27 Nisan "Kontrollü e-muhtırası" 27 Nisan "Kontrollü e-muhturası" ve Dolmabahçe görüşmesini de yargılayacak mıyız? ...E-muhturanın okuduğunun ertesi günü hükümet sözcüsü oldukça kendisinden emin, özgüven dolu bir şekilde, cumhurbaşkanı olmasını istedikleri Abdullah Gül'e yapılan e-muhturadaki negatif göndermelere verdi, veriştirdi. İnsanlar da "Helal olsun size, helal olsun" dediler. ......
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı...Bulduğu hiçbir yanıt ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.. Ama aldığı yanıtlar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir yanıtı olmalı diyormuş.. Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş.. Köy, kasaba, ülke dolaşmış, bu arada zaman da durmuyor tabii ki ...Tam umudunu yitirmişken bir köyde kon...
Bir genel başkanın 3 danışmanı varmış. Onları test etmek istemiş. Bir gün en eski danışmanı ile deniz kenarına gitmiş ve kendisini sulara bırakmış. Bir yandan da"Boğuluyorum" diye feryat ediyormuş. Danışman atlamış denize ve genel başkanını kurtarmış. Ertesi gün kapısında bir Renault Laguna, üzerinde bir not. "Sevgili danışmanım hayatımı kurtardın. Teşekkürler… genel başkan " İki üç gün ...
Muhtarlarımız diyorum… Bir zamanlar, "Muhtar bile olamaz" denilen Sayın Cumhurbaşkanımızın çok önem atfettiği kişiler... Cumhurbaşkanına hayranım, çünkü işi biliyor... Çünkü muhtarlar, mahallesinin, köyünün sesi soluğudur. Şehirde yaşayanlar burun kıvırır fakat kırsal kesimde köylünün oylarını neye vereceğine karar veren kişidir… Valisidir köyün… Cumhurbaşkanıdır… Köy kahvesindeki tahta...
"Öğretmen küçük öğrenciye seslendi;– Gel oğlum. Kalk bakalım tahtaya, sana bir sorum var.– Buyrun, öğretmenim..– Canlılar kaça ayrılır?– Dörde ayrılır öğretmenim.– Bana yanlış gibi geldi ama hadi say bakalım..Minik öğrenci parmaklarıyla saymaya başladı;– Bitkiler,Hayvanlar,İnsanlar,Çocuklar.– Çocuklar da insan değil mi oğlum?– Haklısınız, o zaman canlılar üçe ayrılır öğretmenim– Peki, şi...
Her vesile ile otuz altı etnik kimlik niçin dile getirilir Hakim kimlik "Türklük", anayasamızda da "Türk milleti" diye tarifinin yapılmış olmasına rağmen; her vesile ile otuz altı etnik kimliği saymak neyin nesidir. Kavga yok, gürültü yok; hangi ihtiyacı binaen bu kimlikleri sayma ihtiyacı duyuyorsun muhterem.Anlaşılan o ki; bu hal tamamen ve tamamen bir türlü ismini söylemekten imtina e...
///....Kusura bakan baksın... küsen küssün... Gönül koyanda koysun... bizim ne insanlığımız kalmış, ne Ülkücülüğümüz kalmış, ne adamlığımız kalmış, ne arkadaşlığımız kalmış... Vefa falan hak getire zaten öyle bir şey semtimize uğramamış... işimiz gücümüz mangalda kül bırakmamak, İşkembe_i kübradan sallamak.... Yüce Allah gani, gani rahmet eylesin mekanı cennet kabri piru nur olsun inşall...
"Tilki, günün birinde, içinde su bulunan bir kuyuya düşmüş. Kuyunun içinde oraya buraya sıçramış; ama bir türlü yukarı çıkamamış. Bir süre sonra orada bir keçi görünmüş. Susadığı için hemen kuyunun başına gelmiş. Eğilip kuyunun içine bakmış. Bir de ne görsün? Aşağıda bir tilki duruyor. Keçi çok şaşırmış. Aşağıya seslenmiş:– Orada ne yapıyorsun tilki kardeş?Tilki serinkanlılıkla:– Ne yapa...
Biraz uzun bir hikaye belki okursunuz. Profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, "Bugün Zaman Yönetimi Konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız" dedi.Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkardı. Arkadan, kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde taş aldı ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun iç...