Maharetli Bahadır'lar

RizaNur

Peki cumhuriyet ve Atatürk düsmanı bunca maharetli "Bahadır" tarihçi nereden türedi gelin onu konuşalım. 

Bu fotoğraftaki arkadaş, malumunuz Rıza Nur. Son Osmanlı Mebusan Meclisi vekili, hekim, kendi tabiriyle kadınsı hisler içinde, TBMM vekili hatta bakanı. Öyle ateşli Türkçü ki, Lozan'a gönderilir Meclis tarafından. Sonra İngilizlerle gizli anlaşma yaptığı anlaşılır. Acilen geri çağırılır heyet, üyeler değiştirilip geri gönderilir Lozan'a. İzmir Suikastinden sonra ülkeyi terkeder, Fransa'ya, Mısır'a falan gider. Zaten o Mısır topraklarında ne varsa kardeşim, giden devşirilerek dönmektedir.

Türkiye'den ayrıldıktan sonra o Atatürk'e methiyeler düzen adam gider, bambaşka bir tip gelir Hayatım ve Hatıratım ile birlikte. İngiliz komiseri bunun için der ki "Belirli görüşleri olmayan, macera sever, aşırı eğilimli, en çok kim para öderse ona hizmet eder ve Bolşeviklerden de ödenek alır." Yani çifte ajan adam. Atatürk'ün Nur için o bir ruh hastasıdır dediği rivayet edilir. Şevket Süreyya da demiştir aslına bakarsanız. İşin özü paranoid, şizofren bir hastadır Dr. Rıza Nur. 

Türlü yalan, dolan,iftira ve saçmalıkla dolu Hayatım ve Hatıratım'ı 1935 yılında İngiltere'deki British Museum'a, '1960'a kadar yayımlanmamak şartıyla verir. 1967 gibi de Türkiye'de basılır ve 5816 sK kapsamında toplatılır kitap. Hemen hemen, cemaat denen hain çetesinin Kestanepazarında palazlanmaya başlamasıyla aynı yıllar... 

80 darbesiyle gardrop Atatürkçüleri sahne almaya başlar özellikle ordu içinde. Başı kapalı anneler yemin törenine alınmaz evlatlarının, lojmanlara alınmaz, sözümona 'din düşmanı' bir ordu yaratılır milletin gözünde. Sanki bu ordunun evlatları Mars'tan gelmiş gibidir. Siyasal islamın en 'perfect act"idir kurgulanan. Artık aklı hangi mihraktan alıyorlarsa...2002 yılından itibaren cemaatin siyasal iktidarın gayriresmi ortağı olmasıyla beraber yeni bir aşk, yeni bir iş, yeni bir ordu,yeni bir hayat lazımdır bu 'gold boys'lara. Bakarlar bir eksiklik var, tarih silsilesinde, dilediklerince sömürememekteler, başlarlar şizoid Rıza Nur'un iftiralarına dayanmaya. Yalan söyleyen tarih utansınlar, dayatılan resmi tarih öğretileri safsataları... Nur'u referans alan Mısıroğlu zerzevatını referans alan Armağanlar, Niyaziler basar gündemimizi. 

Birgün Ingiliz zırhlısıyla kacan Vahdettin'in kahraman olduğunu söylerler, bir başka gün Atatürk'ün manevi kızıyla aşk yaşadığını, bir başkasında eşcinsel olduğunu...Bir karar verseler iyidir aslında, Atatürk kadınlara mı meyletmektedir, erkeklere mi? Kişi kendinden bilir işi olmasındır peki bu durum? E Rıza Nursuzunun yolundan giden, ya huyundan ya suyundan alır tabii.

Ezcümle efendim, ne kadar tarihi yayın, belge, kitap, kanun varsa külliyen yok farzedip, Rıza'nın tarihinden razı olup milleti pis yalanlarına inandırıp iftira ve şirkin kucağına atanlar için cehennem yok değildir elbet. Yavuz mahlaslı Niyazi toprak olmuş madem, toprağı bol olsun. Topraktır bu çiçeği de kabul ediyor b.ku da neticede. Adamlar hangi dinden,hangi öğretiden nasiplendilerse yıllardır, bize ölünün ardından konuşulmaması gerektiğini bile unutturdular. Ağız dolusu sövmeye başladık her bir iblis soylu öldüğünde...

Diyeceğim o ki; kayıtlara geçsin lütfen. İyi bilmezdik...

23.01.2021 EUK

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

BİR FİLM VE ALBÜM
İz Bırakanlar…

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin