SORUMLULUK KİMİNDİR

Diyor ki, "Durum ortadayken sen tutmuş halâ Hükümeti eleştiriyorsun. Zaman demokrasiye sahip çıkmak zamanı değil mi?"  Ben de diyorum ki, a be güzel kardeşim: Bok yiyen yemedi mi diyorum? Bok yiyenin siyasi sorumluluk anlamında kaşıkçısı kim, ben ona bakarım. Padişahlıkla yönetiliyor olsaydık iki yeniçerinin kellesini alır, iki vezire parmak atar, gerekirse sadrazamı sallandırırdık....

Devamını Oku

DEMOKRASİ Mİ? OTOKRASİ Mİ? MONARŞİ Mİ?

devletyonetim

İki gündür darbelere karşı duruşumuzu göstererek, dünyaya vermiş olduğumuz demokrasi dersiyle bir kez daha dünya tarihine geçtik. Ne diyordu geçmişte, Sayın Cumhurbaşkanı; "demokrasi bizim için amaç değil araçtır. Demokrasi tren gibidir istediğimiz durağa geldiğinde ineriz" Yani; istediğimiz yerde iner, istediğimiz yerde bineriz. İki gündür o trenle yolculuğa devam ediyor, bakalım nereye...

Devamını Oku

‘MİLLİ İRADE’NİN FERASET ve BASİRET TUTULMASI

Böyle darbe veya darbe girişimi ne okudum, ne gördüm. Belli ki yapanlar ve yaptıranlar için yönetimi ele geçirme gibi bir hedef yoktu. Her şeyden önce darbe, kopya çekerken yakalanayım da okuldan atılayım gibi bir ergen mantığıyla yapılmaz. En fazla, kopya çekeyim de 100 alayım mantığıyla yapılır. Kopya çekerek de olsa 100 alan ise her zaman takdirle karşılanır. Hatta Anayasası %92 ile k...

Devamını Oku

15 TEMMUZ’DA YAŞADIKLARIM VE YAŞANANLAR : M.Esad KIRAÇ

​15 Temmuz 2016 saat 23.00'da darbe yapıldığı haberini gördükten sonra tabi ki ben de başlangıçta çok şaşırdım ve bu herhangi bir senaryo olabilir mi diye düşündüm. Malum başkanlık sistemi, Suriyelilere vatandaşlık verilmesi gibi meselelerin sorunsuz gerçekleşebilmesi için uydurulmuş ve kurgulanmış olduğu ihtimali üzerinde durdum.Fakat haberleri izledikten ve aldığım bilgilerden sonra ol...

Devamını Oku

SOKAKLAR...

Alman Köylü Savaşı, 1524-1525 Muhteşem Devrim, 1688 Amerikan Devrimi, 1775-1783 Fransız Devrimi, 1789-1799 Ekim Devrimi, 1917 Alman Devrimi, 1918-1919 Prag Baharı, 1968 Barış Devrimi, 1989-1990 Polonya Devrimi (Solidarność), 1980-1990  Yukarda sıraladığım bu tarihi hadiseleri ve doğurdukları sonuçları tartışmaya açmak niyetinde değilim. Her ne kadar bazıları Türk tarihini yakından i...

Devamını Oku

Üzerine alınan alınsın...

Nasıl hoşuma gidiyordu seni dinlerken söylediklerin,

Her konuşman bir umut,
Her sözün bir vaad,
Haykırışların vuslata isyan gibi...
Ya söz verişlerin...

Her gün, her hafta ''belki bu gün olacak'' umuduyla beklemek, yarın ''alayına isyan'' der gibi umutlarımızı, bekleyişlerimizi, hasretimizi o göğsümüzde tutamadığımız aşkı sokaklarda haykıracak gibi beklemek...
Duvarların yanından yaramaz çocuk sinsiliğinde geçerken ''ah şimdi elimde boya fırça olsa da yazsam ''bizi'' derken ki heveslerim...
Beklemek diyorum beklemek,

Devamını Oku
Etiketler:

Sosyal Sermaye sebep mi sonuç mu?


Türkiye "az gelişmiş ülke" olduğunu galiba 1960 darbesinden sonra fark etti. O güne kadar kalkınmışlık, geri kalmışlık pek gündemde değildi. Darbeden sonra fikirlerimizin şirazesi çözüldü. Hani 1980 darbesinde her şeyden anlayıp her şeyin doğrusunu bilen yüce liderimiz Kenan Evren'in bize bol geldiğini söylediği anayasa işte o 27 Mayıs anayasasıdır. Bizler onun sağladığı fikir hürriyeti içinde geri kalmışlığımızı keşfettik.

Etilerden geri miyiz?

Sonradan batılılar daha politik olmaya karar verdi ve bize "geri kalmış" veya "az gelişmiş" yerine "gelişmekte olan" denmeğe başlandı… 60 sonrasının prenslerinden Atila Karaosmanoğlu, İtalya'yı yakalamamız için birkaç bin yıla ihtiyacımız olduğunu söylemişti ve bu pek hoşumuza gitmemişti.

O günlerde bir taksi şoförünün bana "yahu biz Etilerden de mi geriyiz?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Bu kıyas Karaosmanoğlu'nun aklına gelmemişti zahir.

Devamını Oku

GENÇ KARDEŞİME MEKTUP

Sevgili Genç Kardeşim, bu satırları okur musun, okursan da önemser misin bilmem.  Açıkcası ne okuyacağını, ne de (şimdilik) önemseyeceğini sanmıyorum.  Ben özellikle sana hitab etmek istiyorum.  Etrafında ‚Reis' diye adlandırdıklarına, veya o ‚Reislerin' her lafına sorgusuz sualsiz itaat eden ve böyle bir davranışı da gurur duyulacak bir halt zannedenlere değil. En bü...

Devamını Oku

Ülkücü Camia da sulandırılan bir değer "REİS"

​Kongre sürecindeki belirsizlikleri, "Hain miyiz? Değil miyiz?", "Trende miyiz? değil miyiz?" tartışmaları ve bunlara son olarak eklenen alternatif bayramlaşma polemiklerini değerlendirirken aslında yazmamız gerekenin Ülkücü fikriyatımızın yozlaşan değerleri olduğunu fark ettim. Sosyal ağlar üzerinden toplumun bir çok noktasına temas edebilmemiz kanaat ve tespitlerimizi çok daha hızlı yapabilmemizi sağlıyor.

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin