İki uşak cuma namazı için camiye biraz erken gitmişler. Vakte kadar vaaz eden hoca Allah'ın varlığını ispat zımnında bir ara; ''Allah ne yerdedir ne göktedir ne şurdadır ne burdadır...............'' deyince biri ötekini dürtmüş; -Uşağum ha bu hoca Allah yok diyecek de bizden korkayi…” Aslında demokrasi filan yok diyecek de utanıyorlar. Demokrasi yoktur diyecek demesine de kıl...
Türk coğrafyasında en köklü ve bilimle iç içe olan tek dünya görüşü Türk milliyetçiliği olduğu halde Türk milliyetçileri Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bir türlü bilimle temellendirilecek bir Türk milliyetçiliği dünya görüşünü kurumsal yapılarında inşa edemediler.Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk milliyetçileri olduğu halde 95 yıllık Cumhuriyet serüveninde iktidara gelmeyen tek camia T...
NAMIK KEMAL VE DÜŞÜN DÜNYASI Namık Kemal, 1840 yılında Tekirdağ'da doğdu. Babası sarayın Müneccimbaşısı Mustafa Asım'dı. Onun büyükbabasının babası Sadrazam Topal Osman Paşa, büyükbabası Kaptan-ı Derya Ratip Ahmet Paşa, babası İmrahor Şemsettin Bey'di. Namık Kemal, 8 yaşında iken annesi vefat edince dedesi Abdülatif Paşa'nın yanında büyüdü. 1857'de Babıâli Tercüme Odasında memuriyete gir...
Efendim istisnalar elbette kaideyi bozmaz. Fakat bizim bazı dava arkadaşları, yıllar yılı o siyah ceketlerin ve kösele ayakkabıların içinde mahvoldular. Hele hele son bir aydır yaşadığımız coronavirus, nam-ı diğer Covid-19 sebebiyle eve kapanmak bütün kimyalarını bozdu. E zor tabi, köşedeki büfeden bir paket sigara almak için bile Roma'nın fethine gider gibi siyah takımlı koloni halinde ...
Tahminim her şeyden anlayan ve her şeyi bilenlerin oranının en yüksek olduğu nüfusa sahibiz. Bizde bir futbolcu aynı zamanda ekonomisttir, sanat eleştirmenidir, tıp uzmanıdır ve biraz toplumda gideri olacağını bilse Einstein'dan daha iyi teorik fizik bilir. Aynı durum tabii ki gazeteciler, şarkıcılar vesaire için geçerlidir. Yeterki toplumda biraz tanınmış olsun. Hal böyle olunca bu tür ...
Hikaye bu ya, zamanın birinde Rizeli'nin biri, hac farizesini eda etmek için merkep sırtında Rize'den Arabistan'a yola revan olur. Kervansaraylarda dura dinlene, hanlarda yata kalka, hamamlarda yuna yıkana üç vakit sonra Erzurum'un Pasinler'ine kadar varır. Dadaşlar şehrinde birazcık soluklanmak için bir köy kahvesinin çardağına eşeğini bağlar. Az sonra da köylüler etrafını sarar: "Hayır...
Malum korona günlerindeyiz, önce tüm zamanların bilindik klişesini kullanıp, "Biz Türk'üz bize bir şey olmaz" dedik. Tam bu sırada sosyal medyadan uzmanlar(!), "Corona virüsü sadece Çinlileri öldürüyor, Türklere bulaşsa da öldürmez" diyerek yüreğimize su serpti. Kâinat reisimiz de, "Bizim aldığımız tedbirleri hiçbir virüs aşamaz" deyince yan gelip yattık... *** Ben de zaten şahsım olarak...
Artık orası müstesna bir köşe değil. Kurulu düzeni hiç olmadı desem haklıyımdır. Mavinin gökyüzüyle kavgasını orada gördüm, ne çiçek açtı bağlarda ne tarlalarda mahsul yetişti. Ne yer ne içer köylü diye soran olmadı mı, yoksa muhtar kış uykusuna mı yattı!? Belli ki kış uykusuna kışın yatılır diyenleri yanılttı köylü! Köylüye göre kış uykusuna yazın da yatılırmış. Ne olacak köylünün hâli?...
Herkes kendi yaşlısı, gencine, bizzat da kendine sahip çıkarak karşı karşıya geldiğimiz, zamanımızı, üretimimizi örseleyen, duygumuzu, düşümüzü sınayan, sabrımızı zorlayan Coronavirüse karşı üzerine düşen mesuliyete sıkı sıkıya sarılsın diyerek yazımıza başlayalım! Aylardır yarattığı derin ürpertiye karşın henüz somut bir delil elde edemediğimiz, ne var ki küresel düzeyde, insanlığın baş...