeye, olmazsa kontrol etmeye harcanır. Artık mensuplar hissettiklerini, düşündüklerini değil, güvenli olanı, yukarıdakilerin duymak istediklerini söyler. Giderek onların istediği gibi düşünmeye başlarlar. Yahut hiç düşünmemeye… En emniyetlisi de budur; hiç düşünmemek. Slogan söylemek... Ahlâk dibe vurur.

***

Devamını Oku

ÜŞÜYENLERİN ÖYKÜSÜ (Rıza ve Firdevs Baktemur Anısına)

Firdevs anne inanamıyordu söylenenlere, Saçmalıyorlardı işte! Hiç devlet gencecik evladına kıyar mı? ​"Her Bir Mayıs şafağında yüreğinizi bir titreme sarıyorsa insansınız demektir." Günler sonra Polat Köyünün dağ eteğinde buldular onu. Hava ayazdı, üstünde yeleği, montu yoktu. Hepsini atmıştı bir yana. - Anne ne yapıyorsun burada. Dedi oğlu Rıza. Etrafına baktı arar gözler...

Devamını Oku

HEP AYNI SORULAR

Kongrede tüzük değişikliğinin gerçekleşmesi için yaklaşık 620 oya ihtiyaç var.

Malum, 548 delege zaten imza verdi. Yaklaşık 70 delege daha bu değişikliğe onay verdiğinde kongrede sonuç alınmış oluyor.

İmza sürecinde yaşananlar ortada. Kimlerin, niye imza veremedikleri belli. Hatta bu sürecin ardından bütün baskıya rağmen imza vermeyen Giresun, Bolu, Burdur, Adapazarı gibi illerden yükselen açık destek biliniyor. Ayrıca şu ana kadar yine imza vermeyen milletvekillerinden üçünün ve çok sayıda MYK üyesinin kongre toplansın iradesi kendileri tarafından ilan edildi.

Bu tablo, o imza vermeyen ve ihtiyaç duyulan 70 delegenin varlığını, hatta çok daha fazlasının olduğunu gösteriyor.

Bunlar ülkücü irade değil mi?

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Hakan Dumlu

ŞEYTAN'IN ŞERİATI

Elimde kesin rakamlar olmamakla beraber bence tarih boyunca Tanrı adına öldürülen insanların sayısı, şeytan adına öldürülen insanlardan kat kat fazladır. Dolaysıyla insanlar ya iyi ve kötü tanımlamalarını ya da 'Tanrı' algılarını acilen değiştirmelidir.

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Hakan Dumlu

AKIŞKAN MODERNİZM ve KÜLTÜR

Zygmunt Bauman, modernizm sonrası yaşama 'postmodernizm' değil de, "akışkan hale gelen dünya" der. Bahsedeceğim kitap Bauman'ın "Akışkan Modern Dünyada KÜLTÜR" adlı eseri. Bauman'a göre 'postmodernizm' çeşitli desiselerle yürüyen 'akışkan modernizm'dir. Bauman'ın mezkur kitabında çok şey vardır ama iki konu öne çıkmaktadır. Birincisi 'Bahçıvan-Avcı' ayrımıdır ki 'akışkan modern kültür'de...

Devamını Oku

BİR YİĞİDİN GÖÇÜ (Cengiz Baktemur anısına)

cengiz-baktenur

adımların hangi varoluşa gebe,
buna kader denilip geçilir mi Cengiz ağabey.

Devamını Oku

AKIL TUTULMASI

Frankfurt Okulunun güçlü temsilcilerinden Max Horkheimer, ALACAKARANLIK adlı eserinde "Metafizikçilerin haklı olup olmadığını bilmiyorum. Belki bir yerde özellikle çekici, düşündürücü bir metafizik sistem ya da fragman duruyordur. Ama metafizikçilerin insanların çektikleri acılardan genellikle çok az etkilendiğini biliyorum" der. Horkheimer'in daha önemli eseri AKIL TUTULMASI'dır. Akıl T...

Devamını Oku

Yalancı Lâmbalar

ey karanlık bir kuytuda
kıvrılıp büzüşen çocuk
karanlığı görmeyen ihtiyar göz
sokağı süpüren ama süprüntünün
ne olduğunu bilmeyen kişi
bu pırıltılar kimindir
kimin içindir bu şaşaa
bu bayramı körleştiren ışıklar?

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin