Bir keder değse yurdun bağrına
İçimde eriyen yağı bilirim
Pirim her kavgada koştum çağrına
Başbuğun tuttuğu tuğu bilirim
Bir velvele ile ömrüm geçirdim,
"Say" dedim, yerinde saymadın zaman.
İnecekken hep durağı kaçırdım,
"Duy" dedim, sesimi duymadın zaman…
yaşamın kanat sesleri kesilince
dolup taşar içindeki söylence
bul kendini yeniden
simli gözlerinden öperken kum saatlerce
kızlar oyası al ile yeşil
TUTKAL Benden bir sürü daha var. Şeklen bakmanız benden bir sürü daha olanlarla beni aynı tanımın içinde saklı tutar. Ama siz gelip de "Yoookk; biz bu işe nitelik, güç olarak bakıyoruz" derseniz mesele o zaman değişir. Peşin söyleyeyim, altını çizerek söyleyeyim: "değişir." Bana; "Sen kimsin?" demek yerine, "Sen nesin?" demek daha doğru olur.. Ben neyim? Size göre "Sen nesin"im.. Takip e...
Tanrı'nın zaman ve mekânla ilişkisine dair fikirleri daha evvel okumuştum. Ancak geçen gün bir sohbet esnasında Tanrı'nın geleceği bilemeyeceğine dair ortaya atılan düşünceler aklımda Tanrı'nın zaman ve mekânla ilişkisine dair bir takım düşünceler canlandırdı. Üstüne bir de Kindî felsefesinde bu soruna işaret eden bazı tartışmalara rastlamam konu üzerinde biraz düşünmeme sebep oldu. İşbu...
Bu bir çeşit itirafnamedir. Aslında çok daha önce yazmam gereken bir yazıyı daha yeni yazıyorum ve bunun çok mantıklı ve pek çok insanın düştüğü bazı hatalardan kaynaklandığına inanıyorum. İlk yazımın konusu da olarak bunu seçtim. Zira aslında yazmak isteyip yazamayan pek çok arkadaşımında aynı sebeplerden dertli olduğuna inanıyorum ve onlara yol açmak istiyorum. Öncelikli so...
Bir kristal uykusuzluğu gecenin deminden çıkartan gözleriyle öylece tutunuyordu dikdörtgen masasının kenarına. Abanoz karanlığın tam ortasında perdeyi kısmi aralayarak şehrin nar tanesi ışıklarına bakışlarıyla klark çekiyordu. Hafiften üşüyordu zamanın kucağına yatırdığı gövdesinin en nadide sayılan noktaları. Örneğin ayakları, kolları ve burnu. Yine de masasının çentik atılmış, kestane...
Einstein, Sartre ve Allah… Başlığın ilk aklıma çağrıştırdıkları şeyler bunlar oldu. Sahi ne zamandır, bir şeyler hakkında yazmıyorum ki? Çok okunma hastalığına kapıldım kapılalı bir şeyler "düşünemez" olmuşum. Konuyu bağlayamama ihtimaline karşılık şurada birkaç kelam etmeden de durmak istemiyorum. Zamanı değiştiren prens Einstein "zamanın bir illüzyondan başka bir şey olmadığı" konusund...
MUTLU BAYRAMLAR "Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış. Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş. En sonunda geriye bir mum kalırmış. O tek mum, yaşam boyu sönmezmiş, insan ölünceye dek içinde yanarmış…… İnsan sevdiklerini yitire yitire yaşar; yıllar geçtikçe, yanan ve sönen mumlar birbirine karışır… Öyle ki gönlünde hangi mum kimin için yanıyor bilemezsin; mumu...