TÜRK OLMAK

"Türk olmak zordur! 
Çünkü dünya ile savaşırsın.

Türk olmamak daha zordur; Çünkü Türk ile savaşırsın."

                                                            Fatih Sultan Mehmet 




Etnik bölücü ve Siyasal İslamcılar, ezelden beri Türk'e husumet besleyen Batı'nın maddi ve manevi desteğini arkalarına alarak içinde "Türk" geçen bütün değerlerimize karşı açtığı savaş "Öğrenci Andı" tartışmaları üzerinden devam ediyor.

Bu bağlamda FETÖ artıkları, İngilizci cemaatçiler, İslami görünüşlü Türk düşmanı yardım kuruluşları HDP, PKK ve EĞİTİM-SEN gibi etnik bölücü güruhun itirazlarına şaşırmıyoruz. Yalnız bilmeyenler veya unutanlar için hatırlama vesilesi oldu.

Andımız, aynı zamanda AKP ile hükümete yakın MEMUR-SEN ve ona bağlı EĞİTİM BİR-SEN gibi her fırsatta "Beka" sorunumuz var, milli bir mücadele veriyoruz, bölücülere, hainlere ve bilumum dış mihraklara karşı vatan savunması yapıyoruz diye diye iktidarda kalanların maskesini düşürmüştür.

Milletin adının ne olduğunu söylemekten imtina ederek attıkları, "Tek vatan, tek bayrak, tek millet" sloganlarının sadece sandığa yönelik ve samimiyetten uzak içi boş kelime yığınları olduğu da, görmek istemeyenlerin gözüne bir kez daha sokulmuştur.

Umarım, "Öğrenci Andı" üzerinden yaşanılan tartışmalar, hassas yerimiz olan, "Beka" oltasına gelip AKP'ye kayıtsız şartsız destek veren ve bunun için kırk yıllık kader ve dava arkadaşlarını bile ezip geçen, geçmiş günlerin hatırını dahi bilmeyen arkadaşlarımız için de uyanışa vesile olur.

Hatırlarsınız beş sene önce andımızı yasaklayanlar, bu zaferlerini yani Andımız'ın kalktığını dünyaya tam dokuz dilde anlatma kararı almış, ardından "Yetmez" deyip üç dil daha eklemişti.

İktidar mensupları ve yandaşları, "Türk olmaktan kurtulduk" diye sevinçli beyanatlar verip bayram havasında kutlamışlardı. Andımızı FETÖ ile ele ele vererek kaldıran bu güruh, şimdi Danıştay kararını eleştirip kararı veren mahkeme üyelerini fetöcülükle suçlayıp "Öğrenci Andı"nı tekrar yasaklamanın yollarını arıyor.

Oysa bizlerin de siyasal İslamcı güruhun etkisinde kalıp Hıristiyan diyerek yüzüne bakmadığımız Macarların bir bölümü, ısrarla Türk olduklarını söyleyip Türkiye'ye ve diğer Türk devletlerine karşı sevgi ve muhabbet besliyorlar. Türk kurultayları düzenleyip kardeşlik bağlarımızı ve işbirliğimizi artırmak için çırpınıyorlar.

Boşnak asıllı merhum Bilge Kral(gerçek bilge) Aliya İzzetbegoviç, "Sırplar bize Türk derdi; Müslüman olduğumuz için. Bosna'da kim varsa Türk'tü" diye anlatmıştı.Zaten eski yazarlar ve tarihçiler, batılıların ihtida edip Müslüman olanlara, "Türk oldu" dediklerini anlatırlar kitaplarında. Bilge Kral, çektikleri onca acıya, uğradıkları katliama rağmen Türk olmaktan mutluydu, gocunmuyordu.

O hep İslam düşmanı olduğunu söyleyip İslam dinini yok etmeye çalıştılar denilerek her fırsatta sövülen Mustafa Kemal ve arkadaşları, nasıl bir ümmetçilik kafasıyla yaptılarsa öz be öz Türk olan ve Türkçeden başka bir dil konuşmayan Karamanlıları sadece Hıristiyan oldukları için Yunanistan'a sürmüştü. Yine aynı İslam düşmanı Kemalistler, Ermeni Yahudi ve Hıristiyan vatandaşları azınlık statüsüne alıp kamudan uzak tutarken, başka etnisiteye sahip insanları, sırf Müslümanlar oldukları için Türk kabul edip yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin birinci sınıf vatandaşı olarak bağrına basmıştı.Çok övülen Osmanlı'da gerçek Türklerle beraber savaş zamanlarında ölüme gönderilecek asker, barış zamanlarında ise ağanın çiftliğinde maraba veya nalbant olabilen bu kişilerin de, asker, memur, bürokrat, iş adamı, vekil, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olmasının yolunu açmıştı.

İtalya'da da bir kısım insanlar kendilerinin Türk asıllı olduğunu söyleme başlamış. Finlandiya'da 19 Türk köyü olduğu malumunuzdur. Ülkenin en eski ve önemli kenti olan Turku'nun adı kimlerden geliyor araştırın derim.

Aslında uzağa gitmeye gerek yok. Osmanlı zamanında Sudan'dan getirilip İzmir çevresine yerleşmiş olan zenci vatandaşlarımızın evlatları, atalarının geleneklerini sürdürdüğü gibi kendilerini büyük bir samimiyet ve mutlulukla Türk olarak tanıtıyor. Biz de onları aynı samimiyetle bağrımıza basmaktan gocunmuyoruz. Bizim yaşlarımızda olanlar Merhume şarkıcı Esmeray'ı hatırlar. Allah mekânını cennet etsin;  Mehmetçiğe ve yavuklusuna en dokunaklı hasret türküsünü o yazmıştı.

Şimdi, etnikçilere ve siyasal İslamcılara hayal gibi gelebilir, burun kıvırıp gülebilirler. Fakat bilsinler ki, dünyanın neresinde olursa olsun, yaşadıkları şartlar sebebiyle yüzyıllar önce Türklüğünü unutmuş olanlar, uyanışa geçip özüne dönmenin yollarını arıyor. Türk'ün ne olduğunu gerçek anlamda bilen yabancılar da Türk olabilmenin fırsatını kolluyor. İlerleyen zaman diliminde dünyanın her yerinde Türkler, özüne dönmeye devam ettiği gibi, Türk olmadığı halde Müslüman olan veya emperyalizmin cenderesinde ezilmiş başka başka dinlerden ve milletten insanlar da Türk olma sırasına girecek. Zorlamayla filan değil.Türk dediğimiz şeyin, bütün adamların birliği olduğunu bildikleri için olacak.

Dışarıdaki herkes Türk olmak için can atarken, içimizdeki iflah olmaz etnikçi ve siyasal İslamcıların batılı ve azılı Türk düşmanları ile aynı safta buluşması manidardır.

Bakmayın, din perdesi arkasında konuşmalarına, bakmayın pedagoji filan gibi ilmi terimleri paravan yapmalarına; Türk'e düşman olan İslam'a da düşmandır, bilime de.

Merhum Elçibey, "Türk değilim diyene karşı sakın itiraz etmeyin, Allah'ın bahş ettiği şerefi istemeyene biz zorla verecek değiliz." Demiştir.

Elçibey haklıydı, çünkü Türklük öyle bir şey ki, merhum Kemal Sunal'ın ifadesiyle, her baş, her omuz, her yürek kaldıramaz.

Zordur Türk olmak...


23.10.2018

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

KIRMIZI ÇİZGİLİ SİYASET
MESAJ

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin