EKONOMİMİZ GERÇEKTEN İYİ Mİ?

ekonomiiyimi

2001 Yılı idi, ekonomik sıkıntı içinde olan bir küçük ölçekli bir esnaf vatandaşımız ekonomik krizi anlatmak ve hükümetin politikasını protesto etmek amacıyla Başbakanlık binasının ana giriş kapısı önünde elindeki yazar kasayı rahmetli Ecevit binadan çıkıp makam aracına giderken, Ecevitin önüne atarak kendi sıkıntısını dile getirmişti. Ecevit sadece bakmakla yetinmişti.

Nereden nereye...

O gün Başbakanın çıkacağı kapının önüne gidip bekleyen vatandaştan, bugün bırakın kapıya yaklaşmayı, başbakanlık duvarına yaslanmak bile ağır suç. 

Gelen ve yaklaşanlar kim peki?
Reisin istediği kişiler.
Onu öven, methiyeler düzecek kişiler ancak Reise yaklaşır. Başkası düşünülemez, aksi durumda hakaret, hükümeti yıkmaya teşebbüsten hapis, yada tazminat ile sonuçlanır.

Onyedi yıldır Ülkenin kaderini elinde tutan iktidarın gerçekten ne yaptığın kimse net olarak bilmiyor. Yanıltıcı bilgiler, parayla kendi istediği veriyi veren anketler, kurumlardaki bazı uyuşmazlıklar herkesin gördüğü bir gerçek. 

Beşbin yıllık devlet geleneğinin (ben beşbinden daha evvel olduğuna inananlardanım) onyedi yılda kokutan, çürüten bu zevat gerçekten bu ülkeyi, bu milleti ne kadar seviyor.

Mutlu olanlar var...
Türk insanı gittikçe cahilleşiyor. Türk milletinin gittikçe milli duyguları bilerek köreltiliyor. Gelenekler, görenekler… Hepsi hak getire…

Refleksleri devre dışı bırakılan toplumumuzda gerçekten vahim şeyler oluyor. Ama kimse tınmıyor..
Ne için olduğunu bilmediğimiz savaş, dış politikadaki erozyon, onursuzlaştırılmak istenen bir dış politikada gerçekten dibe vurduğumuzu hiç kimse dile getirmiyor. 

Yukarıda bir vatandaşın Ecevit'e karşı takındığı bir tavırdan bahsetmiştim.,

Gazetelerin bir kaç gündür yazdığı iki vahim olay var...
Toplu intihar olayları...
Sebebi belli..
Ekonomik sıkıntı…

Geride bıraktıkları nottan anlaşılıyor ki, bu insanlar çekmiş oldukları ekonomik sıkıntıdan dolayı topluca ölmeye karar vermişler. 

İnsan için en tatlı ve aziz olan canıdır. Eğerki tatalı olan bu cana insan kıymayı göze almış ise; demek ki bıçak kemiğe dayanmıştır. Bu olayın ne basite, ne de şakaya alınır tarafı yok.
Ecevit'e fırlatılan kasayı bizim gözümüzün içine her fırsatta sokan; yağcı, kör yandaş medya, şimdi sessiz.

Toplumsal bir bunalım...
Toplu intiharlar….

Bu kadarla kalır mı bu inşallah tekrar olmaz, ama ben pek emin değilim. Çünkü bu tür şeyler özenti olmazsa bile, birileri için kurtuluş sebebi sayılıyor...
İflaslar..
Konkordatolar
Kayyumlar...
Bunlar sağlam, müreffeh, güçlü bir ekonominin habercileri değil. 

Türk ekonomisi hiçbir zaman sağlam olmadı. Oynak bir ekonominin ayarları ile hiç oynanmaz. Oynansa da bilen biri olmalı ki, ayarı iyi vermeli.

Devamlı sümene altı edilen gerçeklerden; kasa fırlatmadan, toplu intiharlara kadar geldik.
Hala koltuğum sallanır, partim zarar görür zihniyeti ile gerçekleri söylemekten imtina eden, sözüm ona kendini vatanperver diye adlandıran bu ülküsüz, bu yüzsüz insanlardan bu millet ne zaman kurtulacak?

Farkındamısınız bilmiyorum ama, cinnet geçiren bir toplum haline döndük.
Endişeliyim, bu tür olaylar basite alınmaz. Çünkü böylesine gelişen olaylar toplumsal patlamanın habercisidir.

Allah korusun oluşabilecek böylesine vahim bir tabloda, hiç kimse ben masumum diyemeyecek.

Meclis topyekün bu vebalın altındadır. Sadece burası mı....?
Olanlara kulak tıkayan ve hala particiliği din gibi algılayan, yağdanlık yandaş medya...hepsi sorumlu. 

Hepimiz bu gemide olduğumuza göre; hepimiz sorumluyuz.
Çünkü susmak sorumluluğa ortak olmaktır, suça, günaha ortak olmak demektir.


Haki Korkmaz
Stockholm

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

TAM SUSMALARI GEREKEN ZAMANDI!
PAKİZE ANA

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin