AHDE VEFA

FaceApp_168398686001_20230608-195606_1

Bugün yazacaklarım ülke gündemden tamamen bağımsız. Dolar 23, Euro 25… yoruldum artık. Ne olduysa oldu ne olacaksa da olacak. Yaşayıp göreceğiz hep birlikte. Belki de Mehmet Şimşek'in sihirli bir değneği vardır, uçurumdan çeker çıkarır hepimizi.

Siyasal Bilgiler Fakültesi hocalarından Yahya Sezai Tezel Hoca'nın öğrencisiymiş vakti zamanında. Daha önceki bakanlık yıllarında hoca Mehmet Şimşek'i beğenirdi, Facebook postlarından hatırladığım kadarıyla.

Neyse, ben bambaşka bir yerdeyim şu an.

Yıl 2007… Şimdi ne kadar da gerilerde kaldı. Facebook'un henüz çok bilinmediği bir dönem. Belki biliniyordu da ben bilmiyordum. KKİO'dan bir grup arkadaşımla hem doğup büyüdüğümüz toprakları hem de okulumuzu bir kez daha görmek, aynı havayı solumak için Kars'a gitmiştik. O gezide birbirimizin adreslerini telefonlarını alıp tekrar kısmen de olsa görüşmeye başlamıştık. İşte tam da o sırada hayatımıza girdi Facebook'un büyülü dünyası. Hesaplar açıldı, gruplar kuruldu, arkadaşlar eklenmeye başlandı. Henüz akıllı cep telefonları bu kadar yaygın değildi. "Akşam olsa eve gitsek de bilgisayarın başına geçsek, Facebook alemine dalsak!" diyorduk.

Fotoğraflar, şiirler, şarkılar, birbirine laf atmalar, kalpler, çiçekler böcekler uçuştu o sanal alemde yıllarca.

Ben de Facebook'ta aktif olanlardandım ama bazıları vardı ki ben onların yanında soldaki sıfır! Bazen haber kaynağında dolaşırken, acaba X'in sayfasına mı girdim düşündüğüm zamanlar oluyordu. Her saat bir şey paylaşmış, bir post atmış.

Ben düzen tutturdum o gün bugündür kendimce. Dedim ki;

"Sen sürekli aynı kişilerin paylaşımlarını görmekten hoşlanıyor musun?"

"Hayır!" O halde bir sınır koy kendine, "Ayda gelen gül üstüne, günde gelen kül üstüne." Diye boşuna dememişler. Özgün paylaşımlar yap, kendi düşüncen olsun, yüz yüze olduğun insanlara nasıl davranıyorsan, sanal alemde de öyle davran. Sana ters gelenlerden uzak dur, kimseyi ötekileştirme, aşağılama, klavyene hakim ol; "KENDİN OL!" dedim özetle.

Derken Instagram hayatımıza girdi. Benim bildiğim, kullandığım sosyal medya bunlar oldu. Kısa, çok kısa bir süre Twiter hesabım da oldu, ama oradan kaçarcasına uzaklaştım. Bana göre değildi. Kimin eli kimin cebinde olmayan diğer mecraları hiç bilmem, merak da etmiyorum. Sosyal medya denilen platform, adamı rezil de eder, vezir de… Rezil olanları da gördüm, vezir olanları da…

Şahsen tanımadığım, ama bu alemde tanıdığım çok değerli arkadaşlarım oldu. Onlardan biri Mehmet Alp Şirin'di. Çok seviyeli çok güzel paylaşımları vardı. Hala da öyledir.

Sonra dört yıl önce hayatımın dönüm noktalarından biri olan bir günde şu an yazmakta olduğum TahtaPod Blog'unun Kurucusu ve yöneticisi olan Mehmet Alp, "TahtaPod'da da yazar mısınız?" dedi bana. Yazmaz mıyım! Blogu takip ediyordum zaten. Çok değerli yazarlar ve çok güzel yazılar vardı farklı kategorilerde.

Facebook dünyasından farklı bir aleme böyle geçtim işte. Kendimi geliştirmem için bir okul oldu bana TahtaPod. Facebook'ta spontane yazdığım küçük postlar, TahtaPod'da yazı diline daha özen gösterdiğim denemelere, makalelere dönüştü. Bir süre sonra da o yazılar, tekrar üzerinden geçip, geliştirerek ilk kitabımı oluşturdu. "Görgülü Kuşlar Gördüğün İşler"in temeli bu mecrada atıldı.

Blogda paylaştığımız yazıları, kaç kişinin okuduğunu, totalde kaç kişi tarafından tıklandığını görebiliyoruz ama onlara hiç bakmıyordum ben. Bir gün baktım ki totalde 20.000 tıklanma var. Çok şaşırdım, doğrusu beklemiyordum. Demek ki belli bir okur kitlem vardı. O günden sonra çok sık olmasa da ara ara bakmaya başladım. Bugün tekrar baktığımda 27 kategoride, 84 post, 70.170 kez tıklanmış. Çok etkin yazarlar var, onların kim bilir kaç kez tıklanmıştır. Ellerine emeklerine sağlık hepsinin. Aslında önemli olan nicelik değil nitelik deriz, ama bazen nicelik de önemli oluyor, şu an olduğu gibi.

Bugün bu yazıyı neden yazıyorum? Şunun için "Ahde vefa" diye bir kavram vardır, bilirsiniz. Ben de vefalı bir insan olarak yazılarımı 70.170 kez tıklayanlara teşekkür etmek istedim. Sağ olun var olun. Çorbada tuzum olduysa ne mutlu bana!.. 

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

KAZLARA!
NEPHEN II

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin