Sosyal Sermaye sebep mi sonuç mu?


Türkiye "az gelişmiş ülke" olduğunu galiba 1960 darbesinden sonra fark etti. O güne kadar kalkınmışlık, geri kalmışlık pek gündemde değildi. Darbeden sonra fikirlerimizin şirazesi çözüldü. Hani 1980 darbesinde her şeyden anlayıp her şeyin doğrusunu bilen yüce liderimiz Kenan Evren'in bize bol geldiğini söylediği anayasa işte o 27 Mayıs anayasasıdır. Bizler onun sağladığı fikir hürriyeti içinde geri kalmışlığımızı keşfettik.

Etilerden geri miyiz?

Sonradan batılılar daha politik olmaya karar verdi ve bize "geri kalmış" veya "az gelişmiş" yerine "gelişmekte olan" denmeğe başlandı… 60 sonrasının prenslerinden Atila Karaosmanoğlu, İtalya'yı yakalamamız için birkaç bin yıla ihtiyacımız olduğunu söylemişti ve bu pek hoşumuza gitmemişti.

O günlerde bir taksi şoförünün bana "yahu biz Etilerden de mi geriyiz?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Bu kıyas Karaosmanoğlu'nun aklına gelmemişti zahir.

Devamını Oku

Giriş var, çıkış yok: İstakoz sepeti demokrasisi


Tabiat bilimlerinde kanunların sınırları ve şartları vardır. Su yüz derecede kaynar- ama basınç bir atmosfer ise. Yoksa Erzurum'da 94 derecede kaynar, düdüklü tencerede 125 derecede.

Toplum bilimlerinin kanunlarında sınırlar daha da karmaşıktır.

Toplum bilimlerinin kanunları öldürülebilir

Ekonominin temel kavramı piyasadır ve temel kanunları da piyasa hakkındadır. Fakat piyasa kutsal bir kimlik değil, istatistiğe dayanan bir sonuçtur. Piyasadan bahsedilebilmesi için birçok satıcının ve alıcının bulunması gerekir. Bir iş kolu cebren veya hile ile birkaç kişinin, meselâ bir mafyanın eline geçip tekelleşse, mafyadan başka iş yapmak isteyenler dövülse veya vurulsa, çete artık malı istediği fiyata satabilir. İstediği kadar kalitesizleştirebilir. Ekonominin temel kanunu öldürülmüştür. Bu yüzden en liberal ülkelerde bile tekelleşmeye karşı rekabet kurulları teşkil edilir, bunlar tekelleşme eğilimlerine müdahale eder.
Devamını Oku

İhtimal'le "Millet ve Milliyetçilik" üstüne sohbet

Milliyetçilik bitiyor mu başlıyor mu?

1-Kitabınız, son yıllarda, özellikle 1980 sonrası dönemi konu alan, millet ve milliyetçilik üzerine yapılmış en kapsamlı çalışma. Öncelikle böyle bir kitap fikri nasıl ortaya çıktı?

Bu sorunun iki cevabı var. Bizim felsefecilerin kullanmaya bayıldıkları kelimelerle "biri tikel, öbürü tümel". ("Tikel", "tümel" diyeceğimi söyleseler inanmazdım!)

Millî Düşünce Merkezi otuz temel kitapçık hazırlatıp yayınlamaya karar verdi. Sonra sosyal medyada çevremize bu otuz konu ne olmalıdır diye sorduk. Öyle bir ilgi ve teklif yağmuruyla karşılaştık ki planlanan kitap sayısı altmışı aştı. Bunlar 64 sayfalık (4 forma) kitapçıklar olacaktı. Bir hata yapıp milliyetçilik konusunu bana verdiler. 64 yerine 364 sayfa oldu!

Diğer sebep benim kendimi bildim bileli Millet ve Milliyetçilik kitabını yazmakta olmam. Tanıdığım Türkçü fikir adamlarıyla bütün konuşmalarım aslında bu kitabın yazılmasıydı. Sürekli kavramların yan yana konulması, sınanması, dünyanın gözlenmesi, sorular, problemler, çözümler, okumalar, hepsi hepsi… Galip Ağabey'in, Galip Erdem'in özel yeri vardır bu tarihçede.

İşte bu ikisi, biri uzun öbürü nispeten kısa geçmişli iki sebep birleşti ve ortaya Millet ve Milliyetçilik çıktı.

Devamını Oku

Geleceğimiz İçin Temiz Enerji

2016 YILINDA KÖHNE BİR TEKNOLOJİ İLE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ MAHVETMEK ÜZEREYİZ

Üniversitede ilk iktisat dersimi asla unutmayacağım. Bu derste bize ilk öğretilen bir ülkenin en önemli ve en değerli sermayesinin

1) İnsan sermayesi
2) Tabiatı​

olduğu idi.

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Mehmet Alp @ tahtapod.com | Tüm hakları saklıdır.

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin