KILIÇDAROĞLU'NUN TÜRK OLDUĞUNUN TEMİNATI ALEVİ OLUŞUDUR
Bu yazı Kılıçdaroğlu'nun adaylığı üzerine değil, bir faninin Kılıçdaroğlu'nu kimliği için gen testine çağırması nedeniyle kaleme alınıp, Türklüğe vurgu için yazılmış bir yazıdır. Kaldı ki ben en az 5 ayrı yazı yazdım, millet ittifakının adayı Mansur Yavaş olmalı diye.
Kılıçdaroğlu'nun yüzde yüz Türk olduğunun teminatı alevi oluşudur. Elbette her insan aidiyet duyduğu kimlik ne ise o dur. Toprağı bol olsun, Ermeni asıllı Türk vatandaşı Levon Panos Dabağyan, rahmetli Alpaslan Türkeş'in yakın arkadaşı, Türk tarihi araştırmacısı Türk milliyetçisi birisiydi ama Ermeni olduğunu da gururla söylerdi. Ve yaşıyor olsaydı kesinlikle andımızın okunmasının kaldırılmasına itiraz ederdi.
Bir sünni olarak Türklüğüme dair hiç bir şüphem yoktur ama keşke Kılıçdaroğlu kadar emin, özbeöz Türk olduğumu da ifade ederken onun taşıdığı heyecanı taşıyabilsem.
Sünniliğin mezhep taassubu etnik aidiyet hassasiyetini ortadan kaldırmıştır. O nedenle garip gelebilir ama Türklüğün istikbali için Aleviliğin varlığını çok kıymetli bulurum. Dolayısıyla değil Kılıçdaroğlu, herhangi bir Alevi ile gen tahlili yarıştırmaya kimse kalkmasın mahcup olabilir.
Şimdi ülkücü olup da solcu Kılıçdaroğlu'na sahip çıkmamı eleştirenler çıkacak, alayınıza cevabım; Andımıza sahip çıkan her kim olursa olsun kanaatim o ki çıkmayana göre daha Türk dür. Sağ sol kavramları bugünkü çağda değer yargılarıma göre kirlilik yarattığı için süpürüp çöplüğe atıp, her iki kavramın vesayetinden kurtuldum. Belki de bunu başardığım için Devlet Bahçeli'yi unutup Kılıçdaroğlu'nu fark edebildim. Bu fark edişler yekünü yirmi yıllık siyasi tasallutun girdabından Türk milleti ve devletini çekip kurtaracaktır inşallah.
Not: Aleviliğe sığınıp orayı da inançsal olarak tahrip eden, DHKPC'li kripto Ermeniler bizim hesabımız kitabımız dışında olup ne alevlerin ne de benim gibilerin muhatabı değillerdir.
Acele etmeye gerek yok...?
Muhalefet, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin yeni bir anayasa düzenleme tuzağına düşmemeli. Kesintisiz yirmi senedir peyderpey uygulana gelen anayasa değişiklikleri 2010 yılına kadar kısmen AKP/fetö arzu ve özlemleri doğrultusunda daha sonra da cumhur ittifakının kendi tahakkümlerini devlet ve millet üzerinde hakim kılma üzerine yapıldı.Mevcut anayasadaki cumhurbaşkanı yetkileri ile devletin her türlü kılcal damarlarına nüfuz etmiş yerleşmiş olan Recep Tayyip Erdoğan ve siyasal İslamcı vesayetin en az iki gerekirse üç yıl oturduğu yerden kaldırıp yerle yeksan edene kadar AKP'nin önerdiği yeni anayasa teklifine geçit verilmemelidir. Eğer yol karıştılmışsa, akşam karanlığı da başlamışsa; düzlüğe çıkmak için en kestirme yol gelinen yol üzerinde aynen geriye gitmek sonra doğru güzergahı tayin için durup düşünmek lazım. Tabi ki bu özlem ve arzularımızın tecelli etmesi için gerekli olan millet ittifakı galibiyetinin gerçekleşmesi gerekiyor. Gerek Kemal Kılıçdaroğlu, gerekse Meral Akşener Türk milleti ve devletinin geleceği için aynı samimi duygularla aynı endişeyi taşıyarak her türlü nefsi arzulardan ari sürdürdükleri çabaya tüm samimiyetimle inanıyor ve güveniyorum. Sizlerin de bu iki insanın duydukları endişelerden mütevelli bir şeyler yapılması gerektiğine dair inanmışlık ve adanmışlıklarının arkasında durarak destek olmanızı öneriyorum.
''Kökten Kemalist'' CHP'liler diyet istiyorlar
CHP'nin bir türlü %25 oy bandını aşamama sendromunun yarattığı bıkkınlık ve yılgınlık sempatizanlarını o günlerde yeni kurulmuş, teşkilatlanma süreci devam etmekte olan İYİ PARTİ'ye yönlendiriyordu. O sürecin heyecanını bizatihi yaşayanlardanım, olup bitenleri çok iyi hatırlıyorum.
Yine aynı süreçte Kılıçdaroğlu herkes gibi cumhur ittifakının İYİ PARTİ'nin seçime girememesi için çevirdiği her türlü kumpas ve engellemelere şahitti. Tam da bu noktada Sayın Kılıçdaroğlu, Meral Hanım'ın İYİ PARTİ'nin seçime girebilmesi için CHP'den 15 vekilin İYİ PARTİ'ye geçmesi teklifini kabul ederek büyük bir jestte bulundu. Bu jest CHP tabanında takdirle karşılandı, CHP'den kopup İYİ PARTİ'ye geçme sürecine girmiş binlerce mensubu tekrar partilerini sahiplenmeye yöneldiler. O nedenle kurulduğu günlerde anketlerde % 18-21 bandında olan İYİ PARTİ'nin oy oranı yapılan ilk seçimde %9.9 düşmüştür. Düşme nedeni tamamen ve tamamen o günkü süreçte CHP'den İYİ PARTİ'ye geçmeye niyetlenmiş olanların bundan vaz geçip partilerine dönmeleridir.Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.