TÜRKÇÜLERE 3

​TÜRKÇÜLERE.. 3 Önce Türkçülük andı ile başlayalım dikerseniz. Türkçülük derneğine üye oluyorsanız bu ant metnine sadık kalmak zorundasınız. Buyurun okuyalım: "Türkçüler Derneğinin işlerinde doğruluktan ayrılmayacağıma aldığım görevi eksiksiz yapacağıma karşılık beklemeden yalnız Türklük için çalışacağıma her yerde her zaman Türklüğe elimden gelen hizmeti yapmaktan kaçınmayacağıma Türkçü...

Devamını Oku

EY TÜRK UYAN 2

​EY TÜRK UYAN 2 Uyku ölüm halinin şeklidir. Çok uyursan ölüden bir farkın olmaz. Uyanmak zorundasın ey Türkçü arkadaş! Bu uykunun sonu pek hayra alamet değil.  Yarınını düşünen seçimleri düşünür gelecek nesilleri düşünen ise idealleri öne çıkartır. Idealleri ölmüş bir ruh halinde yaşamanın zul sayılacağı bir dönemden geçiyoruz. Yaşadığımız bütün olumsuzluklardan kurtulmanın tek yolu...

Devamını Oku

Karar I

Gripten değil,
Boğazıma takılan bu cam kırıkları,
Dilimin dönmeyişi,
Yutkunamayışım.

Devamını Oku

TÜRKÇÜLÜĞÜN TEMEL İKİ MESELESİ

Bugün Türkçülük, Türkçülüğü temsil iddiasıyla ortaya çıkan bir çok Türkçü teşkilat tarafından "Türkçülük yükseliyor" olarak görülmekte ve konuşulmaktadır. Fakat, bu teşkilatların büyük bir çoğunluğunun da kabul ettiği gibi yükselen "Türkçülük fikri" yerine, maalesef daha çok "Türkçülük modası"dır.​ Bu ise, Türkçülük için ciddi bir tehlike arz etmektedir. Evvela Türkçülük kat'iyen bir mod...

Devamını Oku

TURAN NERE BİZ NERE

Macaristan'da Turancı partinin son seçimlerde ikinci büyük parti olarak çıkması ile Türkçü anlayışın ülkemizde iktidar olup olamayacağı tartışılmaya başlandı. Aslında bu tartışma bile güzel bir gelişme. Peki ülkemizde Türkçü Turancı anlayış bu sıçrayışı gerçekleştirebilir mi? Bana kalırsa çok zor bir ihtimal. Öncelikle ülkemizde Türkçü Turancı bir anlayışı tam anlamı ile savunan bunu par...

Devamını Oku

YÜZÜNCÜ YILINDA “TÜRKLEŞMEK, İSLAMLAŞMAK, MUASIRLAŞMAK”

gokalpturklesmek

"Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" adlı mukaddes kitabı, yüzüncü yılında yeniden okuduğumuzda kitabın sanki matbaaya verilmek üzere olduğuna kanaat getiririz. Çünkü Gökalp'in kitapta tartıştığı konular ve altını çizdiği başlıklar aradan geçen yüzyıla rağmen bugün dahi güncelliğini korumaktadır. Hem yüzyıl önce Gökalp'in işaret ettiği yöntemleri, bugün geldiğimiz nokta itibariyle muk...

Devamını Oku

TÜRKÇÜLÜK ve TÜRKÇÜLER

TÜRKÇÜLÜK ve TÜRKÇÜLER Aslında konu belki gündem değiştirme? Lakin Türklük ve Türkçülük kavramları üzerinde 1944 yılından bu güne bu kadar aşağılayıcı bir yaklaşım olmamıştı. Işte bunun için gündem değiştirme niyetiyle bile olsa konuyu düşünmek gerek. Konu Türklük ve Türkçülük olunca doğal olarak Atsız Ata ile konuya başlamak gerekiyor. Atsız Hoca ne güzel demiş Türkçü kim diye... "Türkç...

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Doğan Ay @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.

Türkçülüğe Yapılan Hakarete Sesin Gür Çıksın Bahçeli

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkçülüğün bölücülük olduğunu söylemesinden sonra ne tepki vereceğini en çok merak ettiğim kişilerden biri MHP genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ydi. Her ne kadar son 1,5 yıldır muhalefetliği bırakıp iktidar destekçisi olmuş ve referandumda evet demiş olsa da, bir Milliyetçi parti genel başkanı olduğu için Türk Milliyetçiliğine yapılan hakaret karşısında ...

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Doğan Ay @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı 1944’te çatladı

3 Mayıs Türkçüler Günü'nde ne oldu?

Devlet, üniversite, parti, dernek, hatta şirket... Bütün kurumlar müşterek değerler üzerinde yükselir. Toplumlar da. Hiçbiri müşterek değerlere dayanmadan yaşayamaz.

Değerler dediğimiz, İbni Haldun'un asabiyesiyle ilişkilidir. Haldun'a göre devleti asabiye kurar. Asabiye kuvvetliyse devlet yaşar. Asabiye zayıflarsa asabiyesi kuvvetli olan, zayıf asabiyeliyi devirip devletin başına geçer. Nevzat Kösoğlu'nun "iman" adını verdiği kavramın Haldun'un asabiyesi ile örtüştüğü noktalar var. Bugünün toplum bilimlerinin yeniden icat ettiği "toplum sermayesi" diye çevirebileceğimiz "sosyal kapital" sözü de bu kavramlara kardeştir.

Sosyal kapital millet fertlerinin birbirlerine karşı duydukları tabii sevgi ve bağlılık ve bu hislerin sonucunda teşekkül eden karşılıklı güven ve toplumun iç iletişimindeki yoğunluktur. Bunlar bizim uhuvvet, dayanışma kavramlarımızla akraba anlayışlar.

Müşterek değerlere bağlanan insanlar birbirlerine de sevgi ve güven duyar. Camiasının diğer mensuplarına kuşkuyla bakmaz. Dikkatleri yaptıkları işe, dış dünya ve başarıya odaklıdır. Müşterek değerlere bağlılığın azaldığı, lâfta kaldığı camialarda güven tükenir, insanlar bir birine potansiyel rakip ve hain gözüyle bakar. Mesai ve gayret yekdiğerini alt etmeye, olmazsa kontrol etmeye harcanır. Artık mensuplar hissettiklerini, düşündüklerini değil, güvenli olanı, yukarıdakilerin duymak istediklerini söyler. Giderek onların istediği gibi düşünmeye başlarlar. Yahut hiç düşünmemeye… En emniyetlisi de budur; hiç düşünmemek. Slogan söylemek... Ahlâk dibe vurur.

***

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin