hiç ağıt düştü mü senin saçlarına
anamın aklarına özenen
su döktün mü dönmeyeceğini bildiğin yolcunun ardından
veya kan damlattı mı şiirlerin
suali dilsiz, cevabı kör süngülerin ucunda
"Kol kırılır, yen içinde kalır." Atasözünü dilinden düşürmeyenleredir sözüm Kol kırılır, yen içinde kalırmış! Görende sanacak ki devlet veya teşkilat sırlarını konuşuyoruz… "DSP ile koalisyon kurmak yanlıştı. Bize Başbakanlığı teklif eden DYP ve Fazilet Partisi ile koalisyon kursaydık Apo'nun idamı gerçekleşebilirdi. Gerçekleşmese bile millet bizi suçlayamazdı. Millete hatanın savu...
2016 YILINDA KÖHNE BİR TEKNOLOJİ İLE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ MAHVETMEK ÜZEREYİZ
Üniversitede ilk iktisat dersimi asla unutmayacağım. Bu derste bize ilk öğretilen bir ülkenin en önemli ve en değerli sermayesinin
1) İnsan sermayesi
2) Tabiatı
olduğu idi.
Telif Hakkı
© Mehmet Alp @ tahtapod.com | Tüm hakları saklıdır.
ÖzetBu çalışmada, Avrupa Hunları hakkındaki temel birinci el kaynak olan Priskos'un eserinde aktardığı Hun adetlerinin analizi ve diğer Türk topluluklarının adetleriyle kıyaslama amaçlanmıştır. Priskos, Hun Hakanı Atilla'ya elçilik görevinde bulunmuş ve gözlemlerini Bizans tarihiyle birlikte aktarmıştır. Eserin satır aralarında, karşılaştığı Hun adetlerini aktaran müverrih, anlatımda det...
Ne için yazıyoruz ve bazen ne için yazamıyoruz soruları ve Samiha Ayverdi'den nakledilen bir anı.
Kütüphaneler dolusu kitap yazılmış, bir onlar kadar daha yakılmış iken, insan neden hala yazmakta ısrar etmekte? Bunu düşünüyorum bir süredir. Yazmaktan kastım, halini beyan etmek, doğru bildiğini kendine yazarak anlatmak, anlamak, had bulabildiğince de başkalarına söylemek. Peki ama niçin? Neden öyle yaşayıp ölmek yerine, insan yazmayı tercih etmektedir? Neyi değiştirebileceğine inanmaktadır? Kendisine haldaş olacak bir mürid bulmak için mi, eteğine sarılabileceği bir mürşid için mi yazar? Ne için yazar insan? Yoksa zamanla yanlış bildiklerini görmek, tek doğru olan "Tevhid"i anladığını görebilmek için mi? Neden ilmi noktadan çoklara artırıyoruz, neden yazıyoruz dostum? Lütfen düşün, niçin, boş laf olsun diye mi, vakit öldürmek için mi, başkalarının vakitlerini de öldürmek için mi! Neden yazıyorsun neden...
Bu düşünceler akıyorken önümdeki kağıda, bir dostun paylaşımını görüyorum, Samiha annemizden aktarılmış güzel bir anıya rastlıyorum.
Bu sabah Samiha Anne'nin (Ayverdi) "Mülakatlar'dan tefe'ül ettim. Karşıma çıkan diyalog kitap yazmak hususundaki ihtirazımı tashih etmem yönünde işaretti sanki. Sohbet Burhan Toprak, Samiha Ayverdi ve Ekrem Hakkı Ayverdi arasında geçiyor:
çocuktum
ayıptır denmişti seviyorum demek
içten içe konuşmalarım hep bu yüzden
kızma suskunluğuma
dudaklarım senden yana kilitli
er meydanında cesurum aşk meydanında korkak
ürkerim yıkamam tabularımı...
İNSANOĞLU'YUM
Ve Gök Tengriye seslendi;
Ya farkında olmasaydım senin şu boşlukta,
Kimi sevmek için yaşayacaktım varlıkta,
Var oluş ölmek için mi,
Yoksa ölüm içinde var olmakmıydı amaç...
Tengri yağdırdı gökten düşen taneyi topraga,
İstifa Mektubu
Pür karanlığa büründüğünde etraf
Kör ayazda her gün, ben uyurken
Çöp toplayan bir adam varmış meğer
(Paragraf)
Donuk bir yüz şimdi karşımdaki.Aynaya bakma isteği yok içimde.Ruhum kapalı kapılar ardında saklı kalmışkenözgürlük türküleri söylemeye mecal bulamıyor dilim.Yağmur sanki bir tek bana yağıyor,her bir damla değdiği yeri ateş gibi yakarken ben geçmişi yakamıyorum.Camda oluşan buğuya artık hayallerimi çizemiyorum.Çizdiğim her hayalim,üstüne yığdıkları çirkinliklerinaltında enkaz oldu. Yü...