Sosyal Medya Düzenlemelerine İlişkin

1577777639328-sosyalmedya

Sosyal medya mecralarında internet kullanıcılarının birer içerik üreticisi hâline gelmeleri, ürettikleri küçük veya büyük çaplı içeriklerle (atılan bir tweet dahi üretilen bir içeriktir!) bir anda binlerce insana seslenebilmeleri hayatımızda pek çok değişikliği ve hâliyle sorunu beraberinde getirdi. Bu sorunların en başında da sosyal medyanın kimi suç tiplerinin işlenmesini kolaylaştırması geliyor. İşte bu sorunun çözümü için bir müddettir sosyal medya düzenlemesi yapılması konuşuluyor. Bu düzenlemelere ilişkinse kamuoyunda iki husus ön plana çıkıyor: Birincisi yalan haberlere yaptırım getirilmesi, ikincisi ise hakaret/tehdit gibi suçlarda ceza artırımı. Her iki durum için de esasında sosyal medya açısından bir problem olduğu ve bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu aşikâr. Ancak yapılacağı beklenen düzenlemeler bazı soru işaretlerini beraberinde getiriyor.

Yalan Haberlere Ceza

Yalan haberlerin yayılması karşılığında bir yaptırım öngörülmesi esasında teorik olarak oldukça doğru, zira sosyal medyada yayılan yalan veya diğer bir tabirle "troll" haberlerle toplumun manipüle edildiği herkesçe malumdur. Haber alma hakkı bir anayasal hak olarak haberciliğin kaynağını teşkil ederken, yalan haberlerle toplumun haber alma hakkının engellendiği de söylenebilir. Ancak yalan haberlere getirilecek cezai bir düzenlemede pratik birçok sorun da vardır: Her şeyden önce yalan haber ile doğru haberin ölçütü nasıl belirlenecektir? Sözgelimi devlet kaynakları tarafından yapılan bir açıklamanın doğru olduğu -en azından yargı mercileri tarafından- "karine" olarak kabul edilebilir. Bu karinenin çürütülmesi siyasî iktidarların değişmesi veya aradan yıllar geçmesini de gerektirebilir. Böyle bir durumda devlet kaynaklarının mugayirine yapılan bir haber "yalan haber" olarak mı değerlendirilecektir?

Kanaatimce açıkça yalan olan, "troll" olarak nitelendirilebilecek, tamamıyla dayanaktan yoksun haberler için "özel kast" unsurunun da mevcudiyeti şartıyla böyle bir denetimin mevcut olabilir. Ancak bu özel kastın titizlikle belirlenmesi gerekir, zira "halkı manipüle etmek" veya "halkı kışkırtmak" gibi sahip olunan siyasî temayüle göre farklı yorumlanabilecek kavramların tercih edilmesi hem cezanın belirliliği ilkesine ve kanunilik prensibine aykırılık teşkil edecek, hem de bu vesileyle gazetecilik faaliyeti üzerinde bir sansür tehdidi meydana getirebilecektir. Üstelik habercilik kapsamında belirli hata payı içerebilecek haberler için bu denetim tehlikelidir. Zira habercilik faaliyeti kimi zaman kulis bilgilerine dayandığı gibi, kimi zaman da kamuoyunun dikkatini çekerek belirli hukuksuzlukların ortaya çıkartılmasına imkân sağlar. Böyle bir denetim ve yaptırım tehdidi altında olan habercinin ceza tehdidi sebebiyle hata payı olan haberleri yapmaktan kaçınacağı kuşkusuzdur. Dahası maddî vakıa ile devlet organlarının açıklamaları çeliştiğinde gazeteci devlet açıklamalarına rağmen maddî vakıayı haber yapamayacak, böylece özgür olması gereken medya işlevini yerine getiremeyecektir. Bu sebeplerle bizce yalan haberlerle ilgili hükmün kesinlikle iyi düşünülerek ve ince hesaplanarak hazırlanacak bir madde hükmüyle ve özel saikle işlenebilecek bir suç tipi olarak tasarlanması gerekiyor.

Hakaret ve Tehditte Ceza Artırımı

İkinci olarak, hakaret ve tehditlere ilişkin olarak ceza artırımı beklentisi hatta kamuoyunda oluşan bu yönde bir talebin mevcut olduğu söylenebilir. Bu beklenti ve talep esasında cezalandırmaya yönelen çok klasik bir yanlış bakışın ürünüdür: Şu bir gerçek ki söz konusu suçlar mevcut cezalar "az" veya "yetersiz" olduğu için işlenmiyor. Çünkü bilakis kanunlarımızda çok ağır cezalar mevcut. Özellikle mezkûr suçlar bakımından temel motivasyon faillerin yakalanmayacağına ve ceza almayacağına olan inanışlarıdır. Hatta sosyal medyada bu suçu işleyen pek çok kişi esasında yapmış olduğu eylemin TCK'da sayılan suç tipine uygun olduğunu, cezayı gerektirecek bir fenalık olduğunu anlayamıyor, bu bilgiden dahi yoksundur.

Böyle bir internet kullanıcısı hakaret fiilini gerçekleştirirken "bu suç tipinin TCK'daki karşılığı şu, ama bu az bir ceza, ben buna katlanırım, o hâlde hakaret suçunu işleyebilirim" gibi bir zihnî tasavvura sahip değildir. Bilakis suç işleyen internet kullanıcılarının genel bakış açısı ifade ettiğimiz üzere internette hakaret etmenin suç olduğunu düşünmemek, anonimliğin arkasına sığınarak yakalanmayacağına ilişkin inanca sahip olmak, karşısındaki kişinin şikâyet etmeyeceği veya kolluğun re'sen harekete geçmeyerek bir soruşturmanın başlamayacağı düşüncesi taşımak ve nihayet bir soruşturma yapılsa bile "böyle küçük bir haksızlığın" bir yaptırımla karşılanmayacağına ilişkin yanlış kanaati sahip olmaktır.

O hâlde söz konusu sosyal medya düzenlemesinde cezaların artırılması yolunu tercih etmek yerine etkili bir soruşturmanın yürütülmesi, insanların uğradıkları saldırılar karşısında haklarını arayabileceklerine olan inançlarının kuvvetlendirilmesi ve nihayet yapılacak yargılamalarda uğranılan haksızlığın karşılığı olarak kanunda gösterilen cezanın kati bir şekilde uygulanmasının sağlanması daha sağlıklı bir düzenleme olacaktır. Sözgelimi bu nevi suçların bildirilebileceği sanal kolluğun işlevsel hâli getirilmesi, yaygınlaşması ve böylelikle mağdurların "kim uğraşacak, katlanalım" düşüncesinin değişmesinin sağlanması ile istenen amaca ulaşılabilir. Ancak bizce daha da önemli bir çözüm olarak internet kullanıcılarına ilkokuldan beri başlayacak bir eğitimle temel hakların öğretilmesi, fail olmaları ihtimaline karşı saygıyı, mağdur olmaları ihtimaline karşı ise öz-saygıyı öğretmek ve aşılamak gerekmektedir.

Sonuç

Yapılacak sosyal medya düzenlemesine ilişkin olarak kamuoyunda tartışılan hususlara ilişkin görüşlerimiz bu şekildedir. Yalan haber yayılması ancak "troll" faaliyetlerinin öne geçebilmek maksadıyla ve kanunda iyi tasarlanmış özel saik unsurunun mevcudiyetiyle cezalandırılmalıdır. Hakaret ve tehdit suçlarının cezalarının artırılması beklentisine karşı ise kanaatimiz cezaları arttırmak yerine etkili bir soruşturma mekanizmasının yaratılması, söz konusu suçlara karşı kanundaki cezaların kati bir şekilde uygulanması ve sosyal medya kullanıcılarının bu mekanizmaya olan inançlarının sağlanması daha etkili bir çözüm olacaktır. Her hâlükârda çıkartılacak olan yasanın nezih bir toplum olmamıza hizmet etmesini diliyorum.


23.08.2021

Pirali Çağrı ŞENSOY

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

İnanınız
Buğra Kavuncu Yalnız Değildir. Susturamayacaksınız

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin