Düşünün ki bir şehir var
Bugüne dek hiç ayak basmadığım bir şehir...
O şehrin içinde bir kadın
O bana olabildiğince uzakken
Sorma nasıl diye milletin hali,
Oy vererek sevap işledik emmi.
Bilmem affolur mu bunun vebali,
Bizden olmayanı fişledik emmi.
Seni başka bir zaman, tanımış olmayı isterdim
Yüzüm güneşe dönükken mesela, kollarımla fezayı döndürürken
Öldürürken kederi ve hüznü, inatla gülümserken kavgaya
Yıkarken insanlığın onursuz barikatlarını, mertçe başkaldırırken, saygıyla inandığım Tanrı'ya...
Telif Hakkı
© Emrah Birgül @ tahtaPod.com
Kim kimin dayısı, kimin emmisi
Bellidir ne yazık belli kimisi
Yoksulluk suyunda hayat gemisi
Batanın hesabı değil bu yumruk!
Eşikte huzura geldi mi sıra
Var ile yok ile ererdi sırra
Yuvayı ısıtan daha çok çıra
Daha çok közümüz vardı eskiden.
Ayıl gel, desem de uçuk rüyandan
Kaçarsın bilirim hodri meydandan
İnternet ağından, sosyal medyadan
O yandan, bu yandan "duyup" diyorsun.