Sanki dört nala geçiyor günler, mevsimler.Bir savaşçının altında nefes nefese koşan kısrak gibi…Gözünü açıyorsun, bahar gelmiş; kapıyorsun yaz bitmiş…Sonbahar bile son günlerini yaşıyor artık,Pastırma yazı bitti bitecek…Uzunca bir uykuya hazırlanıyor doğanın kucağında; nebatat, hayvanat ve bilumum haşerat…Yani kışa giriyoruz usul usul…Kış da bize… Kayak mevsimi yaklaşıyor.Yok yok!O bildi...
Telif Hakkı
© Yahya Hoçur @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Telif Hakkı
© Yahya Hoçur @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Bozuk kan nasıldır görmek istersen,
Kendine bir iğne batır beyzadem.
Biz koyun oluruz, eğer dilersen,
Elinden düşmesin satır beyzadem.
Telif Hakkı
© Yahya Hoçur @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Telif Hakkı
© Yahya Hoçur @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Sadece bu adamlar mı sevmiş de, adlarını düşürmezsin dilinden. Ben sevmedim mi yani seni?
Şu uzandığımız tahta zemin, tazecik bir toprak olmuş.
Saçlarına tırmanmaya çalışıyor, henüz ekilmemiş çiçekler.
Ellerini uzatmış sana. Ellerinde, yılların tozu, sevdiğin tüm mısraların kokusu var.
Bir yanda da ben. Ben de uzatmışım ellerimi.
Bilirim, için gider mısra dendi mi.
Ne var sahi, o adamları sende bu kadar adam yapan?
Ben yazsam kokusunu içine çeke çeke okumazsın kağıtları, bilirim.
Sitem değil bendeki, sadece… Ne bileyim, çocukça bir kırgınlık belki.
Telif Hakkı
© Yahya Hoçur @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.