Hayat dedikleri kısaymış günden,
Dostlarım demişti, inanmamıştım.
Her günün ziyası karaymış dünden,
Dostlarım demişti, inanmamıştım.
Devir öyle devir olmuş ki beyler,
Yüne hasret kalan kirmanlar gördüm.
Gariban, zenginin gönlünü eyler,
Kanunu olmayan ormanlar gördüm.
Öyle bir devirde yaşadım ki ben,
Kurda kuzu satan çobanlar gördüm.
Plastik yüzlerde sahte gülüşler,
Gönüllerde biten çıbanlar gördüm.
Hani bazen bir kasetin en sevdiğin parçası olur ya!
Hep o çalsın istersin.
Her bittiğinde başa sarıp,
Tekrar, tekrar dinlersin.
İşte hayatımın en güzel parçasıydın sen!
Durmadan hep "çal" istiyorum.
Telif Hakkı
© Kaan Özaslan @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Bir efkâr tüter bacamdan
Bahar mı, hazan mı, bilmem?
Bakar dururum şu camdan
Karanlık mı, Tan mı, bilmem?
Gönül, derdin anlatmaya söz mü ararsın,
Şu cihanda söylenmeyen kelam mı kaldı,
Aslı unutmuş Kerem'i "aşk" ı sorarsın,
Leyla'dan Mecnun'a bir tek selam mı kaldı.
Kimim? Neyim? Yok mu eşim?
Bilmem, Cahil-i dünyayım…
Bin bir renkle bezenmişim,
Her çaputtan bir parçayım…
Bayram denilince aklıma, tadı damağımda hep kalmış ve sanırım kalmaya da devam edecek sütlü şekerler gelir. Her sene vitrinden itinayla çıkarılan, kırılmasından korkulan şekerliklere dizilen sütlü şekerler… Hani ağzımıza attığımız anda, kahve aromasını da hafiften damağımızda hissettiğimiz sütlü bayram şekerleri… Hep beraber, bayram öncesi son bir haftaya gidelim mi? İlçemiz ya da mahall...