Zât-ı Muhteremler; Turâncı olmak bu kadar suç mu? Ne curûm işlemişse kesin cezâsını davamın! Ben bedelini misliyle ödemeye hazırım. Ama haddinizi bilim, delikanlı olun. Efendilerinize söyleyin, korkunun ecele faydası yok.
Biz Turânı kurduk, size tanıtmaya geliyoruz!
Şaka şaka, bu kadar korkmayın yahu, daha değil..
Ama az kaldı, bir gece ansızın...
Belki yarın, belki yarından da yakın...
Yıllardır Türkiye'de Turâncılık marjinal bir dünya görüşü, romantik bir hayal veya asla gerçekleşmeyecek bir rüya olarak görüldü. Yada öyle gösterildi. Lise çağında başlayıp üniversite çağına kadar süren gençlik heyecanı, karakteri tam oturmamış 50 yaş üstü adamların zırvası, duvarlara sprey boyayla fotoğraf çekinmek suretiyle yazılan, illegâl bir eylem. Peki ne istiyorlardı Turâncılıktan? Neden bu kadar itibârsızlaştırma saldırılarında bulunuyorlardı? Madem, kâle alınmayacak bir hayal ürünü, niçin bu kadar engellemek zahmetindeler?
Gerçekten bir rüya mıydı Turân?