KAVALA DAVASI ARTIK DÜNYA MESELESİ

KavalaDavasi

Evet tam, göz göre zincirleme kaza gibi bir olay.
Hem de skandal üstü skandallerle büyüyen bir olay.

İncir çekirdeğini doldurmayacak işler yüzünden neler neler yaşıyoruz.
Kavala suçluysa yargı gereğini yapar.
Herkes koro halinde niye dâhil olur ki?
Hükumet niye dâhil olur?
Koca koca devlet yöneticileri niçin görüş beyan ederler?
Evet niçin her ağız açışta suçlama ve karalama derdine düşerler?
Hani, derdest davalar hakkında yargıyı etkilemek kanunla yasaktı?
Niçin kanun-kural dinlemezler?
Elin adamına busayıya gelmez aptalca işlerle altın tepsidefırsatlar sunulur mu?

Kim neye bakıyorsa baksın, ben bunlara bakarım.
Kim olursa olsun suçu tesbit mahkeme işidir.
Mahkemeleri töhmet altında bırakacak baskılar, sözler olmaz.

Herşey kamuoyunun önünde cereyan ediyor.
Adam, o suçlamadan berat ediyor, diğeri, olmadı bir başkası…
Berat ettiği isnadlar sanki gerçekmiş gibi en yüksek yerden en yüksek perdeden söylendikçe söyleniyor.
Soroscuymuş.
Suçsa gereği yapılsın.
Devam eden mahkemeye rağmen, bağıra çağıra tehdid ve şantaj sayılacak çıkışlar yapılır mı?

Bir Gezi'dir gidiyor ki anlamış değilim.
İnsanlar gösteri yapamayacaklar mı?
Varsa aralarına karışan suçluları bulmak devletin kolluk kuvvetlerinin işi değil mi?
Niçin herkes suçlu olsun?
Niçin eleştiri hakkı,gösteri, hak arama yolları suç olsun?
Bunlar bir tarafa, diyelim ki bu işi öyle gördünüz ve gösterdiniz.
Böyle mi yapılır?
Dünyaya kaç türlü fırsat vererek ülkeyi küçük düşürecek durumlara yol açılır?
Biz, bu vakte kadar böyle şey görmedik.

O on Büyükelçi elbette halt etmiştir.
Hadleri değildir.
Bunu bize yapamazlar..
...tamam da kardeşim, bu iş nasıl bu hale geldi?
Kim bu arap saçını kördüğüm etti de dünya meselesi haline getirdi?
Devlet aklı bunları görürdü.
O devlet aklını nereye kovduk da o on Büyükelçi o açıklamayı yapabildi?

Bir numaralı gündem bu oldu.
Nasıl bir akılsızlıkla bu arap saçını bağladık?
Kaçıncı akılsızlık, kaçıncı utanç?
Evet sayıp döküyorlar..
Rahip Bronson için " Bu fakir buradayken o Papazı kimse alamaz" dedik ve sonra paşa paşa verdik.
Bir gece yarısı, Merkel istedi diye, Alman Casusu bir Türk'ü, hem de mahkemesiz bıraktık ve özel uçakla gönderdik.
Bu gücü olan ve sonuç alanadamlar, devletler, şimdi neden Kavala veya bir başkasını istemesinler?

Yine soruyorum: Yöneticiler niçin Kavala aleyhtarı bir tutum alıyorlar da yargı bilir deyip geçmiyorlar?
İşte adamlara fırsat doğdu.
İstediklerini aldılar, iç işimize karışma fırsatı verdik, yine aynı yoldan gidiyorlar.
Bir oldu, iki oldu, üç, dört, beş oldu ve işte 10 Büyükelçi ültimatom gibi bir tivitle karşımıza çıktılar.
Bu sefer bizde o bildik ağır fatura getiren efelenmeler başladı.
Haydaaa!
Yapamayacağın şeyi söylemek olmaz.
Bu hesapsızlıkla bumerang yine bize döner.
Bu on Büyükelçi'yi istenmeyen Adam (Persona non grata) ilan etmek olur mu, olmaz mı?
Gel de işin içinden çık.

Dışişleri'nde deve dişi gibi meslek adamları dururken, bir yerlerden topladığımız, önünü sonunu hesap edemeyecek adamlara diplomasiyi bırakırsak olan olur.
Devletin başını sıkıntıya çeken açıklamalar yapılır.
Sonra hadi temizle bakalım!

Şu anda o görüşmeler yapılıyor.
Bir İsrail, bir Mısır, bir Suriye, bir Yunanistan ve benzeri efelendiğimiz ülkelerle yaşadığımız krizleri düzeltmeye uğraşırken ve düzeltemezken bir de on devlet daha.
Kavala'dan, ondan bundan bana ne diyebiliriz, diyebilirsiniz!
Fakat haksızlığa, bu rezilliği döne döne yaşatanlara göz yummanın bizi nereye getirdiği ortada.
Utanıyoruz.
Ben elin adamının fırsatı kullanmasına değil, önce kendime bakarım.
Bu rezilliğe nasıl düştüğümüzü anlamaya çalışırım.

Başımıza iş açmakta üstümüze yok.
Gördüğüm bu.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

DİLİM, BAŞIMA GİYDİRİR KİLİM!
Altı Bakan, Beş Sistem

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin