MUSTAFA KEMALLER ÖLMEZ!

1881-1938

Yıl, 1881… 1900'lü yıllara yaklaşılıyor, yani 20. yüz yıla… O yılların dünya coğrafyası kan ve göz yaşıyla yoğruluyor. Dünyadaki dengeler değişiyor; krallar şahlar, yerlerini özgür ve bağımsız yönetimlere bırakıyor.

Bir çocuk dünyaya geliyor, mor salkımlı Selanikte'ki küçük pembe evde. Ne annesi ne de babası, bir gün bu çocuğun bir ulusun yoktan var olma sürecindeki lider olacağını bilmiyorlar, nasıl ki bizler de çocuklarımızı dünyaya getirdiğimizde yarınlarda onları nelerin beklediğini bilmiyorsak… Baba talihsiz… Bu çocuğun nasıl bir vatan evladı ve Türk'e nasıl ATA olduğunu göremeden, o daha küçücük bir çocukken bu dünyadan göç ediyor. Ne mutlu o anneye ki, nasıl bir evlat yetiştirdiğini görüyor, gururunu yaşıyor, onun için korkup, endişeleniyor, mutlu oluyor, üzüntülerini yaşıyor, her anne gibi veya hiçbir annenin yaşayamadıklarını yaşıyor.

Dünyanın zor zamanlarına denk gelen çocukluğu ve öğrencilik yılları dışındaki bütün yaşamını cephelerde geçiriyor bu çocuk… Ya sıcak savaş cephelerinde, ya kültürel ekonomik savaşın bitmek tükenmek bilmeyen cephelerinde.

Derne ve Tobruk'ta başlayan cephe yılları, Balkanlar'da, Sina'da, Filistin'de, Çanakkale'de, Sakarya'da aralıksız sürüyor. Cepheden cepheye koşarak geçiyor gençlik yılları, ta ki cumhuriyetin ilanına kadar.

Şairin;

"Bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır." Dediği en büyük dağdır o çocuk.

Sonra ekonomik ve kültürel bir savaşın yılmayan, yorulmayan savaşçısı oldu o çocuk.

Çalıkuşu ve Yaban'ı okumayanlara tavsiye ederim, okusunlar. Osmanlı'daki Anadolu'nun yoksulluğunun, yoksunluğunun, çaresizliğinin resmidir, Çalıkuşu ve Yaban.

İşte o çaresizliğe çare oldu o çocuk. 10 yılda 15 milyon genç yarattı her yaşta, demir ağlarla ördürdü Anadolu'yu. Sümerbanklar, Etibanklar, fabrikalar, yollar, köprüler, okullar, öğretmenlerdi çaresizliğin çaresi…

Bazı vefasızlar diyorlar ya; "Bir gecede okuma yazma bilmez duruma düşürüldük, mezar taşlarımızı okuyamaz olduk." Mezar taşı dediği de Orta Asya Türklerindeki balballar sanki! Mezar taşında "Ruhuna el Fatiha" dan başka ne yazardı ki; acaba neyi okuyamamışlar? Ve sanki çok okuma yazma bilen varmış da bir gece de okuyamaz olmuşlar. Altı yaşındaki çocukların bile bir iki ayda okuma yazma öğrenebildiği Latin Alfabesini, Millet mekteplerinde öğrenmek hiç de zor olmamış. Aydınlanma başlamış o sayede.

Bugün özgürsek, bu satırları yazabiliyorsak, isteyen istediğini söyleyebiliyorsa sahip çıkmamız gereken o ilke ve inkılaplar sayesindedir.

"İsteyen istediğini söyleyebiliyorsa!" ve "vefa" demişken; "vefa" nedir bilir misiniz? Tabi ki bilirsiniz. Ama bilmek yetmez! Vefalı olmak lazım. İçinde birçok erdem barındıran çok önemli bir değerdir vefa. Gönül borcu, minnet, sevgi, saygı, kadirşinaslık vardır vefanın içinde. Düşün yapımız ne olursa olsun, vefalı olmak lazım, çünkü erdemli insan olmanın bir gerekliliği de budur.

Müzeden camiye çevrilen Ayasofya'da namaz kılan herkesin her namazda Mustafa Kemal'in ruhuna bir Fatiha okuması lazım. Çünkü:

İngiliz Donanması toplarını Dolmabahçe Sarayı'na çevirdiğinde:

"Geldikleri gibi giderler." Diyen kimdi? O çocuk! Yani Mustafa Kemal Atatürk!

Geldikleri gibi gönderen lider kimdi? Mustafa kemal Atatürk!

Samsun'dan doğan "güneş" kimdi? O çocuk!

Kocatepe'de karlar üzerinde yatan kimdi?

"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyen kimdi?

Hangi birini yazsam, ne desem yetmez O ÇOCUK için!

Bugün medeni kanuna göre uygar bir yaşam sürdüren herkesin Mustafa Kemal Atatürk'e vefa borcu olmalıdır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz anısına, her 10 Kasım'da ve her daim, bu cumhuriyetin kazanımlarını yaşayan herkes sahip çıkmalıdır.

Çünkü; Mustafa Kemal benim, Mustafa Kemal sensin, Mustafa Kemal biziz!

Kim ne derse desin, herkes kendine düşeni yapar. Bize düşen, ATAMIZIN yolunda yürüyüp, bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'ni "İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir" BİRİNCİ VAZİFEMİZ budur.

MUSTAFA KEMALLER ÖLMEZ!
Eserleriyle yaşarlar, fikirleriyle yaşarlar!


×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

Hakim Bey!
Bir 10Kasım Sabahı

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin