ONLARIN SÖYLEDİKLERİ BİZİM DÜŞÜNDÜKLERİMİZ

MHP'deki kripto AKP'liler

MHP'de kala kala CHP'ye saldıranlar kaldığına göre; demek ki bunların alayı kripto AKP'liymiş.
...
Öyle ya; AKP'liler ve liderleri inanç ve ilkelerimizi ayakları altına aldılar tıs yok, zürriyetsiz dediler tıs yok, kandan beslenenler dediler tıs yok, Fatiha bilmez dediler tıs yok, eşref-i mahlukat değilsiniz dediler tıs yok, uçkur düşüklüğü gibi zafiyet genel haliniz dediler tıs yok.
...
Ancak CHP seçim ittifakı yasasına karşı çıkıp, eleştirince ve de; geçmişte AKP'lilerin Sayın Bahçeli'yi aşağılayan sözlerini hatırlatınca işte buna dayanamadılar, çok tahrik oldular, CHP'lilerin kafasını gözünü dağıtmak istediler.
...
Çok bozulmuşlardı; kimse AKP ve ittifakın lideri Erdoğan'a laf edemezlerdi.


Belvin Elvan
"İttifak mensubu" birisi, sözde Meral Hanım'ı yermek adına, Berkin Elvan'ın hatırasına binaen güzel dileklerle atmış olduğu bu twit'i paylaşmış.
...
Ben de yorum yaptım; "Gariplik bunun neresinde. İyi yönetilmeyen ülkemde teröre kurban verilmiş körpecik bir canın hatırlanmış olması utanılası bir durum değil, aksine utanması gerekenlere ibret-i alem için acı da olsa güzel bir hatırlatmadır.

Güzel Ahlaka ve fikir namusuna sahip olmak
Önemli olan "Güzel ahlak" ve aynı zamanda "Fikri namus"a sahip olmaktır. Bu iki sıfatı üzerinde taşımayı başaran her bir insanın yine toplumun her kesiminde saygın yerleri vardır. Bunun dışındakiler; insanın bizatihi kendisini mutlu hissetmesi için yapmış olduğu kişisel tercihlerdir ki; başkalarına dayatılması durumunda yobazlık ve bağnazlık devreye girer.
...
Dindar insan olmak insanın kendisini kurtarır; güzel ahlak ve fikri namusa sahip olmak ise toplumu kurtarır.
...
Dolayısıyla dindar toplumu oluşturmaktan önce fikri namusa sahip, güzel ahlaklı insanlar yetiştirmek lazım. Peygamber efendimiz ne demiş; "Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim"; diğer bir ifade ile "Toplum bu denli ahlaksız hale gelmemiş olsaydı, belki de benim gelmeme gerek kalmayacaktı" demiş olmuyor mu.
...
Dolayısıyla bu hadisten de anlıyoruz ki; güzel ahlak sahibi olmayan bireylerle dindar toplum oluşturulamaz.
Demem o ki; İlle de ve ille de güzel ahlak sahibi olmak gerek.

...
Ahmet Şık ile hiç bir şekilde siyasi hemfikirliğimiz yoktur. O bir sosyalist ben ise Ülkücü birisiyim ancak ortak bir tarafımız var elbette, o da; her ikimizin de fikri namusa sahip olmamızdır.
Ahmet Şık'ın üzerine çullanılarak, nefes almasına dahi fırsat verilmedi ama o yine de ifikri namusuna sahip çıkmaya devam etti.
...
Günümüzün İnanmışlık ve adanmışlık sembolü Ahmet Şık'a geçmiş olsun der, ailesi ile birlikte mutlu bir yaşam temenni ederim.


Klasik Semih Yalçın refleksi
Mehmet trol"er" dün akşam Habertük TV'de yarım saat Devlet Bahçeli ve MHP'ye övgüler düzünce; Sinan Ogan "Sayın Metiner MHP'yi anlatanlar var, sen başka şeyler anlat" deyince; Semih Yalçın gene beklenen davranışı sergileyip, programın moderatöre Metiner elçiliği ile twit atıp, haber gönderiyor; "Söyleyin hanımefendiye, o adamın MHP ile bir ilgisi yoktur.?
...
Bizler de böylece Mehmet Metiner'in MHP'li, Sinan Ogan'ın ise MHP'li olmadığını öğrenmiş olduk.?
...
Bir an için " Güldür Güldür" programını izlediğimi sandım. Demek ki devletin bekası ile uğraşırken, ara sıra da böyle komiklikler yapılabiliyormuş. İlahi Semih Bey, ne de hoşsunuz.

İslam'da Güncelleme
"Hayır işleri için rüşvet verilebilir" şeklinde talimat ile yandaş ulemanın verdiği fetva ve her cuma hutbesinde tekrarlanan "Akraba ve yakınlarınıza yardım edip, gözetiniz" ayetini "Yandaşı" kayırma şeklinde yorumlanıp, bu da geleneksel hale gelince; baktılar ki olacak gibi değil "Artık bu böyle devam etmez, en iyisi İslam'ı kendi meşrebimize göre güncelleyelim" dediler.
...

Recep Tayyip Erdoğan belki de ilk defa kendi fikri aidiyetinin dışında, modern anlamda, doğru bir laf etti; "İslam güncellenmeli" dedi.
...
Ancak aynı Erdoğan; yüzlerce yıldır, binlerce sosyoloji kitabında "Ümmet" ve "Millet" kavramlarının tarifi aynı yapılıp, aynı şekilde anlaşıldığı halde; sadece ve sadece "Türk milleti" dememek için milleti-İbrahim veya milleti-Musa ya da İsa demesinin perde arkasındaki niyeti sorgulayınca; "İslam güncellenmeli" gibi son derece makul ve mantıklı vecizesini hangi niyete binaen söylediği elbette çok önemli olup, üzerinde düşünülmesi gerekiyor; ve dolayısıyla Erdoğan'ın kişiliğine binaen yukarıda söylediklerim doğrultusunda şüphe ile yaklaşmamak mümkün değil.
...
Çünkü Sayın Erdoğan'ın kavramları alt üst etme huyu var. Bir çok kavramı, anlamı dışında kullanıp, sonra da işin içine trolleri de katarak millete dayatıyor.
...
Mesela referandumda hayır dedik diye; ona göre PKK ile hareket eden hainler olduk(!) Şimdi MHP+AKP ittifakına "Milli ittifak" diyorlar; peki diğer patiler Yunanistan'dan gelmiş olup da; kendisinden iktidarı devralmak isteyen güruh mu oluyorlar. Yani referandumda hayır dedim diye ben hain oluyorsam, kozmik odayı teslim edenler ne oluyor; kandırılmış hainler mi. Ya da; cemaat yurdundaki çaycı "Kandırılmış" olmayıp, fetöcü olurken; Fethullah Gülen ile Pansilvanya'da malikanesinde kebap yiyen milletvekili ne kandırılmış oluyor, ne de fetöcü; buna ne diyeceğiz peki.
...
Dolayısıyla, "İslam güncellenmeli" sözü doğru bir söz ancak banisine güvenmediğim için anlamını yitiriyor, gerekçem; "Çayı getirenin fetöcü, kebabı götürenin baş tacı " olmasıdır.
...
"İslam güncellenmeli" sözünde kastedilen mana; daha çok rahmetli Yaşar Nuri Öztürk'ün söylemleri ile örtüşüyor. Peki rahmetli Yaşar Nuri Öztürk yıllar önce bu ve buna benzer sözler söyledi diye lince tabi tutulmadı mı. Kimlerdi bunlar; siyasal İslamcısı gelenekten gelenler.
...
Demek ki sözün yakışabileceği zihniyet; kumaşın da yakışabileceği endam çok önemli.


"Ulan oğlum" başarının zirvesindeki bir muhteremi mi alaşağı ettik; ne ettik.
Gerek Türk milliyetçiliği hareketi, gerekse ülkemizin içinde bulunduğu konjonktürel şartlar gereği; Türk milliyetçilerinin bir projesi olarak inşa edilen İYİ PARTİ'yi edep, adap ve izandan yoksun olarak eleştirmek gibi kolaycı bir üslubu sürdürenler var.
...
"Ulan oğlum" başarının zirvesindeki bir muhteremi mi alaşağı ettik. Veya hem iktidar, hem muktedirdiniz de; size darbe mi yaptık; ya da bacası tüten fabrikamız vardı da; şarteli mi indirdik, doğal gaz borusunu mu patlattık; ne yaptık... "Eylemsiz Doçent" mıymıntılığını kabullenip; haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliğe seyirci mi kalacaktık.
...
Becerebilenleriniz ortaya çıkıp, bir şeyler yapsınlar; bir halt edip, baltaya sap olamayanlar ise en azından susma edep, adabında olmalılar. Onca emek ve umudu küçümsemek kimsenin haddine düşmez. Adama sorarlar; sen ne yaptın diye.


SP Genel Başkanı Sayın Karamollaoğlu'nun istikrarlı dik duruşu
Siz işte bu kadar alçak ve namussuzsunuz.
...
Sayın Karamollaoğlu, gönüllerinden geçtiği şekilde hareket etmeyince, adamın 53 sene önce başka bir dine mensupken sonra müslüman olan eşini dillerine doladılar.
...
İnsan illaki o milletten, bu milletten, şu dinden, bu mezhepten olabilir, hiç önemli değil; yeter ki sizler gibi ahlaksız, şerefsiz ve namussuz olmasın.
...
Bu arada Sayın Karamollaoğlu, malum Sivas katliamı nedeniyle kedisini bu denli ifade etme, dinletebilmek ve vicdanlara hitap etme fırsatını bulamamıştı; bir anlamda içinden geçmekte olduğumuz süreç kendisine bir şans vermiş oldu.

...
Aktrolleri dinliyorum, öyle bir havada konuşuyorlar ki; SP seçmenini, eninde sonunda AKP'yi tekrar tercih etmek zorunda olan "Ampulün altında sadakat nikahı kıymış, İflah olmayan, azatlık kabul etmeyen köleler" olarak görüyorlar.
...
Bu durumda SP seçmeni, AKP'nin köleleri olmadıklarını göstermek durumundadır.


Hem orada, hem burada gözükme; iki tarafı idare etme hali
Görüyorum ki Türk milliyetçilerinin, özelikle de kanaat önderlerinin, hele ki hükumete yaranma adına akademisyenlerin ciddi bir kısmı sotaya yatmış bekliyorlar. Öyle bir strateji yürütüyorlar ki; gerektiğinde hem oraya, hem de buraya atlayabilme pozisyonlarını muhafaza etmeye çalışıyorlar.
...
Ancak Türk devletini; Türk tarihinin belki de en büyük ihanet örgütüne ama öyle ama böyle teslim etmiş bir yönetim anlayışının, bundan sonra da başımıza daha ne belalar açacakları meçhulken; bütün bunların müsebbibi aynı iktidarın devamına kayıtsız, şartsız destek verip, yanında saf tutmak neyin nesi, hangi akılın karıdır.
...
Rahmetli Ali Güngör'lerin itirazlarını ve buna binaen çırpınışlarını unutmayalım. Rahmetli gerekli itirazını dile getirmiş olmanın huzuru ile ahiretini kazanmışken; bizler ise yanında durmamış, onu anlayamamış olmanın vicdani sızısını o günden bu güne hala yaşamaya devam ediyoruz.
...
Bu sızımıza ikinci bir sızının eklenmemesi için tekrar tekrar düşünmeniz gerekmektedir. Türk milliyetçiliği hareketine Ali Güngör'ü anlamamakla ket vuran zihniyet; varlığına bu sefer de referandumda hayır diyen Türk milliyetçilerini anlamamakla devam ediyor. Bu durumun neden olacağı sızıları şimdiden hissedip, önlemini alarak "Cesurlar Hareketi"ne iştirak ettim, ne mutlu bana. Artık gerisini kalanlar düşünsün, vuku bulacak sızıların müsebbibi onlardır artık.
...
Dün akşam SP Genel Başkanı Sayın Karamollaoğlu açıkladı; 15 Temmuz öncesi ordudan bir kaç subay dertlerini kimseye anlatamayınca kendilerini ziyaret ederek, orduda hiyerarşik düzenin bozulduğunu dile getirmişler, o da; "Bunlar bizi aşar, gidin bu tespitlerinizi devleti yönetenlere anlatın" demiş. Sonra ne oldu; bütün bu uyarılar muktedir olmanın derin hazzını yaşayanların umurunda bile olmadı 15 Temmuz hain kalkışma gerçekleşti. Bunun müsebbibi görülen çaycısı çorbacısı içeride; kurşun sıkan alçaklar elbette içeride; zenginler dışarıda, kaçaklar; Gülen'in malikanesinde aynı masada kebap yiyen herifler ile hidayete erip, başını örten siyasi hatunlar ise TV'lerde ne kadar fetö düşmanı ordularını anlatmakla meşguller.
...
Şimdi sözüm muhataplarına;
Beyler zerre kadar siyasi gücünüz varsa, yapmanız gereken; yukarıda sadece bir tanesini verdiğim binlerce ihmalkarlıkların müsebbibi olup, devletin ve milletin başına bunca işleri açanlara karşı ittifak olup, alternatif geliştirerek; ve elbette demokratik usullerle uzaklaştırıp, devleti yönetmeye talip olmanız gerekmektedir.
..
Sizler ne yapıyorsunuz; malum iktidarın kalıcılığını teminat altına aldığınız gibi, "2019 yetmez,, üzerine bir beş yıl daha ilave teminat sağlıyoruz" diyorsunuz. Tekrar ediyorum; devletin bekası için beka sorunu yaratanlarla işbirliği yapılmaz; aksine, bizim yaptığımız gibi karşı mücadele verilir.
Mehmet Soral

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

TÜRK MİLLİYETÇİLERİ VE VATANSEVERLERİN ADAYI MERAL...
ÜLKÜCÜNÜN ADRESİ

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin