DOĞU TÜRKİSTAN GERÇEĞİ

dogu-turkistan

Hep ben Türküm diyenlerin gündemde tutmasını arzu ettiğim öksüz, garip bir Türk yurdu.
Dede Korkut'un,Bilge Kağan'ın,Kürşatların yurdu..
Yavuzların ,Fatihlerin, Kanunilerin, Alpaslanların köklerinin geldiği ana yurtları.

Doğu Türkistan Orta Asyanın orta bölümünde yer alan büyük Türkistanın doğu kesimidir.
1949 yılından beri Çin Halk cumhuriyetinin etkisi altındadır. Yani esir bir Türk ili.

DoğuTürkistanın yüzölçümü 1,828,418 kilometre kare.

Doğu Türkistan yeraltı ve yer üstü zenginlikleri ile göz kamaştıran ve bir çok devletin iştahını kabartan bir yapıya sahip.
Petrol, uranyum, demir, kömür, altın, volfram, tuz ve doğalgaz..

Hele volfram madeni ki teknolojik bu çağda oldukça büyük bir önem arz ediyor. Dayanıklılığını dolayı çelik üretiminde kullanılır. Günümüzün yüksek teknolijisinde otomotiv, uçak ve madencilik sektöründe, aydınlatma sistemleri yapımında kullanılır.

Doğu Türkistan Arap yarım adası, ya da diğer Arap ülkeleri gibi sadece petrolle popüler değil.

Böylesine zengin, yer altı zenginliklerinin yanı sıra turunçgiller ve egzotik meyvelerin her türlüsüne sahip Doğu Türkistan'ın aynı zamanda stratejik bir yapısı var. Yani Doğu Türkistan Çin'in Orta Asya'ya açılan kapısıdır. Eğer ki Doğu Türkistan kapısını kapatsa Çin sadece okyanusla baş başa kalan, fazla hareket alanı olmayan eli kolu bağlı bir devlet konumunda kalacak.

Ama maalesef durum hiçte öyle değil..

Doğu Türkistan esir ve zulüm yıllardır burada kol geziyor.

Çin nükleer denemelerinin hepsini, Urumçi'nin 800 km güney doğusunda yer alan Lop Nur bölgesinde yapmakta. Bu bölge Çin'in nükleer deneme yaptığı tek yerdir.

Doğu Türkistan ilk defa 1876 yılında Çin-Mançu devleti tarafından işgal edildi.

1884 yılında Şinciang (Sincan), yani yeni toprak, kazanılmış toprak adıyla Çin imparatorluğuna bağlanmıştır.

En son olarak 13 Ekim 1949 da işgal edildi ve hala işgal altında.

Büyük devletler gözüne kestirdiği küçük, zayıf devletleri bir lokma gibi yatarken maalesef dünya buna seyirci kalmaktadır.

Doğu Türkistan ve Filistin bunun en canlı örneği.

Filistin demişken bizim şu malum kendini dindar zanneden (özellikle Diyanet) kerameti kendinden makul zevata bir iki söz etmeden geçemeyeceğim.

Filistin'de bir soykırımı hareketi başladığına hepimiz şahidiz. Ben insanım diyen hiçbir vicdan sahibi, bu insanlık dramına tepkisiz kalamaz. Küçücük bedenlerin hali, evladı için feryat eden anneler ve sokaklardaki kan gölü. Yıkık harabelerde yakınlarını arayan çaresiz insanlar insanın içini parçalıyor.

Tabii ki onlar için üzülürüz ve bu katliamın durması için, elimizden ne gelirse onuda yapmalıyız.

Allah'a inandığını söyleyen ve benim önümde durup da bana namaz kıldıran imamlar;
Allah'tandır Doğu Türkistan içinde dua etmek size çok mu zorgeliyor.

Doğu Türkistan Çin devletinin zulmüne muhatap olduğunda ben hala doğmamışımdır, yaşım 69 ve hala bu zulüm devam ediyor. Sizler bunu duymamış olamazsınız. Ya da bilmiyor olamazsınız. Kendi neslinize bu kin, bu husumetin sebebi nedir inanın çok merak ediyorum. Aslında merak edilecek bir konu da yok. Bunların aklına din deyince Arap, iman denince Arap seviciliği geliyor.

Biraz tarihini bilsen; yüce İslam dinini üç kıtaya senin ceddin yaydı. Biraz yüce Peygamberini tanıdıktan senin ceddini övdü.

Ya sen, sen ne yapıyorsun ?
Görmezden gel, tarihi şahsiyetlerine hakaret et, geçmişini unutturmaya çalış.
Bu Allaha revamı?

Halbuki Doğu Türkistanda Namaz kılmak yasak,kılanların akıbeti meçhul.

Çocuk doğurmak yasak. Üstelik nükleer denemelerin hepsi bu bölgede yapılmakta ve topluca bir imha hareketi yapılmakta.

Genç Türkler hiçbir sebep yokken evlerden alınarak, meydanlarda halkın gözü önünde ensesinden kurşunlanarak topluca katliam yapılmakta.

Genç kızlar evlerden zorla alınarak, zorla Çinli erkeklerin koynuna sokulmakta.

Mülk sahibi olmak yasak ve Çinlilerin dilediklerinin mallarını hiçbir sebep söylemeksizin ellerinden almaktadırlar. Üstelik bunlar da Müslüman...

Ama önce insan olacaksınki buradaki zulmü de göresin. Maalesef sizde bu hassasiyet göremiyoruz. Allahını varlığından gayri dediklerinizin hiçbirine artık itibar etmiyorum bilesiniz.

Türk'ü tanımayanı, Türk'e ihanet edeni benden kimse onlara ne sevgi, ne de saygı beklemsin.
Hep deriz ya, Türk!ün Türk'ten gayri dostu yok diye; bu söze iyiden iyiye inanmamak mümkün mü?..
Bizden gibi gözüküp de, bizim ekmeğimizi yiyerek bize ihanet eden bu zevatlardan başka bir şey beklememiz mümkün değil

Ben yıllardan beridir hep gündemde tutmaya çalıştığım Doğu Türkistanı tekrar sizlere hatırlatmak istedim.

Hani Ahmet Kutsi Tecer demiş ya;

Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.

Doğu Türkistan bizim ata yurdumuzdur ve oradakilere bizim öp-öz kardeşlerimizdir.

Onlar için ağlamak, onlar için gülmek isterim.

Haki Korkmaz

11 03 2023

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

1. Dünya Savaşına Kadar Siyonizmin Ortaya Çıkışı v...
Hz. Davud Sonrası Yahudiliğin Yükseliş ve Sürgün D...

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin