DEĞİŞİM ve DÖNÜŞÜM

Patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de aynı sıkıntıyı yaşadıklarını, yani kaynar suyun içinde kaldıklarını düşünün. Fakat her biri bu durum karşısında farklı farklı tepkiler vermişlerdir. Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken, kaynar suyun içine girince yumuşamış ve güçten düşmüştü. Yumurta ise çok kırılgandı; dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu. Ama kaynar suda kalınca, yumurta sertleşmiş katılaşmıştır. Ancak kahve çekirdekleri bambaşkaydı. Kaynar suyun içinde kalınca, kendileri değiştiği gibi suyu da değiştirmişlerdi ve ortaya tamamen yeni bir şey çıkmıştı.
"Sen hangisisin?"  Önce buna bir karar verin. 

"Bir sıkıntı kapını çaldığında nasıl tepki vereceksin?
Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? Yumurta gibi katılaştıracakcaksın mısın?
Yoksa, kahve çekirdekleri gibi, başına gelen olayın duygularını olgunlaştırmasına ve hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin?”
Peki, siz hangisisiniz? Bunu hiç düşündünüz mü?

Sıkıntılar karşısında tavrınız ne olur sizin? 

Patates gibi mi olmak istersiniz yoksa yumurta gibi mi? Yok en iyisi kahve gibi mi olmak diyorsunuz?

İşte günlük hayatta bu durumlardan hangisini seçerseniz politik tercihinde de karşımıza çıkacaktır bu. 

Kahve çekirdeği gibi olup hem kendinizi hem de çevrenizi değiştirmek istiyorum diyebiliyor musunuz? Zor iş degismek. Zor iş alışkanlıklardan vazgeçmek. Önümüzde iki önemli yol var. Ya eski kafa ile statükocu bir mantık ile devam edeceğiz ya da alışkanlıklarımızdan taviz vereceğiz. 

“İnsan yedisinde ne olursa yetmişinde de öyle olur “ demiş ya atalarımız biz de öyle mi kalalım dersiniz? Değişmek derken tamamen dönüşme demiyorum elbette.

Dönüşüm aslında hiç bir  şekilde geçmişten eser bırakmadan tamamıyla değişmektir. Kendi geçmişimize ait izlerin ortadan kalması, kimliğimize inançlarımıza ait hiç bir şeyin  kalmaması demektir.

Değişimde ise asıl olan korunur, bazı değerlerin yerine başka değerler alınabilir. Var olanlarla yeni olanlar  değiştirilebilir veya birlikte kullanılabilir. Değişimde esas düşüncelerin çağa şartlara uygun duruma getirilmesidir. Siz düşüncelerinizi çağa uygun söylemlerle söylerseniz bu değişimden çevreniz de etkilenecektir. 

Belki son zamanlarda Türk milliyetçiliği fikir sisteminde yapılması gereken değişim yapılmadığı için bugün toplum ve hareket olarak sıkıntı yaşamaktayız. Kalıplaşmış düşüncelerin yerine yeni sosyal çağdaş sivil bir anlayış getirebilseydik bugün bambaşka konumda olabilirdik.

Artık hareket olarak neyi nasıl hangi şartlarda yapabilecek durumda olacağımız net olarak ortaya çıkmalıdır. 

Kısacası patates gibi şartlara göre gevşeyerek mi yaşayacağız yumurta gibi sertleşerek mi yoksa kahve gibi değişim içerisinde çevremize bu değişimi göstererek mi? 

Karar vermek için kaybedilen her an zararsızdır unutmayalım. Esen kalın efendim.

Doğan AY




×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

Nur Yüzlere sinen psikolojik tehdit
30 Ağustos, Türk Milletinin Küllerinden Doğduğu Gü...

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin