DEVLETİN DİNİ ADALETTİR

Yargı Yılı açılışında başka kuvvetler konuşmazdı.
Açayım: Yasama, yürütme dinlerdi, sadece yargı konuşurdu.
Herkes Yargıtay Başkanı'nın ne diyeceğini merak ederdi.
Çünkü yargı birinci güçtür, en azından eşitler arasında birincidir.
Herkesi, her kurumun kurallara uyup uymadığını en son o söyler.

Son on yılda bu değişti.
Yargı bağımsızlığını kaybetti.
Açılış toplantıları bile yürütmenin istediği yerde yapılır oldu.
Cumhurbaşkanı gelirken ayağa kalkmalara, düğmesiz cüppeleri kovuşturmalara kadar varan yaranmazavallılıkları yaşandı.

Bu yıl bu "kötülükler" silsilesi başka bir akıl almaz safhaya girdi.
Diyanet Reisi, güya yeni bina açılışı için dua etti.
Öyle bir görüntü verildi ki, Yargı sıradan bir "benim memurum"dur.

Çok üzüldüm.
Her yıl yazıyorum.
Bu sefer edeceğim cümlelerden endişe ederek iki gün bekledim.
Çünkü bu manzara sükunetle yorumlanacak bir manzara değildir.
Kuralsızlıktır ve yargının karşı çıkacağı her şeyi normal gösteren bir yıkım havasını duyurur.

Yargı da devlet de kurallar sistemidir.
Kuralları değiştiren bu yeni kurallar kuralsızlık getirdi.
Tek tek yeniden yazmak istemem.
Daha neler göreceğiz, dedirten bir kör takıntının sonucu kokuşmanın ilanıdır.

Cumhurbaşkanı, Diyanet İşleri Başkanı ve Yargıtay Başkanı'nın üçlü hatıra fotografını görünce içim yandı.
O resim öyle verilemez.
Hiçbir 1 Eylül'de böyle manzaralar gördüğümü hatırlamıyorum.
Adlî Yılla, Yargıtay binasının açılışını birleştirmenin çok planlı bir iş olduğu açık.
Yanlış ötesi yanlış.

Cumhurbaşkanımızın, açılışta "Devletin dini adalettir" vecizesini kullandığını gazetelerde okuyunca içim başka türlü yandı.
Çok güzel bir söz.
Çok doğru bir söz.
Hep başkaları kullanırdı, o kullanmazdı.
Din eksenli siyasetine uymaz diye düşünülürdü.
Kullandı, iyi etti de.. ama gerçek öyle mi?
Din, devlet, yargı, adalet... yaşadıklarımızda ve o manzarada bunlar var mı?
Var mı?
Bundan sonra adalet olacak, yanlışları gördük mü demek istedi?
İyi de, bu söze tersbir tören programı içinde söylenmesine ne demeli?
Hâsılı, iyi tarafından bakmak isterim ama o töreni ve geçen 20 yılı düşününce bakamıyorum.
O sözü en başta o toplantı tekzip ediyordu.
Bir başkahusus da canımı yaktı: Yarın bu sözleri bir yerlerde okuyanlar, sanki bu prensibe bağlı bir dönemde yaşadığımızı düşünebilir.
En azından bir durur ve "Acaba?" der.
Yani geleceği de yanıltıyoruz.
Yazılacak tarihe bir ironik not da böyle düşüyoruz.

Zavallı memleket!

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

Ne Zararı Var?
YETMEDİ Mİ?!...

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin