BARIŞ PINARI VE...

Yıllar önce müttefikimiz(!) ABD, Irak'ta görev yapan askerlerimizin başına çuval geçirince, iktidarda olanlar hariç hepimiz isyan edip ayağa kalkmıştık. Dün ülkenin başına komple çuval geçirdiler, iktidar dahil çılgınca sevinip alkışlıyoruz.

***

Anlamayanlar ve hâlâ Akp seviyesinde olanlar için bir de şöyle anlatayım.

Evinize bir gece hırsız giriyor ve neredeyse donunuza kadar her şeyi alıp götürüyor. Ertesi gün hırsızın kim olduğunu öğrenip çaldığı eşyalarınızı geri getirmesi için haber yolluyorsunuz. Hırsız, suçlu olduğu yetmiyor gibi bir de alay eden cevap yolluyor; evinizi de alacağını ekliyor.

İyice celalleniyorsunuz ve arkadaşlarınızla kahvehanede otururken, hırsızın mekânını basıp ağzını burnunu kıracağınızı hatta öldüreceğinizi söylüyorsunuz. Bu sözleriniz kahvehaneden çıkıp hırsızın aşağı mahallede yaşayan dayıoğullarının kulağına gidiyor. Hırsızın dayıoğulları, size "Sakın böyle bir şeye yeltenme onunla bizim kan bağımız var" diyorlar.

Siz, "Asacağım, keseceğim, döveceğim, geberteceğim, mahalleyi bir hırsızdan kurtaracağım" şeklinde sözlerle her aklınıza gelen yerde sesinizi yükseltiyorsunuz.

Fakat bütün mahalleli, aslında siz de bir numara olmadığını, sadece kuru gürültü yaptığınızı ve eşyalarınızı hırsızın dayıoğullarının dükkânından zamanın şartlarında uygun fiyatlardan aldığınızı hatta ütüyü de hediye verdiklerini biliyor. Bu yüzden kahve cemaatinden bazıları damarınıza basıp kışkırtıyor.

Yeri gelmişken, "Kız istemeye davul zurna ile gidilmez, gizli yapılır" atasözünü hatırlatalım…

Hırsızın pişkin tavırları, "evinizi de alacağım sözleri", hediye ütü aldığınız ve bu sayede bir hukukunuzun olduğuna inandığınız dayıoğullarının arka çıkması ve bazı mahallelinin gaz vermesi sonucu muhayyilenizi kaybediyor ve sağlıklı bir plan yapamıyorsunuz.

Kahvehanede beleş çayınıza alışmış olan yancılarınızın da gazlamasıyla öyle bir hâle geliyorsunuz ki, hırsızı dayıoğullarıyla beraber üst üste koyup dövmeyi bile düşünüyorsunuz.

Bazen çocukluğunuzda izlediğiniz kabadayı filmlerini hatırlayıp, her şeyi yakıp yıkmayı bile hayal ediyorsunuz.

Bu kafa ile dolaşırken, bir gün hırsızı bir köşede sıkıştırıp bağıra-çağıra dalıyorsunuz. Oysa ne cebinizde bir çakı var, ne elinizde sopa. Attığınız yumruktan, savurduğunuz tekmeden çok bağırtınız çıkıyor. Tabi seslerinizin ve çıkardığınız gürültünün hırsızın dayıoğullarına ulaşması zor olmadığı için sopayı kapan geliyor…

Elinde beysbol sopası sallayan büyük dayıoğlu diyor ki, "Hemen bırak; o bizim akrabamız. Senden çaldıkları dâhil, bütün pılısını pırtısını alıp  arka mahalleye taşınsın, orada yaşasın. Sen de bizim dükkâna gel, yeni model ürünlerimiz var; daha önce yaptığımız gibi yine biraz indirimli veririz ayrıca rahat ödeyebilmen için uzun vadeli taksit yaparız. Bu sefer ütünün yanında bir de mutfak robotu hediye ederiz. Seninkiler sever robotu. Yoksa kafanı kırarız."

***

Kimse yok yanında, çaresizsin; kabul ediyorsun.

***

Sonra gelip kahvehane ahalisine, "İstediğimi aldım, hırsızın dayıoğullarının dükkânından yeni model eşyalar gelecek. Piyasa fiyatının altında anlaştık. Montajı da kendileri gelip yapacak. Müthiş kârlı bir alışveriş yaptım" diyorsun.

Yancılar ellerini çırpıyor, çünkü birazdan gaza gelip herkese beleş çay ısmarlayacağını iyi biliyorlar…

Dayıoğulları da seni aile efradına karşı ezilmeyesin diye, "Vallaha doğru diyor, malları bize geliş fiyatına verdik. Bu sefer hediye ütünün yanına bir de mutfak robotu ekledik. Taksitleri de beş-altı sene devam edecek şekilde uzun tuttuk. E, nakliye ve montajı da ücretsiz yapacağız. Allah hırsızın cezasını versin, bu işten siz kazançlı çıkıp eşyaları yenilediniz. Hazır eşyaları yenileyecekken badana boya için bizim bir tanıdık var..." Nutukları atıyor.

***

Maalesef, Barış Pınarı Harekatı'nda geldiğimiz durum bu dur…

***

Yani demem o ki; dün ülkemize gelen ABD heyeti ile yapılan görüşmeden sonra teröristlerin kökünü kazımak ve Suriye sınırımızda yeni bir terörist devlet kurulamaması için başlattığımız harekâta, teröristler sağ salim çekilip gitsinler diye ara vermişiz. Bu nasıl bir saçmalıktır?

Yarın daha güçlü şekilde geri gelmeyecekleri ne malum? Açılımlı, hendekli, çadırlı, lahmacunlu zamanları ne çabuk unuttuk?

Bu, aynı delikten kaçıncı ısırılışımız?

***

Şimdi anladınız mı niçin, "Biz milletimizin, devletimizin ve ordumuzun safındayız. Akp saflarına katılacak kadar saf değiliz" diyoruz?


Çünkü adamların bizi ne zaman ve ne şekilde yolda bırakacağını, üstelik milletin kafasını nasıl ütüleyip yağ gibi üste çıkacağını kestirmek mümkün değil...


18.10.2019

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

6 DEVLET BİR MİLLETİZ
SİYASİ GÜNDEME DAİR DEĞERLENDİRME

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin