SORGULAMA

Eleştirilmezlik zırhı giydirilen ülkücülerin sorgulama yeteneğini yok etme amacı taşıyan biat kültürüne inat düşünüp konuşup sorgulamaya devam diyoruz.

Bir hareket veya dava başarıya sorarak, yorum yaparak, düşünerek, sorgulayarak ulaşabilir. Bunun dışında elde edilen başarı varsa o görecelidir geçicidir. Amacı Türk milletinin refah düzeyini yükseltmek olan bir hareket düşünmek sorgulamak zorundadır.

Bunun aksi düşünceden başarı beklememiz sadece bizi kandırır.

" İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır." düsturunu unutmamalıyız.

İnsanı insan yapan sorgulama yeteneğidir. Türk milliyetçisi bu mantıkla hareket etmelidir. Sadece milliyetçiler değil milliyetçi kuruluşlar da bu çizgide olmak zorundadır. Eğer bu ilkenin yok olursa karşımıza farklı bir görüntü ortaya çıkar bugün yaşadığımız gibi.

Milliyetçi kuruluşlar kurşun asker yetiştirme yuvasına döndü adeta.

Durum bu noktaya gelince milliyetçi dünya görüşü zafiyete uğradı ve son yıllarda rotamızı yitirdik..

Artık slogan bile üretemez durumdayız.

Biz neredeyiz, kimiz?

Hangi değerler bizim önceliğimiz?

Uğruna ölümü göze aldığımız yüce Türk milletinin dertlerine nasıl çözüm üreteceğiz?

Bizi biz yapan değerlerimiz kültürümüz nerede? Yani milliyetçi olduğunu iddia edenler rotasını yitirdi. Hem de öyle böyle değil bu rota yitirme işi. Bu rota kaybı ile dünyadaki gelişmeleri okumamız gelişmelere karşı öngörülerimiz yok oldu. İşin acı tarafı rota kaybolunca hareket siyasi partilerin dört duvarı arasına sıkışıp kaldı.

Okumayan yorumlamayan sadece dün ile yaşamaya çabalayan bir hareket. Evet sadece dün ile ayakta durmaya çalışan bir dava…

Bütün bunların üzerine sadece oy alma sevdası ile ortaya çıkan siyasal hareketler. Yani bu hamle ile milliyetçi hareketin dağılma süreci başladı.

Siyasetin kirli ayak oyunlarından bihaber olan milliyetçiler zorlu bir süreç başlamış oldu. Siyasetin ayak oyunlarını kabul etmeyen veya edemeyen milliyetçi grup siyaset sahnesinden kaybolmaya başladı.

Harekete küsen köşesine çekilen birinin çok istediği balkona çıkan milliyetçiler artık sessizce yaşamaya başladılar.

Bu arada milliyetçi olduğunu söyleyen partiler için de bir bölünme süreci hızlandı. Bu yapılar da sadece oy avcılığı ile yaşamaya çalıştılar. Bu yapılar belki oy aldılar ama davayı da askıya aldılar siyasetin baronları.

Siyasallaşmanın bozulma süreci ile davanın değil kişisel hesapların öne çıktığı bir dönem başladı.

Yani hareketin varlık sebebi kişilerin siyasi ihtiraslarına kurban edildi.

Toplumsallıktan uzak bir hareket için buyurun küçük bir kaç soru:

Milliyetçi Dünya görüşünün

içinden dünyaya bakan bizler

üretim ve tüketim arasında

açılan makasa ne diyoruz? Var mı bu konu ile ilgili bir çalışmamız? Hamasetle bilimsel verilerle ortaya konulan fikri birikimimiz var mı? Çevre konusunda ne planları var? Ekonomik programları nedir? Avrupa Birliği konusunda ne düşünüyor?

Gittikçe derinleşen uçurum

gelir dağılımındaki adaletsizlik teslimiyetçi kaderci edilgenlik bizim kaderimiz mi?

Doğan Ay


×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

SEÇİM OLSA NE YAZAR... ENDİŞELİYİM
KURUM VE KURALLAR REJİMİ

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin